02 Nisan 2009 00:00
Trajikomik günler bitti(mi?)
29 Mart seçimlerinin propagandaları aylarca sürdü. Bu propaganda süresi içinde hem trajik, hem de komik olaylar birbiri arkasına patladı. Bazıları birkaç gün gündemde kaldı, bazıları o gün unutuldu.
29 Mart seçimlerinin propagandaları aylarca sürdü. Bu propaganda süresi içinde hem trajik, hem de komik olaylar birbiri arkasına patladı. Bazıları birkaç gün gündemde kaldı, bazıları o gün unutuldu.
Hemen unutulanlardan biri, belki de en önemlisi, kendisine Son Padişah, Dünya Lideri, Son Halife, 2.Atatürk, hatta 2.Peygamber yaftası takılan eski futbolcu, yeni AKP Başbakanı olan zatın söylediği şu söz: Devlet, bizim iktidarımızda meşruiyyet kazandı Ne demek bu? Kendileri Son Padişah ve Son Halife olarak gösterildiğine göre, içindeki sözcüklerin büyük çoğunluğu Arapça olan Osmanlıcayı bilmesi gerekir. Meşruiyyet sözcüğünün Türkçe karşılığı Yasallıktır. (Bkz. M. N. Özön/Osmanlıca-Türkçe Sözlük.)
Yani bu sözden anladığım, Türkiye Cumhuriyeti, Beyefendinin yönettiği süre içinde yasal olmuş. Ondan öncesi mi? Gayrimeşru dönem, yani Yasadışı dönem. Ama Yalakalarının Padişahı/Halifesi/Peygamberi olan zat Gayrimeşru ilan ettiği dönemin yaratıcısının adı, kendi adının önüne konduğu zaman da İstemem, yan cebime koy, gibilerinden ses çıkarmıyor Bu olay hem trajedidir, hem komedidir. Trajedidir, çünkü Gayrimeşru dediği bir dönemin yasaları sayesinde başa geçmiştir. Eğer söylediği doğruysa, Gayrimeşru Yasalarla başa geçtiğine göre, kendisi de gayrimeşrudur Ayrıca komedidir, çünkü Vatan/Millet/Sakaryacıların ezici bir çoğunluğundan gık çıkmamıştır. Ya o zatı ciddiye almadılar ya da es geçtiler
Trajikomik günlerden bir komik olay daha Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirelin 40 yıldır oy kullandığı sandıkta adı yokmuş. Kaba inşaatta 211 seçmen gösterilirken, bir kişinin ahırındaki büyük ve küçük başlar seçmen gösterilirken, hatta İstanbuldaki bir hastanenin bahçesindeki ağaçlar seçmen gösterilirken, hatta ve hatta 40 yıl önce ölenler bile seçmen gösterilirken, yaşayan bir Cumhurbaşkanı seçmen gösterilmiyor
Komik olaylardan biri, tabii bence, Son Peygamberin Gavur İzmir dediği kente Belediye Başkan Adayı olan Taha Aksoyun yaptıkları Taha Bey, köpek düşmanı olan Peygamberine ters düşerek İzmir sokaklarında köpek mamaları dağıttı, bazı reklam afişlerinde partisinin amblemini bile koymadı. Ve gazetelerde, konuşmalarla ilgili man-şetler: Kötü yönetime isyan ediyoruz, Vaadinizi tutun, Tutmadığı sözleri, vaatle kapatıyor Bu başlıkları görünce, Bundan daha güzel mesaj olmaz Peygambere, dedim
Trajedi cephesi de ayrı bir alemdi. En tepedeki zattan, irili ufaklı adamlarına kadar tüm AKP taifesi her çeşit tehdidi yapıyorlar, baskıları uyguluyorlardı. Peygamberi de, Vezirleri de, mebusanları da, Bize oy vermezseniz, gelecekte durumunuz nanay, diyorlardı. Kendilerini eleştirenleri, hatta eleştirme olasılığı olan yurtseverleri gözaltına alıyorlardı. Afişlere bile karşıydılar. Büyük Reisin gözleri rahatsız olmaması için, konuşacağı alanlardan, geçeceği yollardan muhalif partilerin pankartları toplatılıyordu.
Arakçılık tavan yaptı bu dönemde. Akfırat rezaletinin yanında (öylesine tatlı isimler varmış ki), gizlenen Deniz Feneri olayı ya da müridinin affıyla pir-ü pak olan Necmettin Erbakanın yeniden ortaya çıkışı (Ortağı Tansu Amerikada olmasaydı, eminim o da boy gösterirdi, ama kader utansın) ve diğerlerini yazmıyorum. Sadece başkalarının mesajlarını, projelerini araklayıp, kendilerininmiş gibi satanlara takılıyorum. Yazı yazmaktan, yapmaktan aciz adamların yönettiği bir ülkede yaşamak beni üzüyor
Bakalım Genel Seçim öncesi ne gibi trajikomik olaylarla karşılaşacağız?..
BÜLENT HABORA