Bu ateşi söndürmek hepimize düşer
Aralarında Aynur Doğan, Ferhat Tunç, İlkay Akkaya, Jülide Kural, Nuray Sancar, HDK İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, Gazeteci Necmiye Alpay, SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan, BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in de bulunduğu çok sayıda aydın, sanatçı, gazeteci, yazar ve siyasetçi Roboski Köyü’ndeki izlenimlerini Cezayir toplantı salonunda düzenledikleri basın toplantısıyla paylaştı. Katliam bölgesini ziyaret eden heyet adına açıklamayı, okuyan sanatçı Jülide Kural, Uludere’nin üç köyüne gittiklerini belirterek, “Acılarımız artarak döndük. Bu ateşi söndürmek hepimize düşer” dedi.
‘ADALET İSTİYORLAR’
Onlar hükümetin özür dilemesini ve sorumluların yargılanmasını istiyorlar” dedi. Yakınlarını yitirmiş olan Kürtlerle buluşmalarında, bir çok ayrıntıyı öğrendiklerini belirten Kural, “Onlar öncelikle Hükümet’in özür dilemesini istiyorlar. Sadece bunu da yeterli bulmuyorlar, sorumluların cezalandırılmasını talep ediyorlar” dedi. “Acılarımız artarak döndük” diyen Kural açıklamayı şöyle tamamladı; bir kere daha anladık ki bu ateşi söndürmek hepimize düşmektedir.
‘KÜÇÜCÜK KALBİMDE KOCA BİR ATEŞ VAR’
Köyde yaşadıklarını anlatan Kural, 15 yaşında bir kız geldi yanıma. O fotoğrafı anlatarak başlamak istiyorum. Elinde ağabeyinin fotoğrafı onu kalbine koydu.Ve bana kalbine vura vura dedi ki; ‘Benim küçücük bir kalbim var abla. Ama şimdi koskoca bir ateş var. Devlet bu ateşi nasıl söndürecek?’ Orada buna benzer o kadar çok kare var ki. Onlar açlar, yoksullar, bir dağın yamacında çıplak ayak, yaşamaya çalışıyorlar. Çok önemli ve değerli bir şey değil bizim oraya gitmemiz. Doğal olanı, insani olanı, gerekeni yaptık. Kürtçe konuşuyorlardı anlamıyorduk ama anlaşıyorduk. Bu acıyı anlamak için insan olmak yeterli çünkü” dedi.
‘BARIŞMAK ZORUNDAYIZ’
Köylülerin, ‘Öfkeliyiz. Ve bu öfkeyi dindiremiyoruz. Bu hissettiklerimiz başka bir yere götürebilir bizleri’ dediklerini aktaran Kural, “Bize ‘Bu bedeli neden ödediğimizi bilmiyoruz. Ama faillerinin cezasını çekmesini istiyoruz. Siz de yanımızda olun’ dediler. O öfkeyi ben de duyuyorum. Ama bizler bir yol bulmak zorundayız. Pratik tek bir yol var. Biz barışmak zorundayız, beraber yaşamak zorundayız ama kolay olmayacağını bilerek” şeklinde konuştu.
‘SADECE ACI DEĞİL, KORKULARI DA VAR’
Toplantıda söz alan sanatçı Aynur Doğan, ise “Belki o insanların acısının sadece bir kısmını anlayabiliyoruz. O insanların bu acıdan başka korkuları var. Yalnız kalmaktan o acıları yeniden yaşamaktan korkuyorlar” dedi. “Ben de Kürdüm ve dedemden babamdan dinleyerek büyüdüğüm acı hikayeleri hâlâ yaşıyoruz” diyen Aynur Doğan, “Yoksul bir halk, dışlandıklarının farkındalar. Onların istediği tek şey, duyarlı olan onlarla aynı duyguda, dilde olan insanlarla beraber bu sesi duyurmak. Devletten bir şey beklemiyorlar. Mesela ölen gençlerden birisi sadece nişanlısına kontör parası almak için gidiyor sınıra. Onlar neden öldürüldüklerini cevabını istiyorlar öncelikle” şeklinde konuştu.
‘DAHA ÇOK ORADA OLALIM Kİ KOLAY ÖLDÜREMESİNLER’
Müzisyen Yasemin Göksu ise “Bu salonda olan duyarlı insanların bile dayanamayacağı bir dramla karşılaştık” diyerek başladığı sözlerini şöyle sürdürdü; “Batıdan kibirli ağızlarla konuşanların oradaki insanlar için söyledikleri kabul edilemez, insafsızlık. Bu çok iyi planlanmış bir operasyon. Bizim izlenimlerimiz de bu yönde. Anlatılanlar da. Biz oralarda daha çok olalım ki artık bu kadar kolay ve rahat o insanları öldüremesinler.”
‘DEVLET SAVAŞ ATEŞİ YAKTI BİZ BARIŞ ATEŞİNİ YAKALIM’
Prof. Dr. Meryem Koray da “Başım eğik taziyeye gidiyorum, demiştim yola çıkarken. Olay çok acı. Hiç kimse bu ölümleri haklı gösteremez” dedi. Bu olayı kimsenin azımsatamayacağını belirten Koray, “Gittiğimiz bir köyde insanlar bizi karşılıyorlar, sıra sıra dizilmiş, saygıyla üstelik. Benim başım yine eğik. Ama onlar bizi ayağınıza sağlık diyerek uğurladılar. ‘Özür dilenmeli hak yerini bulmalı’ diyorlar. Devlet orada bir savaş ateşi yaktı. Biz de bir barış ateşi yakalım. Aksi halde başımız hep eğik kalacak” şeklinde konuştu.
‘ARTIK YETER BÜTÜN KRALLAR ÖLSÜN’
“Bir şey yapmalı. Bizler dahil herkes hep beraber bir şeyler yapmalıyız” diyen Sanatçı İlkay Akkaya ise “Öyle pervasız bir saldırı ki bunlara topyekün karşı koymalıyız. Muğlalı kışlalısının adını değiştirip ardından yeni 33 kurşun şiirleri, ağıtları yaktırarak ne yapmak istiyorlar. Alay ediyorlar bizlerle. Bütün krallar ölsün. Artık yeter” şeklinde konuştu..
Sema Solaklı ise “İsrail’in, Filistinlilere yaptığı zulüm hep anlatılır. Bu da böyle bir şey. Toplu mezarlıkta gördüğümüz çocuk mezarlarıyla karşılaşmaya dayanmak mümklün değil. Oradan bir ağıt değil bin ağıt yakılır. Dedim Yaşar Kemal burada olsaydı bir değil bin destan yazardı” (İstanbul/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et