04 Nisan 2009 00:00

G-20’nin yeni sömürü çarkı

Gelişmiş 20 ülkenin temsilcisi Londra’da, küresel krize karşı çözüm tartışmaları yaparken Türkiye’de iktisatçılar krizi değişik yönleriyle masaya yatırdı.

Paylaş

Gelişmiş 20 ülkenin temsilcisi Londra’da, küresel krize karşı çözüm tartışmaları yaparken Türkiye’de iktisatçılar krizi değişik ük yönleriyle masaya yatırdı. G20 zirvesiyle aynı döneme denk gelen ve 33.’sü düzenlenen İktisatçılar Haftası’nın bu yılki konusu krizdi! “Krizin neresindeyiz? Krizin değişik yüzleri” ana başlığını taşıyan etkinlikler kapsamında bir araya gelen farklı düşünce ve akımlardan iktisatçılar krizi; sektörel yansımaları, ekonomi politiği, siyasal yapılara etkileri, çıkış yolları vb. yönleriyle tartıştı.
G20 zirvesi sonrasında krize karşı çözüm önerileri sunuldu. IMF’ye yeni roller biçildi. Zirvede ayrıca, finansal sistemin denetim altına alınması, IMF’ye daha fazla kaynak aktarılması, uluslararası ticaretin teşvik edilmesine yönelik kararlar alındı. Bir çok iktisatçı atılan adımın sistem içi bir çözümü dahi beraberinde getirmeyeceğini vurguluyor. Köklü bir dönüşümün olması gerektiğini vurgulayan Türkiye Sınai Kalkınma Bankası Başekonomisti Gündüz Fındıkçıoğlu şunu vurguluyor: “1929 krizinden bu yana yaşanan en ağır ekonomik krizinden bahsedilirken, ‘100 yılın krizi’ tanımı yapılırken, çözüm yolunda da 1929 krizine eş değer bir dönüşüm gerçekleşmesi gerekir. Dönüşüm kurumlarıyla birlikte olması gerekir. Başına eski sosyalisti getirerek, kurumun birkaç yöneticisini değiştirerek, kaynağını artırarak bu dönüşüm sağlanmaz. Bir dönüşüm öyle 3-5 günde de olmaz”
13 PAKET OLMADI YA YENİSİ
1-3 Nisan Tarihleri arasında yapılan İktisatçılar Haftası kapsamında, İstanbul Üniversitesi Merkez Bina’da yapılan “Krizin Ekonomi Politiği” oturumunda bir sunum gerçekleştiren Fındıkçıoğlu, yeni tehlikelere dikkat çekiyor. ABD Merkez Bankası FED’in 13 paket açıkladığını hiç birinin etkili olmadığını kaydeden Fındıkçıoğlu, umut olarak gözüken son paketin de yeni tehlike tohumları ektiğini belirtti. Son paket olar, 25 Martta başlayan ve 1 trilyonun üzerine çıkma ihtimali olan FED Varlığa Dayalı Menkul Borçlanma Kolaylığı’nın enflasyonist bir baskı ve başka sorunları beraberinde getireceğine dikkat çekti.
Türkiye’nin de daha kötü günleri göreceğini belirten Fındıkçıoğlu, sanayi verileri vb. bir çok unsura bakıldığında krizin etkilerinin temmuz ayında tavan yapmasını beklediğini kaydetti.
BÜTÜNLÜK ÖYLE
KOLAY SAĞLANAMAZ
G20 zirvesinde ‘denetimli bir kapitalizm’ kararının alınması neoliberalizmin sonuna gelindiği yeni bir döneme girildiği yorumlarını beraberinde getirdi. Her ne kadar ‘yaşasın yeni dönem’ çığlıkları atılsa da çatışmaların derinleştiği bir sürece girildi. Zirveden bir bütünlük görüntüsü çıksa da, G20 ülkelerinin gelecek yılın sonuna kadar ekonomilerine 5 trilyon dolar sermaye enjekte edeceklerine dair kararlar alınsa da, her ülke kendi derdine düşmüş ve yeni ittifak arayışlarına girmiş durumda.
G-20’ler Washington toplantısından bu yana, ortak politika konusunda söz verseler de bu söze uyamayacaklarını gösterdi. AB’de İngiltere ve Almanya, “kendileri dışındakilere” ilgi göstermiyor. Almanya Rusya ile yakınlaşmaya çalışıyor. Tek merkez yok artık. İktisatçılar Haftası’nın öğlenden sonraki oturumlarının açılışını yapan Prof. Dr. Gülten Kazgan, ABD hegomanyasının sarsıldığının altını çizerek şu soruyu yöneltti: “Çin kendisinin finanse ettiği, kendisine bu kadar borçlu bir ülkeyi ne kadar hegemonik bir devlet olarak tanımlar?”
G-20 zirvesinde gündeme gelen hususlardan biri de uluslarası yeni rezerv para birimi oldu. Yeni para sisteminin bugünkünden farklılaşmış politik yansımalarının olacağına dikkat çeken Kazgan, ABD’nin karşısına Çin ve Rusya eksenli yeni bir odağın çıkacağını belirtti. ABD’nin elbetteki lider olduğunu, hala G-20 zirvesinde onun ne söylediğine bakıldığını belirten Kazgan, ABD’nin artık tek merkez olmadığını vurguladı. Krizin AB’yi bile dağılıyormuş havasına soktuğuna işaret eden Kazgan bu konuda şunları söylüyor: “Doğu ve Batı Avrupa arasında uçurum iyice derinleşti. Batı’yı kurtarma adına adına adeta Doğu adeta gözden çıkartıldı. Doğu Avrupa’nın bankaları Batı’nınkilerin uzantısı haline getirildi şimdi büyük bir kurumsal dönüşümle karşı karşıya bırakıldı.”
Krizin bir bütün halinde hareket etmenin zeminini yok ettiği konusunda iktisatçılar hem fikir.
(EKONOMİ SERVİSİ)
Bülent Falakaoğlu
ÖNCEKİ HABER

Vali Güler’e jet yanıt

SONRAKİ HABER

Türk-İş, işçine sahip çık!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...