04 Nisan 2009 00:00
Başka bir kayıp savaş
Her zamanki tantanayla Obama yönetimi, Afganistandaki yeni savaş stratejisini açıkladı. Görünürde fazla bir şey ifade etmiyor. Eğer Bill Gertzin 26 Martta Washington Timesta anlattığı doğruysa, ilk anda göze çarpandan daha fazlası var. Gertzin haberine göre;
Her zamanki tantanayla Obama yönetimi, Afganistandaki yeni savaş stratejisini açıkladı. Görünürde fazla bir şey ifade etmiyor. Eğer Bill Gertzin 26 Martta Washington Timesta anlattığı doğruysa, ilk anda göze çarpandan daha fazlası var. Gertzin haberine göre;
Obama yönetimi, yeni Afganistan stratejisi ile ilgili güçlü bir iç tartışma yürüttü. Konuyla ilgili ABD yönetiminden iki kaynağa göre politika uzmanları stratejiyi kapsamlı hale nasıl getirecekleri üzerinde görüş ayrılığına düştüler. Bir tarafta Başkan Yardımcısı Joseph R. Biden, Dışişleri Bakan Yardımcısı James B. Steinberg, Afganistanı dengelemenin asgari stratejisinin görüşmelerinin kamuoyundan gizlenmesini savundular. Bu görüşün amacı, Afganistanda sivil ve askeri olmayan çabaları sınırlamak, El Kaide ve Talibanın güvenli sığınaklar edinmesini önlemenin nesnel bir askeri temeli üzerinde odaklanmaktı.
Tartışmanın diğer tarafına öncülük eden, bölgenin özel temsilcisi Richard C. Holbrooke ve Hillary Clintonla ABDnin Merkez Komutanlığına liderlik eden General Richard David H. Petraeustu. Kaynaklara göre, Holbrooke- Petraeus-Clinton kutbu galip geldi. Sonuç, uzun vadede askeri ve sivil programla Afganistanı en azından gelişmiş demokratik devletlere uygun olarak yeniden inşa etmek oldu.
Başka yerlerde bu tür yazılar görmedim. Gertzin yazısı doğru olmayabilir. Ancak eğer doğruysa, Obama yönetimi Afgan savaşına yeni başladı ve onu kaybetti.
İronik bir biçimde, yayınlanan karar, başka bir kaybedilen savaş olan Irak savaşında Bush yönetiminin hatasını tekrarladı. Irakta Sünni-Şii iç savaşındaki son aşama şimdi şahlanıyor. Sorunun üstesinden gelebilecek şeyin operasyonlardaki başarı ya da taktiksel olmadığını anlamayan birinci hata ele geçmez stratejik durumlar düzenliyor.
İlahi müdahalenin kısası, hiçbir şey Afganistanı modern, gelişmiş ve demokratik bir devlet haline getiremez. Domuzlar sadece uçmayacaklar, önce F15lerle it dalaşını kazanacaklar. Afganistan olsa olsa Afganistan olur: fakir, geri kalmış, uyuşturucu temelli ve düşük düzeyde bir ekonomiyle lanetlenmiş, güçlü yerel savaş efendileri ile zayıf bir devlet. Bu Afganistan ki onun en iyisidir. Mevcut durumu sağlayan yabancı bir güç için zor olabilecek işgali gerçekleştirme savaşının seviyesini düşürmeyecek, uzun vadede yerleşim gerçekleşmeyecek.
Aslında Başkan Yardımcısı Biden tarafından öne sürülen en küçük hedefler bile elde edilebilir değil. Talibanın Afganistandaki güvenli sığınaklarını reddedemeyiz. Çünkü Taliban, Afganistanlılar. Paştun nüfusunun ana bölümünü oluşturuyorlar. Biz Afganistan savaşının halledilmesinde en fazla El Kaidenin tasfiye edilmesini umabiliriz. Ki bu gerçekçi bir stratejidir. Talibanın El Kaideyle bağlantısı ideolojiktir ve dürtülerin doğru kombinasyonu, genellikle ideolojik bağlantıları koparır.
Pragmatizm yerine, bu sınırlı hedefe ulaşmayı amaçlayan gerçekçi bir yaklaşım, Don Kişot gibi elde edilemez bir maceraya kapıldığımızı gösterir. Tekrar söylüyorum Afganistan savaşını kaybettik. Askeri ya da değil fark etmez; erişilemez olanı istemenin anlamı yok.
Burada, Obama yönetimindeki küçük değişimin ne ifade ettiğini gördük. Neoliberal ile neomuhafazakarlar arasındaki fark çok azdır. İkisi de Yeni Dünyada ve modernleşen yeryüzündeki küresel geleceğin militan müritleri. Milyarlarca insan modernizme karşı ölümüne savaşmak istiyorken bu ideologların bakış açısı, önemsiz bir askeri engel olan Pregel nehri gibidir. Daha fazla avcı satın almaya ihtiyacımız var.
Bu arada para azalıyor. Eski rejim sendromu, her zamankinden daha büyük görünüyor:Yalnızca korumuyoruz, gereksiz yabancı bağları ve borçları da artırıyoruz. Borç verme isteğimiz azalıyor ve paramızın değerini düşürüyoruz. Tarihçiler bunu daha önce birçok kez gördüler. Asla mutlu sonla bitmedi.
Görünen o ki Afganistan başka bir imparatorluğun kabristanı olacak.
William S. Lind, 31 Mart 2009