06 Nisan 2009 00:00
EVRİM/DEVRİM
Bir hayhuy daha arkada kaldı.Genel olarak seçimler hayhuy muydu? Hayır! Her yerde her zaman bir seçim olacak. İşçi sınıfının iktidarında da... Hayhuy bütünü değil. Ama
Bir hayhuy daha arkada kaldı.
Genel olarak seçimler hayhuy muydu? Hayır! Her yerde her zaman bir seçim olacak. İşçi sınıfının iktidarında da... Hayhuy bütünü değil. Ama
Sen-bendi... Benim yoğurdum tatlıydı... Bayraklar, bayraklar... Car car ses arabaları... Giderek merkezi yerlere kurulan büyük boy video görüntüleme aygıtları ve sesleri... Konvoylar... Bir curcuna yani. Seçim denince bunlar akla gelir oldu. Oysa bir işyerinde de temsilci seçimi oluyor örneğin. Hiç de bayrak asılmıyor ya da ses arabaları dolaşmıyor.
Yani eğer konu bizsek, biz ve seçim ilişkisi buradan kurulamaz. Kaç ses arabası dolaştırdık, kaç bayrak astık diye bakamayız seçim çalışmasına. Olmaz mı? Hiç mi bayrak asılmaz? Asılır elbet! Ama sorunun bayrakta, ses arabasında olmadığı kesin. Üstelik sadece bir aylık bir seçim çalışmasında da olmadığı kesin. Seçim propaganda döneminde bir yereldeki tüm evler iki defa taransa ve sadece materyal dağıtılmayıp toplantı da yapılsa, yeter mi? Yalnızca seçim döneminde o evlerin halkıyla yüz yüze gelinmesi iyi bir seçim çalışmasıdır kuşkusuz, ama sonuç alıcı mıdır? Elbet değildir. Bu açılardan durum nedir?
Evet, AKP gerilemiştir ve iyi de olmuştur. Evet, Kürt illerinde, hemen tümünde DTP, geçmişte AKPye giden oylarını geri almış ve azalmamış, çoğalmıştır. İyi olmuştur. Bir dizi yerelde CHPnin epey oy artırmış olmasının bile iyi yanı bulunabilir arandığında. AKP ve gericiliğinden çekenler, bir nefes alabilmek, yaşam koşullarını savunabilmek vb. için en uygun toplanma yerini orası görmüşlerdir; dürüstlük arayışıdır, AKPnin önünü kesme telaşıdır gibi gerekçeler akla gelebilir. CHPye böyle oylar gitmiştir de. Ama gitmiştir de ne olmuştur, ne olacaktır? Ya da MHP oyunu ikiye katlamıştır. Ve Saadet... O da öyle. AKPyi zayıflattılar ya da örneğin M. Bekaroğlu iyi adamdır diye bakılabilir mi? Buralarda yürek soğutucu şeyler bulunabilir mi?
Öyleyse AKPnin gerilemesi de para etmemektedir, DTPnin eskisinden iyi sonuç alması da. Başkası da... Biz neredeyiz? Sorun budur. Biz; yani işçi sınıfı, yani emek hareketi, yani bunların üzerinden halk derli toplu bir adım atmamışsa ileriye doğru, orada iyilik, ancak işçiler ve halkın yeni bir deney sahibi olduğu kadardır. Ama yeni deneyden ders çıkarma ve yararlanmanın da biz ve bizim mücadelemize baktığı yine kesindir.
O zaman ne kadar iyilik kalmaktadır geriye? Biz; yani işçi sınıfı, yani emek hareketi, ne kadar ders çıkaracaksak daha ileriden birlik ve bağımsız güç olmak için, bunun gerekleri üzerine ne kadar sadece düşünmekle kalmayıp kolları sıvayacaksak, iyilik o kadardır. Gerisi züğürt tesellisidir. Dolaysızca bizim olmayanla avunmadır. Sadece sonuçları işimizi kolaylaştıracak olanla yetinmedir. İşimizin kolaylaşmasının da yine biz ve bizim mücadelemizi varsaydığı ortadadır.
Bizi TKP ile şunla bunla kıyaslamalı mıyız? Bu mudur biz? Geçelim. Sorun, o kadar bile olunamadı, hiç değilse her yerde aday gösterseydik değildir. Oradan ilerlenemeyeceği tartışmasız. Sorun, burjuva uyanıklığı değil. Ama işçi adaylarla, emek adaylarıyla seçimlere katılma da dahil, işçi ve emek hareketinin bağımsız örgütlenmesinde pratik ısrarın sorunun aslı olduğunu, bu seçimin de temel dersi olduğunu bilmeliyiz. Seçim taktiği de buradan taktik olacak ve işe yarayacaktır. Ancak buradan kurulacak seçim taktiğinin geliştirici olacağı tartışmasızdır. Dört ya da beş yıllık biz ve bizim mücadelemizin seçim taktiği... Önümüzdeki seçim, biz ve mücadelemize bağlı şekillenebilir. Bunca kriz ve işsizlik ve sefaletin ortasında sadece buradan bakabiliriz, bakmalıyız. Sorun biziz, bizde. Yoksa o gerilemiş, bu ilerlemiş... Biz yoksak hiçbirinin değeri yoktur. Göreli iyilik ve kötülüklerdir; tümü burjuvaziye, burjuva dünyasına özgüdür!..
MUSTAFA YALÇINER