07 Nisan 2009 00:00
BAŞYAZI
AKP Hükümeti, seçimde aldığı yenilgiyi bir türlü hazmedemiyor. Hazmetmemekle de kalmıyor; seçim boyunca yaptığı gibi gerginlik politikasından medet umuyor.
AKP Hükümeti, seçimde aldığı yenilgiyi bir türlü hazmedemiyor. Hazmetmemekle de kalmıyor; seçim boyunca yaptığı gibi gerginlik politikasından medet umuyor. Dahası hükümet, gerginliği, üstüne yıkılan yerel seçim politikasının devamı olarak sürdürüyor.
1946dan beri en şaibeli seçimi gerçekleştiren Erdoğan ve hükümeti, seçimden beri, seçime hile-hurda karıştırmaktan seçimde AKPnin oy kaybına uğramasına kadar her şeyin suçunu da başkalarında arıyor.
Eğer bize oy vermezseniz hizmet alamazsınız! tehdidini Başbakan ve bakanlarının ağzından yapan, valileri AKPnin il başkanı gibi kullanan; YSK kararlarına uymayan, kullanılan oyları çöpe attıran, seçim günü ülkenin başkentinde elektrikleri kesen, seçim kurullarına müdahale eden bir hükümet vardır bugün. Ve üstünden bir haftadan fazla zaman geçmesine karşın henüz, bırakalım taşrayı; İstanbul, Ankara, Adana gibi illerde kimi ilçelerde oylar yeniden yeniden sayılmaya devam etmektedir.
Bu, seçimi yaptırmakta bile başarısız ve seçimin en açık mağlubu olan AKP Hükümeti, Batı illerine bakıp, kendi içinde sorumlu arayıp, kendilerine oy vermeyen illerin halkını nankör, neye ve kime oy vereceğini bilmeyen cahiller olarak suçlamaktadır. Ama aynı hükümet, bölge illerinde halkı suçlamayı da aşarak; çatışmaları artıran, halka ve DTPye düşmanca davranan, silahların yeniden öne çıkmasını kışkırtan, bir bahar harekatı için bahaneler yaratmaya çalışan-isteyen bir tutumla hareket etmektedir.
Ortada hiçbir tepki ve taşkınlık yokken, eskiden adalet bakanlığı da yapmış olan, şimdi Hükümet Sözcüsü sıfatını taşıyan Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, hükümetin bölgede aldığı seçim yenilgisinin ardından; Iğdırı MHPden alan DTPyi, DTP Ermenistan sınırına dayandı diye ağır bir biçimde suçladı. Cemil Çiçeke ilk destek de Genelkurmaydan geldi. Genelkurmay sözcüsü gazetecilere, Çiçekin sözlerini kendisine dayanak yaparak bölgedeki gelişmelerden kaygılarını açıkladı.
Ağrıda seçime hile karıştırıldığını iddia eden halk tepki gösterince, aynı eylemlere İstanbulda, Adanada hoşgörüyle yaklaşan; oyların yeniden yeniden sayılmasıyla itirazları da ortadan kaldırmaya yönelen hükümet, Ağrıda halka, polis ve askerin şiddetiyle yanıt verdi. Iğdırda Cemil Çiçekin Ermenistan sınırına dayandılar açıklamasını aşırı bulan Başbakan, Ağrıda askerlerin endişelerine katıldı ve adı duyulmamış bir örgütün evlere tehdit içerikli bildiriler dağıtmasını gerekçe göstererek, halkın tepkisinin arkasında provokasyon arayan değerlendirmeler yaptı.
Seçim gerginliği, geçtiğimiz cumartesi günü Abdullah Öcalanın yaş günü kutlamasına giden binlerce insana yönelik olarak yapılan askeri harekata da yansıdı. TV kanallarının meydan savaşı olarak verdiği olaylarda 2 kişi öldü, 6 kişi de yaralandı. Cenazelerin Birecik Devlet Hastanesine getirilmesinin ardından da Birecikte olaylar çıktı. DTP Milletvekili Ayla Akat Ata polis tarafından tartaklandı.
Haklı olarak; bölgedeki gözlemciler, insan hakları kuruluşları, barolar gibi örgütler, seçim sonrasında olayların böyle tırmandırılmasının; güvenlik güçlerinin halka yönelik şiddetinin yeniden öne çıkarılmasının, hükümetin bölge halkından seçimin intikamını alma niyetinden kaynaklandığını belirtiyorlar.
Konuşurken ağızlarından barışı, insanları sevmeyi düşürmeyen hükümet erkanı, pratikte tam tersini yapıyor. ABD ile anlaştığı planı hayata geçirmek için sopa ve havuç politikasını öne çıkaracağı düşünüldüğünde, hükümetin, bölgenin mücadele eden halk kesimlerine yönelik şiddeti zaman zaman azaltsa da sürekli bir baskı unsuru olarak kullanacağı anlaşılıyor. Bunu, Obama ile varılacak Kürt sorununun Amerikancı çözümü uzlaşmasının ardından daha iyi göreceğiz!
İHSAN ÇARALAN