08 Nisan 2009 00:00
GÖZLEMEVİ
Daha başlarken itiraf ediyorum, ben bu oyunu gözlem altına alırken tarafsız olamam.
Daha başlarken itiraf ediyorum, ben bu oyunu gözlem altına alırken tarafsız olamam. Çünkü Tiyatro Z ile duygusal bağım var. Bengi Heval Öz ve Cem Kenar ile ne zaman rastlaşsam içim pır pır eder. Onlarda çoğu zaman kendi gençliğimi, kimi deliliklerimi, yapamadıklarımı, ulaşamadıklarımı görürüm. Ne tuhaf! Hiç kıskanmam. Hatta onlara öven gözlerle bakar, övgümden kendime pay çıkartırım. Bir oyunlarını eleştirirken yüreğim tir tir titrer. Kolay mı öyle (istediği kadar tarih koksun) İstanbulun Galata bölgesinin bakımsız, köhne ara sokaklarından birinde bir kültür fidanı dikmek. Sen al, demir atölyesi olarak kullanılan eski püskü bir binayı mekan edin, restorasyona giriş, külüstürden bir kültür-sanat ortamı yarat Yetmiş kişilik bir tiyatro salonu, bir resim galerisi, bir atölye alanı, fuayede café Ve orada da çağdaş metinlere, yeni yazarlara, genç oyunculara önem ver, durmaksızın ara tara.
Bu kere de Dan Dietz adlı (benim adını ilk kez duyduğum) Amerikanın Teksas (Austin) eyaletinde yaşayan bir oyun yazarının TempOdyssey başlıklı eserini almışlar, Küçük Genny Efsanesi adıyla Türkçeye çevirerek sahnelemişler. Dan Dietz, kapitalizmin insanları nasıl boşluğa sürüklediğini, paranın insanı nasıl sevgi ve aşk olgularından soyutladığını, insanları nasıl robotlaştırdığını anlatmış. Oyunu geçici işlerde çalışarak yaşamını devam ettirmeye çalışan Gennynin etrafında kurmuş ve Gennynin yeni girdiği bir işteki ilk ve son gününü anlatarak işe başlamış.
Oyunun başladığı yer, bir bomba fabrikası. Genny, çevresindeki insanların ona olan bakış açısı ile geçmişe ve geleceğe doğru yolculuklara çıkıyor. Georgia eyaletinde geçen çocukluk yıllarında babasının ve annesinin acımasızca öldürdükleri tavukları satarak para kazanmaları; boyunları kırılarak öldürülen hayvanların üzerinde kurulan geçim havuzu, hem de bu boyun kırma işleminin Gennye yaptırılması Gennyyi evde ebeveynleri nasıl sadece para getirecek bir araç olarak görmüşlerse; iş yerinde çalışanlar da onu seks aracı olarak algılayacaklardır. Kişi üzerinde ciddi sarsıntı yaratacak bu olgularla yazar Dietz, Amerika Birleşik Devletleri politikalarının ve de kapitalizmin eleştirisine girişmeyi dener. Ancak yazarın tiyatro dili oldukça karmaşıktır ve kanım odur ki kapitalizmin eleştirisine girişmeye de pek yeterli değildir. Seçtiği temanın temelinde yaratıcılık vardır, ama çözümlemede Dietzin oyun yazma tekniği sınıfta kalır. Metnin tamamı okunduğunda yazarın tiyatro tekniklerini, sahne yapısını, oyunculuğu, rejiyi, kısacası tiyatronun öğelerini pek bilmediği, dolayısıyla kullanmadığı ya da kullanamadığı ayan beyan ortaya saçılır.
Murat Şevki Çoban ve Bengi Heval Öz ikilisi, metni fevkalade titiz bir çalışmayla dilimize kazandırmışlar diyeceğim demesine de, şu shut up karşılığında kapa çeneni deyiminin kullanılmasını pek sevmiyorum ben. Diğer taraftan sanıyorum yazarın hatası, ama İtalyancada kapiş diye bir sözcük yok, doğrusu kapişi (capisci) olmalı. Bir Ortadoğu mezesi olan humusun da Amerikanın Georgia eyaletiyle ilişkisini pek kuramadım. Can Tuğcuoğlunun yalının da yalını dekor tasarımı özellikle dar alanın her bir köşesini yönetmene bırakmış olması açısından takdire şayan. Tuğcuoğlunun kostümlerine de sözüm yok. Cem Kenarın ışık tasarımı içinse, Gennynin kostümü ile kullandığı renk filtresine dikkat ederse daha iyi olacak deyip geçeceğim.
Cem Kenar, metni sahneye uyarlarken metinsel ve sahnesel iki olguyu birbirleriyle çarpıştırmayı denememiş. Dolayısıyla Dietz ile kendi çalışması arasında yapısal bir türdeşlik bulma amacını da gütmemiş. Bunun yerine metin ile sahneyi, sahnelemenin seyirci açısından gerçekleştirdiği özgül düş gücüyle yaratılmış süreçleri açısından kıyaslanan bir kuram kurmuş. Yazara aracılığını, önce dramaturjik analiz ve okumayla yapılandırmış, sonra da sahnesel yerleştirme yoluyla betimlendirmiş. Pek de iyi etmiş.
Ozan Songül, Güvenlik Görevlisinde görevini yapıyor. Derya Aslan, üstlendiği üç karaktere devinim ve diksiyon hakimiyeti sayesinde yerinde sözceleme durumları tasarlayarak can katarken ilerisi için umut fidelendiriyor. Baba karakterini canlandıran Nebil Sayının sese ve harekete dayalı oyunculuğu iyi. Ölü Çocukta Nuri Karadeniz hiç kuşkum yok duygularını, isteğini ve aklını ateşleme yeteneği olan bir oyuncu.
Benim gözbebeklerimden Bengi Heval Öze gelinceeee Öz, hiç ama hiç kuşkum yok ki, Gennynin bilincinin ve davranışlarının mantığını derinlemesine incelemiş. Gennynin bilincinin ve davranışlarının saklı katmanlarına ulaşmak için, oyunun bünyesindeki tüm işaretler yöntemini deneyimiyle gerçekliğe ulaştırmış. Durmuş oturmuş, kendine özgü tiyatro diliyle iz bırakıyor ve de gene alkışlanmayı hak ediyor.
(Tiyatro Z Telefon 0212 249 16 65 / 10, 11, 16, 17, 18 Nisan Saat 20.30da)
ÜSTÜN AKMEN