11 Nisan 2009 00:00
Olmertin kabusu
Ehud Olmertin kabusu yakın. Sadece eski İsrail Başbakanlığıyla değil, şimdi yolsuzluk iddialarıyla da mücadele etmek durumunda. Ayrıca Yahudi devletinin sonu anlamına gelebilecek Filistinlilerin eşit haklarını savunan bir mücadelenin desteklenmesinde iki devletli çözümün getirdiği korkularının gerçekleşmesiyle de karşı karşıya. Ehud ve gelişen bir hareket olan bu mücadele, Yahudilere bir tehdit oluşturmuyor, tam tersi Yahudiler onun büyük bir parçası.
Geçen hafta sonu Bostonda TARI (Trans Arap Araştırma Enstitüsü) ile Massachusetts Üniversitesindeki Joiner Merkezi tarafından bir konferans düzenlendi. Bu, İsrailliler ve Filistinliler için demokratik bir devlete nasıl erişilebileceği üzerine ikinci büyük kamuya açık konferanstı. Birincisi, kasımda Londrada yapıldı ve üçüncüsünün haziranda Torontoda yapılması önerildi.
Konferansta da söylediğim gibi, iki devletin Müslüman, Yahudi ya da Hıristiyan, kadın ya da erkek bütün yurttaşlarına eşit haklar sağlaması lazım. Ama mevcut İsrail devletinde ya da kurulması muhtemel Filistin devletinde durum böyle değil. Başka bir deyişle, iki devlet kurulsa da İsrail, Yahudi olmayan yurttaşları üzerinde Yahudi yurttaşlarının ayrıcalığı olan bir devlet olmaya devam edemez. Böyle bir ya da iki devlet bir Yahudi devletinin sonu anlamına gelir. Ayrıca Filistinlileri Filistin toprağındaki Filistinlilerin nasıl korunacağı gibi başka yaşamsal sorunların karşılayacağına inanıyorum. Konferansta en azından haklar ve egemenlikle bir mini devlet empoze etme çabasına yönelik ABDyi uyaran Politika Analisti Phyllis Bennise katılıyorum. İşgal edilen bölgeler, sürgün edilme gibi önemli bir gerçek ayrı ayrı Filistinliler tarafından vurgulandı. Yüksek sesle ve net bir biçimde tek devlet çözümünün İsrail Yahudileriyle çalışma anlamına geldiğini söylediler.
Siyaset Bilimci Laila Farsakh, Gazzeden sonra tek devletin İsraildeki öfkeli Filistinlilere zor geleceğini kabul etti. Bir strateji olarak bu öfkenin üstesinden gelmek için, siyonizm ısrarındaki Yahudilerin geçmişteki ve şimdiki rolünü gizleyebilecek kimlik üzerine bir tartışma öneriyor. Konferansın önemli bir unsuru neredeyse bütün konuşmacıların sorunun temeli olarak seçilmiş insanların devleti olarak siyonist bir projeyi vurgulamalarıydı.
Konferanstaki belki de tek siyonist konuşmacı olan Kudüsün Eski Belediye Başkan Yardımcısı Meron Benvenisti, siyonizmi methetmek için değil onu defnetmek için gelmişti: Bir siyonist olarak bir Yahudi devleti istedim ancak bu seçenek ortadan kaldırıldı. Tek devlet burada zaten var. Tek sorun ne tür bir devletin olacağıdır.
Önemli bir konu da Filistin devlet kurumunun yeniden yapılandırılmaya ihtiyacı olduğuydu. Siyaset Bilimci Karma Nabulsi, mevcut çabaları özetledi. Egemenlik ve yasallığın temeli olarak dışlanan Filistin halkının raydan çıkan ve mahrum oldukları sorunlar hakkında nasıl tartışılması gerektiğini eleştirdi.
Yahudi devleti, İslam devleti ve iki devlet seçeneği daha fazla halk desteğine sahip. Ancak daha zor olan sorular şunlar:
- Tek devletin yurttaşları kim olacak, Filistinliler mi İsrailliler mi?
- Yahudi Diasporası ve Arap ulusal hareketiyle nasıl olacak?
- Filistin ve İsrailliler ihtiyaçlarını karşılayacağına nasıl ikna edilecek?
Somut adımların tartışılması benim bilinemezciliğime meydan okudu. Yani tutku ve tartışmanın yaratıcılığını oluşturdu. Tek devlet çözümünün en iyi vizyonu, alternatif anlamsız tartışmalar meydana getiriyor.
Düşünün, bugün iki devlet çözümünü kim savunuyor? Filistin topraklarını sömüren ve evlerini yıkan İsrail buldozerlerinin metal sesine karşı yıllardır hiç zayıflamayan davasına devam eden Filistin Yönetimi. Ve bir Yahudi devletini korumanın tek yolunun bir Filistin devleti olduğu temel argümanını savunan ABD, Avrupa ve İsraildeki gerçekçiler.
Eğer kalplerine ve akıllarına kulak verirlerse iki devlet çözümünü destekleyenlerin daha iyi argümanlar sunmaları gerekir.
Nadia Hijab, 9 Nisan 2009
Evrensel'i Takip Et