12 Nisan 2009 00:00

ÖZGÜRLÜK YOLU


Yanlış yönlendirilmiş bir durum ve protestolar… Yirmi dünya lideri, geçtiğimiz günlerde Londra’da kitlesel bir göz boyama partisi için bir araya geldiler. G-20, önde gelen ve gelişmekte olan yirmi ekonominin bir araya gelmesinden oluşan bir grup olsa da, bu bana daha çok ışığa ulaşmak için çırpınan körlerin buluşması gibi geldi.
Büyük Nijeryalı Oyun Yazarı Wole Soyinka, Afrika askeri diktatörlüğünü eleştiren şiiri “Efendi Çavuş Doe’nun İlahlaştırılması”nda, “Fakat kanunları koyanlar buluştuğunda, taçlar taçtır. Onların huzurunda gaipten beyhude çığlıklar yükselir” diyor. Bu, bizi tam da benim anlatmak istediğim noktaya getirdi. Bu satırları okurken, fotoğrafçıların patlayan flaşları arasında otuz iki dişini göstererek gülümseyen, birbirini kucaklayan politikacılar aklıma geliyor. Politikacıların arasındaki bu kucaklaşma ve gülücükler de siyasetin bir parçası değil mi? Ülkeler, kendi çıkarları doğrultusunda hareket ediyorlar, bu eğer her şeye sahip olmak ve keseyi doldurmak demekse neden olmasın? Eğer bu parlak ahşap masaların bir ucundan diğer ucuna yüz buruşturmak demekse neden olmasın?..
Ve ulusal çıkar nedir? Bunun anlamı, bana göre bir ulus onun ne anlama gelmesini istiyorsa odur. Demek istediğim, ulusal çıkar kavramı tarih boyunca diğer ülkelerin işgal edilmesini; liderlerinin, askerlerinin, vatandaşlarının öldürülmesini meşrulaştırmak, diğer uluslara ve insanlara acı vermek ve orayı harabeye çevirmek için kullanıldı. Asıl konu şu ki ulusal çıkar, ulus devletin kalantor sınıfının çıkarlarını sağlamlaştırmak için organize şiddet kullanmasından başka bir anlam taşımıyordu. Ki bunun nedeni de çeşitli ulusların ekonomik çıkarlarının değişmeyen biçimde sürekli çatışmasıydı. Politikacıların öpücükleri ve kucaklamaları kolektif ve ekonomik elitler arasındaki daha derin bir farklılığı örtbas etmek için bir kamuflajdı.
Bir yıl önce, İsviçre’deki buna benzer bir ekonomik zirvede, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, delegelere, ABD ekonomisinin esnek ve yapısının da sağlam olduğunu, uzun vadede ekonomik getirilerinin sağlıklı olduğunu söylemişti. Bu, o zaman da doğru değildi, şimdi de değil. Gerçek şu ki, ABD ve küresel ekonomik sistem, sistemli bir eşitsizlik üzerine kurulmuştu ve bunun üzerinden korunuyordu. Afrika’daki kölelikten ve emekçilerin dünya çapında ve Amerika’da sömürülmesinden bahsediyorum. Gerçek şu ki bu, kapitalist sistemde her zaman görülen bir kriz. Ki bu sistemde, piyasalar birbirini yutuyor ve zenginlik mafyanın bile yüzünü kızartacak dalaverelerle yeryüzünün büyük bankaları tarafından ele geçiriliyor. Son ekonomik zirve ise tamamen bir karmaşa, bir halkla ilişkiler şovuydu.
MUMIA ABU JAMAL

Evrensel'i Takip Et