13 Nisan 2009 00:00

‘YAVRU’ ‘ANA’SINA NE ÇOK BENZiYOR!


Kuzey Kıbrıs’ta 19 Nisan Pazar günü yapılacak seçimler öncesi, siyasi ortam oldukça hareketlenmiş durumda.
İktidarda bulunan Cumhurbaşkanı Talat’ın partisi CTP, yapılan kamuoyu araştırmalarına göre, önceki seçimlerden yüzde 15-20 puan arası daha az alacak gibi görünüyor. ‘Ergenekon kozu’ bile CTP’ye aradığı oyları getiremiyor ve rakibi UBP, şu anda yüzde 42-44 arasında seyrediyor. Demokratikleşme konusundaki hiçbir vaadini yerine getirememiş olması ve ‘mezarda emeklilik’ düzenlemesi, işsizliğin artışı gibi faktörler, iktidar partisini aşağıya doğru çekiyor.
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), 2005 yılının şubat ayında KKTC’de yapılan erken genel seçimlerde oyların yüzde 44.51’ini almış, en yakın rakibi, eski Başbakan Derviş Eroğlu’nun patisi Ulusal Birlik Partisi (UBP) ise yüzde 31.67’de kalmıştı. Yüksek Seçim Kurulu, CTP’nin bu oyla 25 milletvekili çıkardığını açıkladı, ancak Girne’deki sandıkların yeniden sayılması sonucu bu sayı 24’e düştü. Bu, tek başına iktidar olmaya yetmeyince, o dönem sıkça tartışıldığı gibi AKP’li Şaban Dişli’nin devreye girmesi sonrası, UBP’den 3 milletvekili istifa ederek, Özgürlük ve Reform Partisi’ni (ÖRP) kurdular. Bu operasyon sonucu CTP-ÖRP koalisyonu kuruldu ve Meclis’ten güvenoyu aldı.
Ancak aradan geçen yıllar içinde CTP, arkasındaki bu desteği giderek kaybetmeye başladı. Eski dönemde Sovyetler Birliği’ne yakınlığıyla bilinen ve kendisini sosyal demokrat olarak adlandıran CTP, Kıbrıs’taki statükonun değişimi, demokratikleşme ve Kıbrıs sorununun çözümü konusunda adım atmaya yönelik vaatlerini gerçekleştiremedi.
2002 yılında adada muhalif güçlerin bir araya gelerek oluşturdukları Bu Memleket Bizim Platformu’nun da talepleri arasında yer alan polisin, TSK’ya bağlı Güvenlik Kuvvetler Komutanlığı’nın emrinden çıkarılarak sivil otoriteye bağlanması gibi talepler bile boşta kaldı.
Bunun yanında, KKTC’nin tüm iç ve dış güvenliğinden TSK’nın sorumlu olduğunu hükme bağlayan Anayasa’nın geçici 10. Maddesi korunuyor. Ve Kuzey Kıbrıs’taki Sivil Savunma Teşkilatı’nın başında Türkiye’li bir albay bulunuyor. Bunu düzenleyen yasaya göre, bu görevi yürütecek kişinin “Türk soyundan gelen bir Türkiye cumhuriyeti vatandaşı” olması öngörülüyor. Aynı şey, KKTC Merkez Bankası Başkanı için de geçerli.
Sivilleşmenin önünde büyük bir engel olarak görülen bu tür düzenlemelerin hiçbiri değiştirmeye yanaşmayan CTP’nin, derin devlet tartışmalarında adı en çok anılan Sivil Savunma Teşkilatı ile adeta sıkı fıkı bir ilişki içinde olduğu dile getiriliyor.
NEO LİBERAL POLİTİKALAR ERİTTİ
Derin devlet örgütlenmeleri bakımından Türkiye’nin bir laboratuarı olduğu sıkça dile getirilen KKTC, ekonomik politikalar bakımından da benzer bir durumda. Emekçilerin sosyal güvenlikle ilgili kazanımlarını ellerinden alan yeni ‘Emeklilik Yasası’ CTP döneminde yasalaştı ve bu yılın başından itibaren yürürlüğe girdi. Yeni yasaya göre erkekler 65, kadınlar ise 62 yaşında emekli olabiliyorlar. Tüm çalışanları tek çatı altında toplayan bu yeni düzenlemeye göre, devlet, işveren ve işçiler arasında yüzde 4+4+4’lik dilimler halinde paylaştırılmış olan prim ödeme dengesi de, yüzde 8+4 olarak değiştirildi. İşvereni prim ödeme yükümlülüğünden kurtaran bu düzenleme yüzde 8’lik büyük dilimin çalışandan alınmasını ön görüyor. Çalışanların tepkisini çeken bu düzenlemeye ek olarak resmi işsizlik de CTP iktidarı döneminde yüzde 5 oranında artış gösterdi.
AKP’Yİ TAKLİT EDİYOR
Desteğini kaybetmeye başladığını gören CTP, karşısındaki medya gruplarına tutum konusunda ise, AKP’nin Türkiye’de uyguladığı yöntemleri taklit ediyor. Asil Nadir’in patronu olduğu Kıbrıs gazetesi ile Kıbrıs tv’nin vergi borçlarını gündeme getirmesi gibi uygulamalar bunun örneğini oluşturuyor. Kıbrıs gazetesi günlük 8-12 bin adet satış yaparken,
CTP’yi destekleyen Yeni Düzen’in tirajı en fazla 2 bin civarında seyrediyor.
CTP Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer’in, Türkiye’de yürütülen Ergenekon soruşturmasının Kıbrıs’ta, UBP ve Denktaş’ı uzanan boyutlarına dair iddiaları seçim öncesi gündeme getirmiş olmasının dahi, seçim sonuçların da ciddi bir etki yaratmayacağı yorumları yapılıyor.
Başbakan Ferdi Sabit Soyer’in CTP’si, yüzde 30’un altında gözükürken, sağın temsilcisi eski Başbakan Derviş Eroğlu’nun UBP’si yüzde 40’ın üzerinde seyrediyor. Rauf Denktaş’ın oğlunun partisi olan DP ise yüzde 10-12 arasında gözüküyor.
(İstanbul/EVRENSEL)

Muharrem Faiz: CTP hayal kırıklığına uğrattı
Yakın Doğu Ünivirtesi Öğretim Üyesi ve Kıbrıs Toplumsal ve Ekonomik Araştırmalar Merkesi (KADEM) Direktörü Muharrem Faiz, son yaptıkları araştırmada UBP’nin yüzde 44.5, iktidar partisi CTP’nin ise yüzde 27 olarak gözüktüğünü söyledi. Gazetemize konuşan Faiz, 2003 seçimleri öncesinde Kuzey Kıbrıs’ta sağın yüzde 60-65 civarında, solun ise yüzde 35-40 civarında bir oyu olduğunu bu aralıkta hareket edildiğini söyledi. Faiz, Kuzey Kıbrıs’ta Annan Palanı döneminde oluşan çözüm umudu, Denktaş’tan kurtulma arayışı, Türkiye ile KKTC arasındaki asimetrik ilişkinin sorgulanmasının 2003 seçimlerinde CTP’yi büyüttüğünü belirtti. 2003 seçimlerinde yüzde 36 oy alan CTP’nin 2005 seçimlerinde de yüzde 44.5’e çıktığını hatırlatan Faiz, CTP’nin yaşadığı düşüşün nedenlerini ise şöyle sıraladı: “Sağ partileri aratmayacak düzeyde partizanlık, kayırmacılık, neo liberal politikaların gönüllü biçimde uygulanması.”
Türkiye’den 240 imam getiren ve her köye, kimsenin gitmediği camilere imamlar atayan CTP’nin, Ergenekon konusunda da, bugünü kadar, anlayış olarak bugüne kadar hiçbir farklı politika geliştirmediği halde, seçimler öncesinde bu konuda rakiplerine dair iddiaları gündeme getirmesinin inandırıcı bulunmadığını söyledi.
Fatih Polat

Evrensel'i Takip Et