15 Nisan 2009 00:00

UFUK

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un, dünkü konuşmasında, köşe yazarlarına yazacak epey bir şey çıkacağı belliydi.

Paylaş

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un, dünkü konuşmasında, köşe yazarlarına yazacak epey bir şey çıkacağı belliydi.
Askere yönelik eleştirel söylemleri nedeniyle daha önce bu tür toplantılara çağrılmayan bazı köşe yazarlarının davet edildiği dünkü konuşmaya, eleştiri dozumuz “makul” görülmediği için olacak bizden kimse çağırılmadı. Bu konuşmaya dair düşüncelerimizi de, elbette bize biçilen bu değere (!) uygun olarak yazacağız.
Başbuğ’un konuşmasında söylediklerini, söylemedikleriyle birlikte toptan bir değerlendirmeye tabii tuttuğumuzda üç kırmızı çizgi özellikle dikkat çekiyor. Birincisi, uzunca bir süredir askerin konuma dair olarak yapılan eleştirilere Başbuğ’un koymak istediği fren. Başbuğ, liberal kuramcılara ve ABD başkanlarına bol bol atıf yaptığı konuşmasında,
“Elliot Cohen sivil ve asker ilişkilerini eşit olmayanlar arasındaki bir diyalog olarak tanımlamaktadır. Bu ilişki de elbette sivil liderler gerçek güce sahiptir. Ancak sivil otoritenin askeri kararlarda sağduyulu davranışlar öne çıkmaktadır” dedi. Ancak bu vurguyu Anayasa’nın 5’inci maddesinden kendilerine dair özel bir yetki çıkararak ve askerin sivillerin memuru olmadığını ima ederek yaptı. Bir bakıma, “Biz AB koşullarının da bir gereği olarak sivil otoritenin önemini kabul ediyoruz. Ancak, MGK’da da temsil edildiği gibi, yönetsel ortaklığımız, hassasiyetlerimiz es geçilmemeli” demiş oldu. Bu vurgunun, liberal yazarlardan, askerin konumunu sorgulayan gazetelere, hatta Ergenekon operasyonunun 28 Şubat’ın rövanşı gibi görülmesine/gösterilmesine dair bir tepkiyi de içerdiği tahmin edilebilir.
Diğer önemli nokta ise şu: “Bugün bazı cemaatler ekonomik güç olmaya gidiyor. Sorun dini duygularının kendi amaçları için alet olarak kullanılmasıdır. Kendilerini demokratik güç olarak takdim etmekte ve güç olarak göstermektedirler. Hedeflerine ulaşmakta TSK’yı hedef göstermektedirler.” Burada da, Fethullah Gülen cemaatine, onunla AKP arasındaki doğrudan ya da dolaylı ilişkiye, hatta bu cemaatin Emniyet dahil olmak üzere ciddi bir nüfus elde etmesine yönelik bir saptamanın saklı olduğunu görmek için derin bir analiz yeteneği gerekmiyor.
Diğer önemli nokta ise, PKK’ye karşı bildik üslup tekrarlanırken, Kürtlere dair olarak “sözde vatandaş” söylemi geri çekilerek, “Türkiye halkı”, “Üst ortak kimlik”, “Asimilasyon değil, entegrasyon” kavramlarının kullanılmış olmasıdır. Muhtemelen Başbuğ’un konuşmasının içinde en çok tartışılan bölümlerden birisi burası olacak. Belki de en çok tartışılacak olanı.
Kimi liberal yazarların bu vurguyu, ciddi bir esneme işareti olarak görüp, göstermeleri şaşırtıcı olmaz. Ancak Başbuğ’un bu üst kimlik vurgusunu, “alt kimliğe dair anayasal güvenceye” özellikle kapalı olduğunu belirterek yaptığı atlanmamalı.
Başbuğ’un bu sözleri, TRT’nin Kürtçe kanalının sadece AKP değil, aynı zamanda TSK’nın da onayı alınarak gerçekleşen bir MGK projesi olduğunun kabulü gibi. Ve sınır da böyle bir sınır. Bu sınırı göremeyenler, TRT’nin Kürtçe yayın yaptığı süreçte, Diyarbakır’da Gün TV’nin Kürtçe yayından ötürü neden kapatıldığını da anlayamaz. Bunu anlayamayanlar DTP’ye yönelik olarak dün gerçekleştirilen kapsamlı operasyonu da anlamlandıramaz. Başbuğ, yaptığı vurgularla, Kürt sorununun çözümüne dair atılacak adımlarda Kürt siyasal hareketinin etkisini içermeyen, sınırı PKK etkisinden arındırılmış bir DTP olarak çizen bir tutum belirtmiş oldu. O nedenle, Başbuğ’un bu konuşmayı yaptığı gün, DTP’ye yönelik olarak yürütülen kapsamlı operasyon birbirine tamamlar niteliktedir.
Bu arada Genelkurmay Başkanı’nın akademik konuşmasının, batı liberal kuramının en gerici, en statükocu isimlerine atıf yaptığını vurgulamadan geçmek olmaz. Felsefenin büyük derinliğini, sosyalist kuramın diyalektik zenginliğini tamamen dışta bırakan bir konuşmanın, toplumsal sorunlara sağlam çözümler önermesi de zaten beklenemez.
FATİH POLAT
ÖNCEKİ HABER

Rektörler sorguya alındı

SONRAKİ HABER

‘Ben ışığı göremezsem onlarda göremez’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa