16 Nisan 2009 00:00
Mitka, Jimmie, İdris
İş bitmiş yaşına adımlarımı attığım için şöyle bir düşündüm ve kesin kararımı verdim: İş bitmedi. Çünkü yapmayı ve görmeyi istediğim bir çok şey var.
İş bitmiş yaşına adımlarımı attığım için şöyle bir düşündüm ve kesin kararımı verdim: İş bitmedi. Çünkü yapmayı ve görmeyi istediğim bir çok şey var. Örneğin 2023 yılına kadar yaşamayı planlıyorum. Ne var 2023te? Türkiye Cumhuriyetinin 100. yıldönümü kutlanacak. Açık söyleyeyim, 100. yılı fena halde merak ediyorum. 1950den bu yana gelen tüm yönetimlerin Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen Alsancakın en son durumunu görmek istiyorum.
Sen, örneğin Trakyayı ABDye verirsen, sen dağlarını/topraklarını/ırmaklarını satarsan, sen kendi emekçini köleleştirirsen, sen halkı dilenciliğe mahkum edersen, sen Gazzeli çocuklara ağlarken Türkiyeli çocukların öldürülmesini, zındanlara atılmasını es geçersen, sen türban şov yaparken kadınların töre cinayetlerinde kurban gitmesine göz yumarsan, sen eğitimi, sağlığı zenginlerin hizmetine sunarsan, 2023ten fazla bir şey bekleme
Yaşamım boyunca üç önemli kişiyle karşılaştım. Biri Seni Halk Adına Ölüme Mahkum Ediyorum anı/romanın kahramanı Ongyana kod adlı Mitka Gribçeva, ikincisi kitap yaprakları içindeki roman kahramanı Jimmie Higgins, sonuncusu da anı kahramanı İdris, şoför İdris.
Üçü de İnsanın insan olma savaşına aynı şekilde başlamışlardı. Amerikada, Bulgaristanda ve Türkiyede...
MİTKA GRİBÇEVA
En çok okuduğum kitaptı Seni Halk Adına Ölüme Mahkum Ediyorum. Ben yayınlamıştım Habora Yayınlarında. Onlarca kez okumuştum. O zamanlar ofset falan çok pahalı olduğundan entertipte dizdiriyordum ve düzelti için her defasında en az iki kez okuyordum.
Cahil bir kızdı, kod adı Ognyana olan Mitka Gribçeva. Bulgaristan Komunist Partisi saflarına katılır, hem onlar eğitir, hem de o kendisini eğitir. Önce bir fabrikaya girer, işçi olarak. Sonra adım adım yükselir, bir örgütçü olarak başarıdan başarıya ulaşır. Ve 1970lerde Bulgaristan Halk Cumhuriyetinin 1 numaralı kadını olur.
Sıradan bir fabrika işçisinden ülkenin 1 numaralı insanı olan Mitkayla çok güzel anılarım oldu. Büyük bir insandı, öğretileri ve insancıllığı açısından. Birkaç yazı konusu olur bunlar
JİMMİE HİGGNS
Okumakta geciktiğim için bu kitabı, gerçekten hayıflanıyorum. Bir dostum sözünü etmişti bu kitabın. Ve onunla konuştuktan sonra, daha o gece okumaya başlamıştım. Elimden bırakamadım.
Upton Sinclairin romanı, Jimmie Higgins. Jimmie Higgins, her işi ses çıkarmadan yapan sıradan bir işçiydi önceleri. Ama aylar, yıllar geçti Jimmie Higgins önündeki zor yokuşu tırmanır, güçlü bir parti neferi olur.
Heryerde Jimmie Higgins vardır, tıpkı Ognyana, Mitka Gribçeva gibi. Sırdan bir insanın, partinin önderliğinde nasıl değiştiğini cümle aleme duyurur, yine Mitka Gribçeva gibi
ŞOFÖR İDRİS
Bu kitap da gecikerek okuduklarımdan biri. İdris biraz Ognyanaya, biraz Jimmie Higginse benzeyen bir emekçi. Hiçbir şeyle uzak yakın ilgisi yok. Ama çalıştığı tütün işletmesinde Emine adında bir kız onu eğitir. Daha sonra da evlenirler zaten. Ve her geçen gün İdris gelişir, geliştirilir ve partinin vazgeçilmez neferi olur.
İstanbul ağırlıklı bir düzende saygın, önemsenen bir emekçi olan İdris hak arama savaşında sürekli ön plandadır. Verilen görevleri yapar, hiçbir zaman kaytarmaz.
Şoför İdrisin anılarını yazan Hikmet Akgül şöyle diyor: 1980 sonrası yaşadığı 15 yıl ümit ile ümitsizlik sarmalında dolanarak akıp geçmişti. İhaneti gördü. Sovyetler Birliği yıkılınca O, Hiçbir şeyimizi kaybetmedik derken, bayrağı yere düşürüp teslim olanları gördü. Yıkılmadı. 1994 1 Mayısında gestaponun saldırısını göğüslemeye çalışırken başına aldığı cop darbesiyle bile yıkılmadı.
Üç kişi. Mitka, İdris ve roman kahramanı Jimmie. Üçünün de öylesine örnek alınabilecek ortak yanları var ki
BÜLENT HABORA