18 Nisan 2009 00:00
Katliam hâlâ karanlıkta
3 kişinin boğazı kesilerek öldürüldüğü Malatya Zirve Yayınevi katliamı da pek çok katliam gibi karanlığa itiliyor.
Türkiye, Malatyadan 2 yıl önce bugün, saat 13.00te gelen haberle sarsıldı. Zirve Yayınevinde misyonerlik yaptıkları gerekçesiyle 3 kişi boğazlarından kesilerek hunharca öldürülmüştü. Yaşları 19-21 arasında değişen biri ağır yaralı olan 5 genç, suçüstü yakalandı. Kaçmaya çalışırken balkondan düşerek yaralanan Emre Günaydın, cinayetin kilit ismi olarak öne çıktı.
Cinayetten 7 ay sonra katliam davası, Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başlandı. Tilman Geske, Uğur Yüksel ve Necati Aydının öldürülmesi nedeniyle yargılanan 5 kişinin ifadesi, cinayetten ancak 1 yıl sonra alınabildi. 3 kişi öldürülmüştü ama katliamın arkasındaki güçlerin karanlığına bir kez daha tanık olduk.
ADALETE GÖLGE DÜŞTÜ
Gözaltına alınan ve tutuklanan Emre Günaydın, Salih Gürler, Abuzer Yıldırım, Hamit Çeker ve Cuma Özdemir, terör örgütü kurmak, terör örgütü yöneticisi olmak ve 3 kişiyi öldürmek suçlarından 3er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanıyor.
Yargılama boyunca zaman zaman adalete gölge düşüren tablolar yaşandı. Mağdur avukatları davalarda bir kez daha mağdur olurken, dinlenen tanıklar da olayın bağlantılarına dair ser verdi sır vermedi. Sanık avukatlarının misyonerlik merakı ise davaya damgasını vuran başka bir gelişme oldu. Gerek sanık avukatları, gerekse de dinlenen tanıklar tarafından kurulan en milliyetçi cümleler, farklı olana tahammülsüzlüğü bir kez daha gösterdi.
MİSYONERLİK KONFERANSLARI
Cinayete dair yaşanan gelişmeler ise Kayra Yayınevi Muhasebecisi Hüseyin Yelki ve derin ilişkileriyle gündeme gelen Bülent Varol Aralın azmettirici oldukları gerekçesiyle tutuklanması oldu. Bir diğer gelişme de, başından bu yana sürekli dile gelen ve cinayetin nedenleriyle de önemli bağlantısı olan Malatya İl Jandarma eski Komutanı emekli Kurmay Albay M.Ünün tanık olarak dinlenmesi oldu. M.Ünün, geçtiğimiz aylarda Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınıp bırakılması da dikkat çekti.
Misyonerlikle ilgili yaptığı araştırma jandarma tarafından konferans konusu yapılan İnönü Üniversitesi Araştırma Görevlisi Ruhi Abat, aylar sonra nihayet tanık olarak dinlendi. Yine Abatın, sadece jandarmada çalışan istihbarat elemanları ile 1415 telefon görüşmesi yapmış olması, cinayetin 5 gençle sınırlı olmadığına dair şüpheleri güçlendirdi.
ERGENEKON BAĞI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından beklenen yazıyla, önümüzdeki günlerde Zirve katliamı davasıyla Ergenekon soruşturması arasındaki bağlantının netleşmesi bekleniyor. Önümüzdeki duruşmalarda, dönemin Malatya Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya ile ilgili açıklamaları nedeniyle Ergenekon sanıklarından Ergün Poyrazın dinlenmesi bekleniyor. Poyraz, daha önce verdiği ifadede, Kahyanın o tarihte Malatyada görevli olmasının tesadüf olmadığını söylemiş, Necip Hablemitoğlu cinayetini soruşturan kişi olduğuna da dikkat çekmişti. (Malatya/EVRENSEL)
ÖRGÜTLEYİCİLERİ YARGILANSIN
İHD Şube Başkanı Özgür Karakavak: Dink, Rahip Santoro cinayetinin bir devamı. Son dönemlerde yürütülen politikalar, azınlıkların ötekileştirilmesine, korku içinde yaşamalarına, sindirilmelerine, düşman ilan edilmelerine neden oldu.
Emek Partisi İl Başkanı Necdet Bali: Zirve katliamı, 5 gencin yaptığı bir cinayet olarak değerlendirilemez. Bu cinayet Ergenekonun bir parçasıdır, bağlantılar olduğuna dair gelişmeler de yaşanıyor. Parti olarak bu davanın takipçisiyiz, sorumlularının bulunması ve yargılanmasını istiyoruz.
SES Şube Başkanı Hasan Kaldık: Ergenekonla bağlantısı ortaya çıkıyor. Bu cinayeti organize edenlerin bulunup yargılanması gerekiyor.
Eğitim Sen Şube Sekreteri Ali Yiğitoğlu: Ergenekon gibi bir davanın yürütüldüğü bir dönemde cinayetin aydınlatılması önemli.
Derya Karaçoban