18 Nisan 2009 00:00

Korkak BBC’ye nasıl güvenebilirsiniz?

BBC Vakfı artık Bowen’a kötü muamelede bulunan İsrail lobisinin çığırtkanlığını yapıyor. BBC Vakfı’nın Jeremy Bowen’ın Ortadoğu’dan gönderdiği haberler üzerine hazırladığı rapor alçakça, korkakça, edepsizce, gerçekler bağlamında yanlış ve etik olarak da dürüst değil.

Paylaş

BBC Vakfı artık Bowen’a kötü muamelede bulunan İsrail lobisinin çığırtkanlığını yapıyor. BBC Vakfı’nın Jeremy Bowen’ın Ortadoğu’dan gönderdiği haberler üzerine hazırladığı rapor alçakça, korkakça, edepsizce, gerçekler bağlamında yanlış ve etik olarak da dürüst değil. Ama ben de eveleyip geveliyorum. Vakıf – güven anlamına da gelen ve BBC ile ilgili her şeyi lekeleyen bu kelimeyi nasıl da seviyorum – en utanç verici şekilde -tüm gerçeklere rağmen- Bowen’ın doğruyu söylemekle yanlış yaptığını iddia eden olağan İsrailli lobicilerin karşısında çökmüştür.
Baştan aşağıya zavallıca olan bu meseleyi adım adım ele alalım. Siyonizm gerçekten de içgüdüsel olarak sınırı itekliyor. İsrail’in yeni duvarı –ki Berlin Duvarı’ndan daha uzun ve daha yüksek olmasına rağmen BBC yönetimindeki korkaklar hâlâ muhabirlerinin bu duvara (Berlin Duvarı için kullanılan Doğu Alman ifadesinin tercümesi) olan “güvenlik seti” demeleri konusunda ısrar ediyor- Arafat/Mahmud Abbas’ın üzerine müzakere yürütmesi gereken yüzde 22’lik “Filistin”in bir yüzde 10’unu daha yalayıp yuttu. Bowen’ın 1967 Savaşı üzerine yazdığı Altı Gün adındaki muhteşem kitap da bu toprak gaspını bütünüyle aşikâr kılıyor.
Siyonizm tarihini okuyan herkes bilir ki siyonizmin amacı Arapları yerlerinden edip Filistin’i ele geçirmektir. Yoksa siyonistler neden hâlâ, bütün uluslararası hukuka karşın, Araplara ait toprakları çalıp Yahudilere, ve yalnızca Yahudilere, vermeye devam etsinler ki? Lahey’deki Uluslararası Mahkeme İsrail duvarını yasadışı ilan ettiğinde bile –ki BBC o aşamada duvara “çit”! diyordu- İsrail kolayca mahkemenin hatalı olduğunu iddia etti.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 242 ve 338 No’lu Kararları İsrail’e, 1967 Savaşı’nda işgal ettiği topraklardan güçlerini geri çekmesi çağrısında bulundu – İsrail ise bunu reddetti. Amerikalılar – ta ki Yüreksiz George Bush İsrail’in, yasadışı olarak elinde tuttuğu bu topraklarda kalma hakkını kabul edene kadar - 30 yılı aşkın bir süre İsrail’in eylemlerinin yasadışı olduğunu söyledi. Dolayısıyla BBC Vakfı – bu vakıf kelimesi de kulağa ne kadar zalimce geliyor artık- İsrail’in yeni sınırlarına ilişkin Bush’un tanımına uymuştur (elbette Arap toprakları içerisinde). BBC’nin saçma sapan komitesi Bowen’ın makalesinin; “okuyucular makaleyi okuduktan sonra ortaya konulan yorumun savaşa ilişkin tek makul bakış açısı olduğunu düşünebilecekleri” için “tarafsızlıkla ilgili kuralları ihlal ettiğini [birebir alıntı]” iddia ediyor.
Eh evet elbette. Zira sanırım BBC İsrail’in, aslında başka bir halka ait olan topraklar üzerine iddiasının savaşa ilişkin diğer bir “makul” bakış açısı olduğuna inanıyor. BBC Vakfı – ve şimdi bilgisayarımda her yazmak zorunda kaldığımda bu kelimeyi mide bulandırıcı buluyorum – der ki; Bowen, Har Homa’daki Yahudi yerleşim bölgesinin yasadışı olduğunu kanıtlamak için hiçbir delil sunmadığını söylüyor. Oysa ABD yetkilileri bunu söylüyorlar, hem de en başından beri. Hatta bizim Eski Dışişleri Bakanımız Robin Cook da – yerleşim bölgesini ziyaret ettiğinde siyonistlerden duyduğu küfürler eşliğinde – aynı şeyi söyledi. BBC Vakfı’nın bu yerleşim bölgesi için özgün Arapça adı olan Cebelu Ebu Guneym yerine İbranice olan Har Homa’yı tercih etmesi de; gayretkeş bir şekilde Bowen’ı suistimal etmiş olan İsrail lobisinin çığırtkanlığını yapmakta ne denli ileri gittiğinin bir göstergesi.
Haaretz dünkü sayısında BBC’nin bulgularına bir hayli yer verdi. Hiç şaşırmadım. Ama neden Haaretz’in en iyi Muhabirleri – Amira Hass ve Gideon Levy- İsrail askerlerinin insan hakları ihlalleri (ve savaş suçları) hakkında BBC’nin cesaret edebildiğinden çok daha korkusuzca yazıyorlar? Dünya ölçeğinde çeşitli konferans izleyicileri ne zaman bana BBC’ye güvenip güvenemeyeceklerini sorsalar onlara; bu sefil yayın istasyonuna hiçbir zaman inanamayacakları ölçüde Amira ve Gideon’a güvenmelerini söylüyorum. Korkarım aynı eski hikaye. Gerçeğin yolundan sapmanı isteyenler karşısında bir kere bile boyun eğmeye göz yumacak olursan, sonsuza kadar dizlerinin üstünde kalacaksın demektir.
Ve hatırlayalım ki bu kurum; Gazze’deki yaralı Filistinlilere yönelik yapılan bir ilaç kampanyası çağrısını yayınlamanın, “yansızlığına” gölge düşürebileceğini söyleyen kurum. Açık ki, bacakları kopmuş Filistinli çocukların BBC’nin kendini beğenmiş yöneticileri kadar kıymet-i harbiyesi yok.
Bu sorunu nasıl çözeceğiz? Tabii ki izleyicilere SKY TV’nin çok daha sert Ortadoğu yayınlarını tercih etmelerini salık verebilirim ve İngilizce El Cezire’nin – ki kabul ediyorum benim de bu kanala katkılarım oluyor – Gazze ile Filistin-İsrail savaşının geri kalanını ele almakta gösterdikleri cesareti tavsiye edebilirim.
BBC yöneticilerinin bu makalem için nasıl “haddinden fazla” gibi sıfatlar kullanabileceklerini şimdiden rahatlıkla görebiliyorum. Jeremy Bowen da benzer bir düşüncede olabilir. Ancak bu noktada Birinci Dünya Savaşı’nda kullanılan mecaz yerinde olacaktır. Çünkü Bowen ve meslektaşları gerçekten de, BBC yönetimindeki eşekler tarafından yönetilen aslanlardır.
Robert Fisk, 16 Nisan 2009
Çeviren: Gaye Çoşar
ÖNCEKİ HABER

İsrail iki devletli çözüme karşı

SONRAKİ HABER

Chavez: ABD saygısızlık yapmasın!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...