19 Nisan 2009 00:00
Hâlâ ne bekliyorsunuz?
Cumartesi Anneleri ve kayıp yakınları, 212. randevuda yine bir aradaydı. Kayıp yakınları bu hafta birde konukları vardı. Toplumsal Muhalefet Grubu bu hafta eylemin konutları arasındaydı.
Cumartesi Anneleri ve kayıp yakınları, eylemin 212inci haftasında savcılara seslendi.
İtiraflar, iddialar ve somut deliller üzerine neden hala harekete geçilmediğini soran kayıp yakınları, Genelkurmay, devlet ve Adli Tıp Kurumu arşivinin açıklanmasını istedi. Kayıp yakınları, bu hafta Toplumsal Muhalefet Grubunu ağırladı. Cumartesi Annelerinin mücadelesinden feyz alan Toplumsal Muhalefet Grubu, halkın var olan duyarlılığının açığa çıkması için çalışacak, Ergenekon soruşturmasına müdahil olmak için, kayıpların Ergenekonculara sorulması için mücadele edecek.
BUNCA DELİLE,
İTİRAFA RAĞMEN
Bu hafta, DTP Milletvekilleri Akın Birdal, Sebahat Tuncel, ÖDP Milletvekili Ufuk Uras, Emek Partisi Genel Başkanı Levent Tüzel, Genel Başkan Yardımcısı Sabri Topçu, İl Başkanı Güven Gerçek, Sosyalist Parti Genel Başkanı Sevim Belli, DTP İl Başkanı Halil Aksoy, şair-yazar Sennur Sezer, yazar Adnan Özyalçıner, gazetemiz Yazı İşleri Müdürü Fatih Polat, yazarımız Ragıp Zarakolu, yazar Necmiye Alpay, sanatçı Zeynep Tanbay, SDP ve EHP yöneticileri, Dink ailesi avukatları ve daha birçok sanatçı kayıp dosyalarının Ergenekona dahil edilmesi için oturdu.
Cumartesi Anneleri için yazdığı yazıyı okuyan Birgün gazetesi yazarı Neşe Yaşının ardından, müzisyen İlkay Akkaya, kayıp yakınları adına savcılara seslendi. Genelkurmayın 14 yıllık kadrolu tercümanı Yıldırım Beğlerin itiraflarına dikkat çeken Akkaya, Beğlerin failler listesinde saydığı isimleri aktardı: General Hasan Kundakçı, Başbakan Tansu Çiller, İçişleri Bakanı Meral Akşener, Emniyet Müdürü Mehmet Ağar, Şırnak Komutanı Erdal Sipahi, Albay Levent Göktaş, Türk Kızılayında görevli Mehmet Yarbay.
Hasan Ergul ve tüm kayıpların faillerinin yargılanmasını isteyen Akkaya, Bunca somut delile rağmen, failler hakkında neden işlem yapılmıyor? Daha ne duruyorsunuz? Olayların faillerinin kamuoyunda itiraflarda bulunmasını istiyoruz diye konuştu.
SÖZ SÖYLEMESİ
GEREKEN HALK
Aralarında siyasi partiler, emek, meslek, kitle, insan hakları örgütleri ve Alevi kurumlarının bulunduğu çevreler tarafından oluşturulan Toplumsal Muhalefet Grubu adına konuşan İHD MYK üyesi Harun Çakmak, halkın duyarlılığının açığa çıkarılmasını hedeflediklerini söyledi. Ergenekonun gerçek mağdurlarının susmasının beklenemeyeceğini dile getiren Çakmak, Konuya dair söz söylemesi gerekenler bir biçimde Ergenekona eklemlenenler değil, Türkiye halklarıdır dedi. Ergenekona dahil olmaktan öte tarihsel ve siyasal gerçeklerin ortaya çıkarılması gerektiğini belirten Çakmak, Sorumlular sadece Silivride yargılanan gözden çıkarılan sınırlı sayıda emekli değildir. Esas olarak sistemin kendisidir. Yargılanması gereken sistem ve onun uygulamalarıdır dedi. (İstanbul/EVRENSEL)
DOSYA KAPANDI, CESEDİ BULUNDU
Hasan Ergul, 5 Haziran 1993te 3 yaşındaki oğlu İslamı Silopi Devlet Hastanesine götürdü. Köye dönerlerken Silopi çıkışında petrol istasyonunda durdu.
Bir beyaz Renault ile siyah Toros marka araçtan elleri telsizli siviller, uzun bir boğuşmanın ardından Hasan Ergulu kaçırdı. 3 yaşındaki İslamın gözleri önünde kaçırılan Erguldan bir daha haber alınamadı. Ailenin tüm başvurularına rağmen savcılık dosyayı işlemden kaldırdı. PKK ve JİTEM itirafçısı Abdülkadir Aygan, Ergulun kaçırılmasına ilişkin itiraflarda bulundu. Ayganın açıklamalarına göre, Koçero lakaplı JİTEM elemanı, Ergulu kaçırmış, önce Silopi, sonra Elazığ timine götürmüştü.
Ergul, burada öldürülmüş ve bir çuvala konularak Hazar Gölüne atılmıştı. Elazığa bağlı Mollakendi Cevizdere köylüleri, o günlerde bir cesedin Hazar Gölü kıyısından alınarak Elazığ Kimsesizler Mezarlığına gömüldüğünü gördüklerini, Ergul ailesine söyledi. 8 Nisan 2009da Ergulun cesedi, Elazığ Kimsesizler Mezarlığında bulundu.
ÖNDEN ALIP ARKADAN BIRAKTILAR
Eylemde konuşan DTP Milletvekili Akın Birdal, şair-yazar Sennur Sezer, kayıp yakını Hanım Tosun ve İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, artık bilgi kirliliği olmayacağını söyledi, halkın birbirine düşürülme çabalarının boşa çıkarılacağını belirtti.
Yapılan konuşmalarda Ön kapıdan alınıp arka kapıdan bırakılmalarını istemiyoruz denirken, Ergenekon iddianamesinde bir tane kayıp ve faili meçhul cinayetten bahsedilmediğine dikkat çekildi.
Bir yandan DTPye yönelik operasyonun ve 32 yıl önce emekçilerinin kanının döküldüğü Taksim tartışmalarının sürdüğü belirtilirken, diğer yandan da taleplerin polis tarafından kuşatılmış bir alanda dile getirildiği vurgulandı. Eylemde, sorumluların ve egemenlerin binlerce kaybın gerçeğiyle yüzleştirileceğine değinildi.
KENAN BİLGİN ERGENEKONA DAHİL EDİLSİN
İNSAN Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi, kayıpların bulunması için her cumartesi düzenlediği eylemi bu hafta Kenan Bilgin için yaptı. Kayıplar bulunsun, hesap sorulsun denilen eylemde, Bilgin davasının da Ergenekon soruşturmasına dahil edilmesi istendi.
Yüksel Caddesinde bir araya gelen insan hakları savunucuları, kayıpların bulunup sorumluların yargılanmasını istediler. İHD Ankara Şube Yöneticisi Derya Uysal, devlet adına insanlık suçu işleyenlerin yargılanmadığı ve cezalandırılmadığı bir ülkede, hukuktan ve adaletten söz edilemeyeceğini belirtti. Kenan Bilginin 12 Eylül 1994te Ankarada, Ankara Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince gözaltına alındığını dile getiren Uysal, Şube içinde yine gözaltında tutulan 9 kişinin Bilgini gördüğüne dair tanıklık yaptığına dikkat çekti.
Uysal, Tanıklıklara rağmen Bilgin ailesinin ve tüm kurumlara yaptığı başvurular sonuçsuz kaldı diye konuştu. Uysal, dönemin Ankara Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, İçişleri Bakanı Nahit Menteşe ve Başbakan Tansu Çillerin Bilginin katledilmesinden sorumlu olduğunu söyledi. Uysal, Bilginin Gölbaşında gömüldüğü ihbarının ciddiyetle soruşturulmasını istiyoruz dedi. (ANKARA)
Ceren Saran