20 Nisan 2009 00:00

‘Arkeometri, arkeolojinin yardımcısıdır’

İnsanoğlunun geçmişinin araştırılmasında arkeologlar çok çeşitli soruları yanıtlamaya çalışırlar. Eldeki verilerin incelenmesi, hangi döneme ait buluntulara ulaşıldığı, hangi materyalin alet yapımında kullanıldığı, nereden getirildiği, toplumların yaşam biçimleri ve daha birçok sorunun yanıtlarına ulaşmak pek de kolay değildir.

Paylaş

İnsanoğlunun geçmişinin araştırılmasında arkeologlar çok çeşitli soruları yanıtlamaya çalışırlar. Eldeki verilerin incelenmesi, hangi döneme ait buluntulara ulaşıldığı, hangi materyalin alet yapımında kullanıldığı, nereden getirildiği, toplumların yaşam biçimleri ve daha birçok sorunun yanıtlarına ulaşmak pek de kolay değildir. 1950’li yıllarda başlayan arkeometri çalışmaları sayesinde, buluntuların kesin tarihlerinin ortaya çıkarılması ve kimyasal analizlerinin yapılarak hangi madenlerin kullanıldığının anlaşılması gibi birçok problem çözülmeye başlandı.
Arkeometri Yüksek Lisans ve Doktora bölümü Öğretim Görevlisi Ay Melek Özer ve Arkeometri Anabilim Dalı Başkanı Asuman Günal Türkmenoğlu, Türkiye’nin tek arkeometri bölümüne sahip olan ODTܒde, 7-8-9 Mayıs tarihlerinde düzenleyecekleri 1’nci ODTÜ Arkeometri Çalıştayı’nı ve Türkiye’de arkeometri çalışmalarının nasıl başladığını gazetemize anlattılar.

Arkeometri nedir, arkeolojiyle nasıl bir ilişkisi vardır ve hangi bilim dallarını kapsar?
Ay Melek Özer: Arkeometri, Oxford Üniversitesi’nden bir grup tarafından üretilmiş. Arkeometri sentetik bir kelime; arkeo ve metri kelimelerini birleştirmişler. ‘Arkeo’yu, arkeolojiden, ‘metri’yi de ölçüm sistemlerinden almışlar ve arkeometri adını vermişler. Aynı Oxford grubu arkeometri sözcüğünü ise kullanmıyor artık. İngilizce; ‘Archaeologic Science’ olarak kullanıyorlar ancak bunu Türkçe’ye çevirdiğimizde ‘Arkeoloji Bilimi’ demeniz gerek; o zaman da arkeologlar; “arkeoloji zaten bilimdir” diyerek itiraz ediyorlar. “Bilim Bilimi” gibi bir tanım olmayacağı için biz arkeometri demeye devam ediyoruz. Arkeometrinin içine arkeologlara yardımcı olan fen ve doğa bilimlerinin tümü giriyor; fizik, kimya, biyoloji, matematik, istatistik, mühendislik fakültesine bağlı bütün bölümler, inşaat, maden, makina, metalurji, jeoloji, kimya mühendisliği. Kullanılan bütün bilimler ve araştırmalar arkeolojik buluntulara uygulanıyor ve ortaya arkeologlara yardımcı bilgiler çıkıyor. Son olarak, arkeologlarla birlikte yapılan tartışmalar sonucunda bilgiler yazılı hale getiriliyor.
Arkeometri çalışmaları Türkiye’de ne zaman ve kimin öncülüğünde başladı?
Ay Melek Özer: 1980’de, İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Ufuk Esin, Prof. Dr. Halet Çambel, Prof. Dr. Bahadır Alkım ve Prof. Dr. Handan Alkım ile ODTÜ Kimya Bölümü’nden Doç Dr. Olcay Birgül ve Fizik Bölümü’nden Prof. Dr. Yeter Göksu arkeometri çalışmalarının nasıl yürütülebileceği üzerine fikir alışverişinde bulunuyorlar. Bu ekip yaptıkları ilk tartışmalar ışığında Arkeometri Çalışma Grubu’nu kuruyor. Çalıştayımızı ithaf ettiğimiz Prof. Dr. Ufuk Esin arkeolojinin, doğa ve fen bilimlerinden nasıl yararlanabileceği üzerine ilk kafa yoran ve bu çalışmayı başlatan kişidir.
Arkeometri Çalışma Grubu TÜBİTAK-ODTÜ işbirliğinde 1992’ye kadar çalışmalarını sürdürdü. Birçok okuldan akademisyenlerin katılımıyla grubun çalışmaları her sene toplantılarla ve çalışmaların yayınlanmasıyla devam etti. İlk arkeometri çalışmalarının sonuçları ise 1979’da, İkiztepe, Çayönü, Tepecik -Güneydoğu- kazılarında ortaya çıkan verilerden elde edildi. ODTܒnün yürüttüğü Keban Kurtarma Kazıları Projesi’nin de Türkiye arkeometri çalışmalarına katkısı vardır. Ufuk hanımla bizlerin, farklı dallardan arkadaşların ilk teması o zaman başlamıştır.

ODTܒnün arkeolojiye olan ilgisi nereden geliyor?
Ay Melek Özer: ODTܒde arkeoloji bölümü olmamasına karşın, ODTܒnün arkeolojiye olan ilgisi 1960’larda başladı.
Dönemin Rektörü Kemal Kurdaş, ODTÜ yerleşkesi içinde ve hemen dışında bulunan Frig, Hellen, Roma kalıntılarının kazılmasına öncülük etti. Yalıncak, Koçumbeli, Ahlatlıbel ve Gençlerbirliği (kurtarma) kazıları buluntuları da yerleşke içerisinde bulunan ODTÜ Müzesi’nde sergileniyor. ODTÜ, yerleşkesi içinde kendi müzesi olan sayılı okullardandır. 1990’daysa arkeometri çalışma grubunun olgunlaşmasıyla birlikte eğitim yapmaya karar verdik.
ODTÜ Arkeometri Ana Bilim Dalı ise 1990’da, Fen Bilimleri Enstitüsü’ne bağlı olarak kuruldu; yüksek lisans eğitimi vermeye başladık ve geçen sene de doktora eğitimine başladık. Bölümümüz, Kültür Bakanlığı’nın her sene düzenlediği Kazı Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu’na da arkeometri seksiyonu altında katılıyor. (Ankara/EVRENSEL)
Şiar Can Şener
ÖNCEKİ HABER

Köy Enstitüleri ülkeyi aydınlatıyordu

SONRAKİ HABER

12. dalga Başkent Üniversitesi’ne vurdu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...