21 Nisan 2009 00:00

İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ne yapıyor?


Eğitim öğretimdeki başarıyı seçme sınavlarındaki sonuçlara, birim zamanda çözülen soru sayısına indirgeyerek ele alan İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü, İzmir ilinin üniversite sınavlarındaki başarısızlığını yıl içinde yapılan sınavların analizlerini çıkartarak çözebileceğini düşünerek eğitim öğretimde yaşanan bütün sorunları görmezden geliyor.
İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü, yine bu sorunların ne olduğunu ve kimlerle nasıl çözülebileceğini tespit etmek yerine belli sayılarda öğrenciyi öğretmenlere “zimmetleyerek” ilginç ve bir o kadar akıllara zarar çözüm arayışlarını sürdürmektedir.
İlçemizde okul müdürleri ile yapılan toplantıda İl Milli Eğitim Müdürlüğü, herhangi bir yasal dayanağı olmamasına rağmen -belki de yalnızca kendisine güzel bir fikir gibi geldiği için- öğrencilerin öğretmenlere “zimmetlenmesinin” öğrenci başarısını artıracağını ifade etmiştir. Bir dahaki gelişlerinde uygulamanın yapılıp yapılmayacağını belirtmişler, bunun üstüne okul müdürleri de öğretmenlerle toplantılar düzenleyerek zimmetleme işlemine başlamışlardır.
Bu çalışma ile öğretmenler kendilerine zimmetlenen öğrencilerden sorumlu olacak, sadece okulda derste değil okul dışı zamanlarda da onlarla ve aileleriyle ilgilenecek, okul ile aile arasında da bir köprü olacaktır.
Görünen o ki İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü analiz ve seminer çalışmalarında olduğu gibi burada da eğitimin bütün bileşenlerini ve sendikaları yok saymakta ‘Ben yaptım oldu’ demeye devam etmektedir. Planlanan bu uygulama hangi yasaya, yönetmeliğe, hangi bilimsel, pedagojik esaslara dayandırılmaktadır? Öğretmenlik mesleğinin bir görev tanımı yok mudur? 5-6 tane öğrencinin üstüne zimmetlendiği öğretmen, kendi ailesini kime zimmetleyecektir?
Eğitim öğretime ayrılan bütçenin yetersizliği, okullardaki kadrolu memur, hizmetli, öğretmen sayılarının yetersizliği, rehber öğretmenlerin yetersizliği, ders araç gereçlerinin yalnızca okutulacak kitaptan ibaret görülmesi, ikili öğretim, derslik yetersizliği ve kalabalık sınıflar, yoksulluğun, işsizliğin ve buna bağlı olarak artan aile içi geçimsizliğin ve şiddetin öğrencileri nasıl etkilediği vb. sayabileceğimiz ve her geçen gün biraz daha artan sorunları çözmek yöneticilerin aklına mı yoksa işine mi gelmemektedir?
İl Milli Eğitim Müdürlüğü aynı Milli Eğitim Bakanı gibi bu ve buna benzer sorunları görmezden gelmektedir.
Biz Eğitim Sen olarak bu uygulamanın hiçbir dayanağının olmadığını, öğrencinin birilerine emanet edilecek bir eşya olmadığını, eğer zimmetlemekten öğrencilerin eğitim hakkından koşulsuz yararlanması, geleceğe güvenle bakabilmesi, sağlıklı ve insanca bir yaşam sürmesi anlaşılması isteniyorsa tüm öğrencilerin devlete zimmetli olduğunu belirtiyor; bu tür bir yaklaşımı eğitime ve eğitimin sorunlarına ciddiyetsiz bir yaklaşım, öğretmenlerin çalışma yaşamına bir saldırı olarak değerlendiriyoruz.
Eğitim Sen Torbalı Temsilciliği

Evrensel'i Takip Et