22 Nisan 2009 00:00
GERÇEK
Türk-İş önceki gün, 1 Mayısı Taksimde kutlamak için başvurdu.
Türk-İş önceki gün, 1 Mayısı Taksimde kutlamak için başvurdu.
Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, Kanlı 1 Mayısın yarattığı travmanın aşılması için Taksimin emekçilere açılmasını istedi. Taksime izin verilmemesi halinde Kadıköyde olacaklarını söyleyen Kumlu, 1 Mayısı tüm sendikalar ve emek örgütleriyle birlikte kutlamak istediklerini belirtti.
Türk-İş ayrıca, 1 Mayısın tüm bölgelerde ve illerde kutlanması çağrısında bulundu.
İçinden geçilen süreç göz önüne alındığında; yaklaşımı son derece akılcı olan Türk-İşin, geçmişte bir merkezde kutlama eğilimini de aşarak bu yıl ülkenin her yerinde 1 Mayıs kutlanması çağrısı yapması da, ayrıca dikkate değerdir.
Bu çağrının Taksim ısrarcısı sendikalar ve siyasi odaklarca da dikkate alınması elbette çok önemli olacaktır. Bu sendikaların ve siyasi odakların Türk-İşin bu girişimini vesile ederek tutumlarını yeniden gözden geçirmeleri, hem emek mücadelesi hem de bu emek örgütleri ve siyasi çevreler için iyi olacaktır.
Çünkü Türk-İşin girişimi, eğer izin verirlerse Taksimde kutlama yapılacağı için zaten alan sorununu tartışmayı gündemin dışına çıkaracaktır. Ama izin verilmezse, hükümetin emek sever, işçi sever görünmesinin sadece bir aldatmaca olduğu görülecektir. Aynı zamanda, İstanbulun işçi ve emekçilerinin 1 Mayısı Kadıköyde kutlamaları fırsatı da kaçırılmamış olacaktır. Dahası, İstanbulun emekçilerinin Kadıköyde yapacağı büyük gösteri, Taksimi işçilere bu sefer de vermemiş olan hükümetin, karşısına ne büyük bir gücü aldığını da göstermiş olacaktır. Hele bu, tüm ülke sathına yayılacak miting ve benzeri eylemlerin üstünde yükselen bir 1 Mayıs coşkusuyla birleşen bir güç gösterisi olursa!..
Bugün, içinden geçilen koşulları da dikkate alarak düşündüğümüzde, tüm ülke sathında DİSK, KESK, Türk-İş, TMMOB, TTB ve katılacak tüm emek örgütleri, sendikalar ve siyasi çevreler, çevreciler, kadın örgütleri, az çok kitlesellik taşıyan çeşitli türden kitle örgütlerinin katılımıyla 1 Mayıs gerçek bir mücadele günü; Türkiyenin işçilerinin, emekçilerinin, mücadeleci kesimlerinin alana çıktığı bir bayram günü olacaktır. Böyle bir kutlamadan tüm işçiler, emekçiler ve emek dostları memnun olmaz mı?
Böyle bir günde sorunu yer tartışmasına indirgemek, sınıfı bölmek; emekçileri sendikalara göre, 1 Mayısı kutlamak istedikleri alanlara göre bölüp birbiriyle rekabete sokmak, aralarında düşmanlık yaratmak kimin işine yarar?
Herhalde emek mücadelesinin güçlenmesinden yana olanların değil!..
Evet, Türk-İşin çağrısı, aynı zamanda 1 Mayısı tüm Türkiyenin illerinde (ilçelerinde) kutlama çağrısıdır. Ama 1 Mayısın işyerlerinde, büyük kentlerde, alana gelinemeyecek kadar uzak alanlarda da kutlanması için büyük çabalara ihtiyaç olduğu da açıktır. İstanbulun, Ankaranın, İzmirin birçok semtinde yapılacak kutlamalardan sonra alanlara gidiş, hem 1 Mayıs coşkusunun ve bilincinin yaygınlaşmasının, hem de alana daha kitlesel gidişin dayanağı olabilir, olmalıdır da.
1 Mayıs resmen tatil edilse, buna ek olarak kriz var işler zaten yok dense bile birçok işyeri, 1 Mayısta da işçileri çalıştırmak isteyecektir. Elbette böyle bir durumda 1 Mayısa yakışan, o gün, işçi sınıfının tek uluslararası bayramında çalışmamak, işten çıkıp kutlamalara katılmaktır. Ama bunu yapamayanların da daha şimdiden; işyerinde ya da sanayi sitelerinde, sitenin içinde ve yakınındaki başka çalışmak zorunda bırakılan işçilerle birlikte 1 Mayısı kutlamak için çalışmaları önemlidir.
Bu, işçilerin sınıf tavrını savunmasıdır.
Bu; işçilerin, sermaye ile işçilerin çıkar ayrılığını, bayramlarının bile farklı olduğunu fark ettiğini dosta düşmana göstermesidir. Ve bu tavrı alabilmek çok önemlidir!
İ. Sabri Durmaz