23 Nisan 2009 00:00
Bu gün neyle doluyormuş insan?
Çocukken, ilkokuldayken falan, öğretmişlerdi bize, Bugün 23 Nisan, neşe ile doluyor insan, diye.
Çocukken, ilkokuldayken falan, öğretmişlerdi bize, Bugün 23 Nisan, neşe ile doluyor insan, diye. Evet, gerçekten neşeyle doluyorduk. Çünkü, birinci neden, okulun tatil olmasıydı; ikincisi törenler falan oluyordu; üçüncüsü çatapatlarla oynuyorduk; dördüncüsü bayram harçlığı alıyorduk; beşincisi en güzel giysilerimizi giyiyorduk... Biz böyle geçirdik 23 Nisanları. Sonrakiler de hemen hemen öyle
Yıllar geçtikçe bayram, bayramlığını yitirmeye başladı. Bir yerde iş geldi, sadece bir kesimin 23 Nisanı olmaya başladı.
En sonunda, sanırım 12 Eylül günlerinde 23 Nisanın Çocuk Bayramı oluşu iptal edildi. İlginçtir, o günlerin astığı astık/kestiği kestik ve yalnızca küçük dağları değil, Everesti de yarattığı havasında olan Darbeci Kenan Evreni günümüz gençleri tanımıyor. Yıllarca önce yazmıştım, Kenan Evreni öldükten bir süre sonra kimse anımsamayacak, diye. Ölmeden unuttular adamı. Bence, iyi ki dava-mava açılmadı. Eğer açılsaydı o adam yine gündeme gelecek ve yalakalar, darbetörler Kenan Evreni sahipleneceklerdi. Günlerce gazeteler, televizyonlar ondan söz edecekler, yine onunla yatıp, kalkmaya başlayacaktık. Yok yok iyi oldu, kurumuş ağaçlar, gereksiz ağaçlar, böyle yaşıyor/yaşamıyor havasında olan ağaçlar, yaşadıkları süre içinde unutulmalılar
Bugün 23 Nisan Bayramın bir adı da Ulusal Egemenlik Vallaha Türkiyeye yakışıyor bu bayramın ikinci adı. Düşünün, ne güzel değil mi, Ulusal Egemenlik sözcükleri. Bir yanda IMFsiyle, Amerikasıyla, Avrupa Birliğiyle, Dünya Bankasıyla, Pentagonuyla babalarımız ve öte yanda gariban bizler. El bebek/gül bebek Ulusal Egemenlik bayramımızı yaşıyoruz. Yeme de yanında yat, dedikleri böyle oluyor herhalde
23 Nisanın İslam alemine de büyük katkısı oldu. Bilirsiniz kandiller, ramazanlar, dinsel bayramlar hep İslami takvime göre kutlanır, uygulanır, tüm İslamı benimseyen ülkelerde. Ve her yıl, 11 gün geriye gider kandiller, ramazanlar, bayramlar. Hatta Kutlu Doğum Haftası da. Miraç nasıl her yıl 11 gün önce olursa, o doğum da 11 gün önce olur. Ama 23 Nisan bu kuralı yerle yeksan etti. Kadınların topuklu ayakkabılarını bile dinselliğe bağlayan bizim Para Babası Diyanet İşlerimiz İslamiyette ikinci reformu gerçekleştirdi ve 20 bin etkinlik yaptı, İsa Takvimine uyarak. Biliyorsunuz, İslamiyette ilk reform da, kızlarımıza/kadınlarımıza Hristiyan/Musevi başlığı türbanı taktırmaktı. İslami yasalar değişiyor mu ne?
Bugün 23 Nisan, pek de neşe dolamıyor insan. RTElerin Abdullah Güllerin, Kemal Unakıtanların ve benzerlerinin çocukları dışında bir de Türkiyenin Çocukları var, Neşeden nasibini almayan. İşte birkaçı:
İşte Diyarbakırda çöp evde yaşayan üç çocuk
İşte İzmir, Çiğlide promosyonlara kalan okulların ısınması işi
İşte Siverekin Sisli Köyünde bir derslikte okuyan 110 öğrenci
İşte Turgutluda 2.5 yaşında yaralanan çocuğa hastane bulunamayışı
İşte Bursada 16 yaşındaki kıza 7 kişinin tecavüzü
İşte üç çocuğa verilen 17 yıl hapis cezası
İşte mum ışığında derslerini yapan işsiz babanın çocukları
İşte Ankarada okulun üzerindeki karabulutları kaldırmak için kurşun döktüren okul müdürü
İşte Bakandan öğretmen isteyen çocuğun azarlanışı
İşte ihtiyar İslamcı gazeteci Hüseyin Üzmez tarafından cinsel tacize uğrayan B.Ç.nin yeniden muayeneye sevk edilmesi
İşte 2 liralık temizlik parasını veremeyen öğrencinin koluna yazılan yazı
İşte oy için kömür dağıtan AKP döneminde okullara verilmeyen yakıt yüzünden donan çocuklar
İşte sokaklardaki resmi kayıtlara göre 10 bin çocuk
İşte karakoldaki işkence yüzünden kafasına 6 dikiş atılan çocuk
Yüzlerce, binlerce örnek verebilirim. Ama yerim dar
Bugün 23 Nisan, neşe doluyor insanmış. Hadi canım sen de, yerseniz
BÜLENT HABORA