23 Nisan 2009 01:00
YAŞLARI ÇOCUK DERTLERi BUYUK
Bugün 23 Nisan Çocuk Bayramı. Türkiyede milyonlarca çocuk, bayramlarına uyandı. Ancak Diyarbakırda 4 çocuk daha zindan karanlığına mahkum edildi. Adanada ise 28 çocuk, hapishane parmaklıklarının ardında uyandı güne. Bugün onların bayramı, ama onların gördüğü ilk yüz annelerin, kardeşlerin yüzü değildi; demir parmaklıkların ardındaki gardiyanların yüzüydü.
23 NİSAN HEDİYESİ!
Diyarbakırda geçtiğimiz yıl polise taş attığı iddiasıyla tutuklanan 4 çocuk, hakim karşısına çıktı. Yaklaşık bir yıldır tutuklu olan 15-17 yaşları arasındaki çocuklar, Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada 6şar yıl 11er ay, toplam 28 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Çocukların avukatı, tutuklu bulundukları süre göz önünde bulundurularak çocukların tahliyesini istedi. Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına faaliyet yürütmek, polise mukavemet ve Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet maddelerince cezalandırılan çocukların tahliyesine karar verildi.
AİLELER DURUMU HAZMEDEMİYOR
Bugün de yine bildik görüntüler yaşanacak, çocuklar birkaç dakikalığına Bakan, Başbakan ve Cumhurbaşkanının koltuklarına oturacak. Kameralar çalışacak, flaşlar patlayacak. Türkiyedeki çocuklar bu bildik manzaraları merakla beklerken, Adanada 28 çocuk 23 Nisanı cezaevinde karşılayacak.
Adanada polise taş attıkları suçlamasıyla tutuklanan çocukların aileleri ise, Bizim çocuklarımız da 23 Nisanda cezaevi müdürünün koltuğuna mı oturacak? diye soruyor. Pozantı Cezaevinde bulunan çocukların anneleri bu durumu hazmedemiyor.
İÇLERİ RAHAT MI?
Çocuklarının maruz kaldığı kötü muameleye dikkat çeken anneler Fadile Özbay, Şefike Alagaş, Hediye Tufan, Safiye Beyna ve Koçero Uygur, Çocuklarımız cezaevinde baskı altında. Her gittiğimizde ağlıyorlar. Çok zayıflamışlar. Kendilerine bakamıyor, ihtiyaçlarını karşılayamıyorlar. Psikolojileri bozulmuş diye duygularını dile getiriyor.
3 ay önce gözaltına alınırken kafası kırılan S.Unun ağabeyi Mikail Uygur, şöyle konuşuyor: Devlet büyükleri çocukları kendi koltuklarına oturtacak. Peki bizim çocuklarımız nerde duracak acaba? Bizimkiler ranzalarda mı yoksa cezaevi müdürünün koltuğuna mı layık görülüyorlar? Nasıl kutlayacaklar bu bayramı, içlerine sinecek mi? Tek dileğimiz bizim çocuklarımıza da diğer çocuklar gibi yaklaşsınlar. Ayrım yapılmasın.
GÖZALTINDA HEP DÖVDÜLER
Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan 15 yaşındaki V.Ç. hakkında, Adana 6. ve 7. Ağır Ceza Mahkemelerinde 17 yıldan 37 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Dövülerek gözaltına alınan V.Ç, emniyette ve çocuk şubesinde de dayak yediğini anlattı. Mahkemede serbest bırakıldığını belirten V.Ç, İkinci kez de beni eve gelip aldılar. Evde anneme karışmayacağız dediler ama emniyete götürüp dövdüler. Sabahtan gece 3e kadar orda kaldım. Orda hep dövüyorlardı. 23 Nisan bir anlam ifade etmiyor. Bayram bizim bayram değil dedi.
ÇOCUK GİBİ YAŞAMIYORUZ Kİ!
İki kez gözaltına alınan 11 yaşındaki Azad Bayav ise çocuk bayramı diyince aklına, çocukların gezmesi, eğlenmesi, sevinmesi geldiğini söyledi. Ama bizim gibi çocuklar bunu yaşayamıyor diyen Bayav, gözaltında yaşadıklarını şöyle anlattı: Bizim elimizi kırmaya çalıştılar. Bize küfür ettiler, dayak attılar, fotoğrafımızı çektiler. 11 yaşındaki Abdurahman Tufan ise, çocuk bayramı deyince aklına hiçbir şey gelmediğini söyledi. Tufan, Çünkü çocuk gibi yaşadığımız hiçbir şey yok. Burada bir parkımız var. Mahallede gösteriler olduğu zaman polisler gelip buradaki oyun aletlerini kırıyor. Çocuk bayramında yine işe gidip çalışacağız diye konuştu. (Adana/DİHA)
ÇOCUKLARIN
BARIŞ DİLEKLERİ
* 2. Sınıf Öğrencisi Diyar Arslan: Eğer Mecliste olursam savaşı durdururum, uçakları ortadan kaldırırım. Sokakta oynadığımda uçak sesleri gelince korkuyorum. Polisleri görünce korkuyorum, bazen dilimi çıkartıyorum onlara çünkü onları sevmiyorum. Çocukların öldürülmesini istemiyorum. Annelerin ağlamasını istemiyorum. Barış olmasını istiyorum.
* 6. Sınıf Öğrencisi Yakup Bayram: TBMMde olsam bütün fakirlere yardım ederdim. Onlar için çalışırdım. Çocukların ağlamasına ve ölmesine izin vermezdim.
* 6. Sınıf Öğrencisi İhsan Çiçek: Fakirlere yardım ederim. Okulda Kürtçe konuşamıyoruz, onu serbest yaparım. Başkan olursam polislerin çocukları öldürmesine izin vermem, günahtır.
* 7. Sınıf Öğrencisi Ferhat Şahin: Ben Kürt sorununu çözerdim. Kürtçeyi serbest bırakırdım. Şimdi serbesttir diyorlar ama serbest değil. İşkence gören çocuklar için üzülüyorum. Polisleri görünce aklıma ölen çocuklar geliyor, işkence geliyor. Afrikada aç çocuklar var, onlar ölmesin. Türkiyede de evsiz ve aç çocuklar var, onların da evi olsun aç olmasınlar.
* 4. Sınıf Öğrencisi Kübra Alataş: Polisleri görünce korkuyorum. Aklıma bile gelince korkuyorum. Ölen çocukları görünce üzülüyorum. İstiyorum ki insanlar savaşmasınlar, sonra çocuklar ölüyor anneleri ağlıyor. Diğer çocuklar da hapse giriyor.
* 3. Sınıf Öğrencisi Rozerin Vesek: Mecliste olursam iyilik yapmak için barış yapardım. Ben barış istiyorum, çocuklar ölmesin, dilimiz serbest olsun.
Ersin Çelik
Evrensel'i Takip Et