26 Nisan 2009 00:00

RESMİ TATİL bize uğrar mı?

Bu sözler, uzun yıllardır tekstil işçiliği yapan Rıza Bingöl’e ait. O, 1 Mayıs’ın resmi tatil olmasını güzel bir şey olarak görüyor, ancak özel sektörde bu gibi şeylerin pek hükmü olmadığını söylüyor. Çünkü hemen her resmi tatilde zorunlu olarak çalıştırılmış

Paylaş

- 1 Mayıs deyince aklına ne geliyor?
- İşçi Bayramı.
- Katılacak mısın peki?
- Bilmiyorum, patron o gün çalıştırmazsa…
Bu sözler, uzun yıllardır tekstil işçiliği yapan Rıza Bingöl’e ait. O, 1 Mayıs’ın resmi tatil olmasını güzel bir şey olarak görüyor, ancak özel sektörde bu gibi şeylerin pek hükmü olmadığını söylüyor. Çünkü hemen her resmi tatilde zorunlu olarak çalıştırılmış. İlle de 1 Mayıs’a katılmak istiyorsan başka bir bahane bulmak gerektiğini düşünüyor. Bingöl, patronun karşısına geçip “1 Mayıs var. İzin veriyor musun, Vermiyor musun?” diye konuşmanın sonucunu işsizlik olarak görüyor. Özellikle bu ekonomik kriz içerisinde gözünün yaşına bakmadan işten atacaklarını ifade ediyor. Sorunlar karşısında işçilerin de patronlar gibi birlik olması gerektiğine inanan Bingöl, “Eskiden insanlar bir aradaydı. Gecekondu mahallelerinde insanlar daha iç içeydi. Şimdi bakıyorsun üstteki adam hasta, alttakinin haberi yok. Eskiden sohbet vardı, muhabbet vardı kapı önlerinde. Şimdi yok, dağıldı her şey, o şey kalmayınca dayanışma da kalmadı” diye konuşuyor.
Akif Sezgin ise ekmek parası kazanmanın peşinde olduğu için “Orada ne işimiz var?” diyor. İnşaat işçisi olan Sezgin’e göre 1 Mayıs saçmalıktan ibaret. “İşçinin bayramı mı olur” diye soran Sezgin, sıkıntıları için bir araya gelmek isteyen insanların arkadaş çevresiyle oturup konuşmalarını yeterli görüyor. Öyle kalabalığa gerek olmadığını söyleyen Sezgin, “Şimdi bayram falan oluyor, eylem oluyor, otobüs yakıyorlar. Abi işçiler hakkını gidip işyerinde arasınlar, başka bir yerde niye arıyorlar?” diyor. Sezgin, bu nedenlerden ötürü 1 Mayıs resmi tatil olduğu zaman evde yatacağını dile getiriyor.

Tatil yapacağım
Bayram Yıldırım ise bugüne kadar birçok 1 Mayıs’a, resmi tatil ilan edilmesi ve başkaca talepleri için katılmış. Şimdi 1 Mayıs resmi tatil ve Yıldırım evinde yatmayı düşünüyor. Çünkü bir nevi amacına ulaştığını düşünen Yıldırım, “Tatil olmasını istiyordum, oldu. Tatil yapacağım” diyor. Kriz nedeniyle çalıştığı konfeksiyon atölyesinden atıldığı için zaten ‘tatil’de olan Yıldırım, işsizliğin başa bela olduğunu belirtiyor.
İşsizlik yüzünden kafayı yeme noktasına geldiğini dile getiren Yıldırım, “Şu anda canımdan bezmiş bir adamım, iki çocuk okuyor, biri üniversitede. Harçlık veremiyorum, yardımcı olamıyorum. Böyle olunca yaşasam ne olur yaşamasam ne?.. Ama ceketimi satacam okutacam, dilenecem, hırsızlık yapacam ki okusun ekmek sahibi olsun. Zaten ülkede kamu sektörü kalmamış, doğru düzgün bir işyeri kalmamış. Okusun ki iş sahibi olması diğerlerine göre daha kolay olsun” diye konuşuyor.
Arçelik servisinde çalışan Serkan Gülbaz, işleri nedeniyle hiçbir resmi tatil görmediklerini anlatıyor. 1 Mayıs’ın işçi bayramı olduğunu ifade eden Gülbaz, bir işçi olarak oraya katılamamanın üzüntüsünü yaşıyor. Gönülden destek verdiğini dile getiren Gülbaz, 1 Mayıs’ın tatil olmasını olumlu buluyor. “Şimdi daha güzel olacak. Daha kalabalık olacak. Ben katılabilseydim en başta işsizliğin çözülmesini isterdim. Benim kardeşim 8 aydır çalışmıyor mesela, bunu dile getirebilirdim. Kendi açımdan çalışıp paramı alamadığımı dile getirirdim. Biz mesela, bugün 20 tane eve girdik, çok yoğun çalışıyoruz. Ama bunun karşılığını alamıyoruz. Bunları dile getirebilirdik” diyen Gülbaz, 1 Mayıs’a katılanların bu talepleri de haykıracağını söylüyor.

Maça gider gibi
Torna atölyesinde görüştüğümüz Turan Doğan, herkesin doğal bir hakkı ve özgürlüğü olduğunu ve 1 Mayıs’a gidip katılabileceğini dile getiriyor. Kendisi bu özgürlüğü katılmamaktan yana kullanmış. 1 Mayıs alanında işçilerden çok başka yerlerden gelen ve ortalığı karıştıran insanların olduğunu belirten Doğan, bu karışıklık yüzünden gitmediğini sözlerine ekliyor. 1 Mayıs’ın doğal bir eğlence olmasını isteyen Doğan, “Ben işçiyim, nasıl maça gidiyorum orada kendimi rahat hissediyorum, aynı onun gibi orada da kendimi rahat hissetmem lazım. Bir günlük eğlence sayarım ben onu; burada din, ırk ayrımı da yok yani, herkesin bir olması lazım” diyor.
Aynı atölyede çalışan Şenol Tepe de, Doğan gibi olaylar yüzünden 1 Mayıs’a hiç katılmamış. Tepe, birçok kez 1 Mayıs’a gitmek istemiş, ancak her seferinde olay çıkabilir endişesiyle vazgeçmiş bu fikrinden.
“1 Mayıs dediğin zaman işçi bayramı geliyor aklıma ama işçi bayramı gibi kutlanmıyor. Mutlaka bir yerde bir şey oluyor, istesen de istemesen de bir şey çıkıyor” diye konuşan Tepe, bu işin coşkuyla yapılmasını istiyor.
Tekstil atölyesinde işinin başında görüştüğümüz işçilerin birçoğu 1 Mayıs’a katıldıklarını ifade ediyorlar. Mehmet Oral, her sene gidip katıldığını söylüyor ve kitlesel olduğu zaman büyük mutluluk duyduğunu dile getiriyor.
Fariz Çelik bir Kürt emekçisi, onun 1 Mayıs talepleri, çalışma koşullarının düzeltilmesi ve ülkede akan kanın durması. “Herkes için barış olmasını isterim, kan dökülmemesini isterim. Ne asker ne gerilla ölmesin” diye konuşan Çelik, 1 Mayıs’ın bu talepleri içermesini istiyor.

Türk ve Kürt emekçiler birleşmeli
İşçi, emekçi bayramında geçen seneki olayların olmamasını temenni eden Murat Çelik, daha güvenceli ve daha güzel bir şekilde kutlanması gerektiğini dile getiriyor. “1977 katliamını yapan bir zihniyetin, şimdi 1 Mayıs’ı tatil yapması benim için bir şey ifade etmiyor. O zihniyet yargılanmadığı sürece tatil olması bence boştur. İçi boştur, aynı TRT Şeş gibi” diyen Çelik, bir Kürt emekçisi olarak 1 Mayıs’ın Kürtler için de çok önemli olduğunu ifade ediyor. 16 senedir çalışmasına rağmen hiç sigortası olmadığını aktaran Çelik, kendi durumlarını modern köleler olarak tarif ediyor. Tüm sorunların çözümü için Türk ve Kürt emekçilerinin bir araya gelerek birleşmesi gerektiğini söyleyen Çelik, emekçiler bir araya gelip de buluşmadığı sürece hiçbir şeyin çözüme kavuşmayacağını savunuyor.
Filiz Aygül ise bugüne kadar 1 Mayıs’a hiç katılmamış. Ancak hiçbir Newroz’u kaçırmadığını söyleyen Aygül, Newroz’un kendileri için çok önemli olduğunu belirtiyor. Evin en büyük kızı olan Aygül, 7 sene önce Batman’dan İstanbul’a göçtüklerinden beri tekstil işinde çalışıyor. İstanbul’un hiçbir yerini bilmiyor. “Kendi köyümü bile gezemedikten sonra, burada nasıl gezeyim?” diyen Aygül, yaşam koşullarının oldukça kötü olduğunu dile getiriyor.

Sendikacılar buralara hiç gelmiyor
1 Mayıs’ı, işçi ve emekçinin özgür iradesiyle toplumun bir unsuru olarak taleplerini dile getirme günü olarak tanımlayan Ferkan Bahçeli, alan tartışmalarını saçma buluyor. “Bence 1 Mayıs’ın her yerde kutlanması lazım, Taksim’den ibaret değildir, her yerden ibarettir. İlla bir meydan değildir, her yer meydandır. 1 Mayıs’ın bayram havasıyla, coşkuyla kutlanması lazım” diyen Bahçeli, bugüne kadar hiçbir sendikacının gelip de kendilerini 1 Mayıs’a çağırmadığını söylüyor. Yaşadıkları ve çalıştıkları yerlerde sendikacıları göremediklerini aktaran Bahçeli, sendikaların bu şekilde hak aramak için, taleplerinin gerçekleşmesi için baskı yapamayacağını dile getiriyor.
Erkan Araz
ÖNCEKİ HABER

Şenay Aydın:Ruhumu korumaya çalışıyorum

SONRAKİ HABER

Krizin anahtarı kimde olmalı?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...