29 Nisan 2009 00:00
Türkiyenin her yerini bayram yerine çevirelim
Nisan ayının gelmesiyle birlikte güneş yüzünü gösterdi. Bahar havası yavaş yavaş kuzey yarım küreye yayılıyor.
Nisan ayının gelmesiyle birlikte güneş yüzünü gösterdi. Bahar havası yavaş yavaş kuzey yarım küreye yayılıyor. Bahar aylarının güneşli güzel günleri ile birlikte, ülkemizde de tartışmalar (her anlamda) ısınmaya başladı.
Gündemin bu kadar hızlı değiştiği bir ülkede, biz çalışanlar, işçiler açısından takip etmek, iki kelimede bizim söz söyleme hakkımız var diyemeden hop gündem gene değişiyor. Ne Ergenekon davalarına ne Obamanın gelişine, ne sınır kapılarının açılıp açılmamasına, hiçbir şeye yetişemez olduk.
Ama tüm dünyada olduğu gibi Türkiyede de işçi sınıfının, tek bayramı olan 1 Mayıs yaklaşıyor. 1 Mayıs üzerine nerede olsun, tatil olsun mu olmasın mı neden şimdi tatil oluyor gibi tartışmalar sürerken asıl sahipleri olarak bizim de söylemek istediklerimiz var.
ABDnin Şikago kentinde 8 saatlik iş günü için başlayan mücadele de bugüne kadar çok sayıda olaylar yaşanmıştır. 1 Mayıs 1886da 350 bine yakın işçi greve çıkmış bunun sonucunda 4 işçi ölmüş daha sonrasında ise 1400e yakın işçi işten atılmış ve bitmeyen tepkiler üzerine patronlar baskıyı çoğaltıp, işçiyi ve grevleri kırmak için sokak çeteleriyle anlaşmışlardır. Yaşananların sonunda 4 işçi önderi idam edilmişlerdir.
1890dan itibaren de tüm dünya da 1 Mayıs, Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü olarak kabul edilmiştir. Burada yazılanlar birçok kez belki de binlerce kez tekrarlandı. Bizler de burada yinelemek istedik. Günün anlam ve önemini bir kez daha anlatabilmek için.
Bizler metal sektöründe çalışan işçileriz, bizim için önemli olan 1 Mayısı gerçekten anlamına uygun kutlayabilmektir. Bizler Taksim olmuş, Kadıköy ya da başka bir yer olmuş önemli değil demiyoruz elbette.
Taksim Türkiye işçi sınıfının 80 sonrasında ulaşmak istediği noktadır. Bizler Taksim dendiği zaman 77 kanlı 1 Mayısı hatırlatılarak büyütülmüş, kimi ön yargılarını yıkamamış ama mücadele etmekten de geri durmayan bir kuşak olarak bugünlere geldik.
1 Mayısın tatil ilan edilme çabaları elbette bir mücadele sonucudur. Ama sendikalar ve onların bağlı bulunduğu konfederasyonları nasıl 15 Şubat 2009da binlerce işçiyi Kadıköy meydanına çağrılarında ciddi çalışmalar yaptılar, çağrılarının haklı nedenlerini ortaya koydular ve binlerce işçi meydanda toplanarak hükümete ve onların yandaşlarına nasıl cevap verdiyseler!
Taksim tartışmalarını açanların da aynı çalışmayı ve azmi göstermeleri, altını doldurmaları 1 Mayısta neden bu dönemde daha güçlü olmamız gerektiğini, dönüp işçiye bir kez daha anlatmalı ve kitleleri Taksime taşımalıdırlar. Bunları, Taksimde 1 Mayıs kutlanmalıdır, diyenlere söylüyoruz.
Bizce 1 Mayıs Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü her alanda kutlanabilmelidir. Bir alanı hedef göstermek, 1 Mayıs kutlamalarını daraltmaktır. Fabrikalar, tüm meydanlar kutlamalara tanık olmalı, tüm Türkiye işçileri, böylesi işsizliğin, yoksulluğun arttığı bir dönemde patronlara, hükümete gerçek güç olduğumuzu göstermeliyiz.
Taksim mi, başka bir yer olsun mu tartışmaları yerine, sendikalara üye binlerce işçiyi alanlara taşımanın koşullarını yaratarak Türkiyenin her yerini bayram yerine çevirmek için birlikte mücadeleye diyoruz.
Bir grup metal işçisi
(İstanbul)