30 Nisan 2009 00:00

BASIN TURU

Dikkatler daima başkanın ilk yüz gününe yoğunlaşır. Medya ve Washington’ın geri kalanı bilir ki tarihsel olarak bir başkanın gücü, balayı dönemini takip eden ilk dönem boyunca zirvededir.

Paylaş

Dikkatler daima başkanın ilk yüz gününe yoğunlaşır. Medya ve Washington’ın geri kalanı bilir ki tarihsel olarak bir başkanın gücü, balayı dönemini takip eden ilk dönem boyunca zirvededir. ABD’de, az farkla seçimi kazanan John F. Kennedy gibi başkanlar, tarafsızlık ve sadık muhalefet anlamıyla genellikle ilk üç ay boyunca Amerikalıların baskın çoğunluğunun iyi niyetlerini aydınlatmak için çalışır. Başkanlar, iktidar kavgalarının siyasi sermayelerini aşındıracağını bildikleri için genellikle siyasi yeteneklerindeki halk desteğini artırmaya çalışırlar.
Obama, halk arasındaki desteğin büyük rezervuarına sahip, önceki yöneticiler gibi o da edindiği geniş popülariteyi kazanca dönüştürmeye çalıştı. Herhangi bir başkanın performansını değerlendirirken sonraki başkanın fazladan 1300 gününün politik kaydı da önemlidir. Bu kayıt, karizma, zeka, popülerlik ya da yönetici tarzı göz önünde bulundurulmadan değerlendirilmelidir. Eğer başkanın politikaları, barışla, başarı ve özgürlükle karşıtlaşırsa ve başkan, anayasadaki ulusun kurucularının başkanlıktan bekledikleri sınırlı bir rolü aşamazsa, sırasıyla vasat ya da kötü olarak değerlendirilmelidir. Bu, yeni başkan için haksız bir yargı olsa da Obama, kendinden önce gelenlerle ve çeşitli politikaları üzerine verili geçici değerlendirmelerle karşılaştırılabilir. Irak savaşında Obama, Harry Truman’ın çıkmaza giren Kore Savaşı’nı bitiren Dwight Eisenhower’a benziyordu. Obama, ABD’nin çekilmesini hızlandırmak için bir B notu aldı ama ABD askerlerinin 2011’e kadar tamamen geri çekilmesini sağlamlaştırmaya ve ülkenin çoktan bölünmüş doğasını yasal olarak kabul etmeye ihtiyacı var. Aksi halde, Irak’ta ABD askerlerinin çekilmesi sonrasında etnik mezhepsel iç savaş devam edecek gibi görünüyor. Ne yazık ki Obama, Afganistan’daki savaşı da anlamış değil ve oraya yönelik politikası da Bill Clinton’ın Somali fiyaskosuna benziyor. Tek farkı, felaketin ölçeğinin daha büyük olması. Clinton, George H. W. Bush’tan Somali iç savaşındaki yardım gönderilerinin sınırlı görevini miras aldı. Her ne kadar baba Bush ofisinden ayrılmadan önce “sürünme görevini” başlatmış olsa da, Clinton, onu dünya liderlerini takip etme ve ulusun yeniden inşası gayretiyle hızlı bir biçimde genişletti. ABD servis personeli öldürüldükten sonra Clinton, ABD kuvvetlerini alçaltıcı bir biçimde geri çekti. Afganistan’da Obama, George W. Bush’un ulus inşası hatasını sürdürmek ve uyuşturucuyu engellemek görevi için D aldı. Irak’tan çektiği ABD güçlerini oraya ekleyecek. Obama, oğul Bush’un demokrasi inşası ve uyuşturucuyla savaş girişimini gerçekleştirmesine rağmen, El Kaide için bir cennet olan ülkenin bertaraf edilmesi gibi bir sınırlı amaçtan kendi sürünme görevini yaptı. Oğul Bush’un aksine Obama, ABD güvenliğini ön plana çıkarmak ve ABD’yi bulunduğu yerden yükseltmek için CIA’nın gizli hapishanelerini ve Guantanamo’yu kapatarak Arap ve Müslüman ülkelerin kamuoyunda B notu kazandı. Ama radikal İslamcıların ve İslamcı militanlara dönüştürülmüş teröristlerin varlığının asıl nedeninin, Müslüman toprakların Müslüman olmayanlarca işgal edilmesi olduğunu anlamamış görünüyor. Eğer anlasaydı, ABD’nin Afganistan’ı işgalinin, Afganistan ve Pakistan’daki Taliban’ı yeniden diriltip terörizmi daha da artırdığını görürdü.
Pentagon ne kadar istiyorsa o kadar harcama yapan Bush’un aksine Obama, hayali düşmanlara karşı Soğuk Savaş üzerine beyaz filler ve fütüristik sistemlerden ziyade bugünün hibrit savaşlarında kullanılabilir silahları almak istiyor. Obama’nın, en azından vergi mükelleflerine verdikleri paralarla bir şeyler almaya çalışması, ona B kazandırdı. Bir A almak için şişirilmiş savunma bütçesini kesmeye başlaması gerek. Eğer Afganistan’dan ve Irak’tan bütünüyle ve akıllıca çekilecekse, bu kesintiler daha da kolaylaşır. Benzer biçimde Bush, kısmen veya tamamen finans kurumlarını kamulaştırdı ve Obama da bir kamu işleri cümbüşüne gitti. İkisi de kredileri ve kamu harcamalarını artırıp çabucak düzenledi. Eğri üzerindeki sıralamada Obama, refah devletini genişleterek D aldı ki, bunun tek nedeni Bush’un, sosyalist yanıtı için F almasıydı. Eğer Obama kalan vergiyi bankalar üzerinde daha büyük devlet mülkiyeti için mali yardım olarak kullanırsa, Bush’un ekonomi yönetiminde FF almasına neden olan salt sosyalizminin genişlemesiyle refah devletinin büyümesini birleştirecek.
Ivan Eland, 25 Nisan 2009
ÖNCEKİ HABER

Almanya Dışişleri Bakanı Afganistan’da

SONRAKİ HABER

Pakistan ordusu Taliban’ı vuruyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...