30 Nisan 2009 00:00

DARBELERi KiM YAPTI?


Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, TSK’nın gömülü silahları olmadığını ve Poyrazköy’de bulunanların kime ait olduğunun henüz netleşmediğini söyledi. Ergenekon süreciyle ilgili gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbuğ, herhangi bir kurum açısından, görülmekte olan bir davaya destek olmak ya da karşı olmak gibi bir şeyin söz konusu olmayacağını savunurken, gazetecilerin bazı soruları karşısında da sinirli tepkiler verdi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, akredite edilerek belirlenen gazetecilere Ergenekon davası ve son gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulundu. Başbuğ, gazetecilerden gelen soruları da yanıtladı.
Ergenekon soruşturması kapsamındaki “darbe” iddiaları ile ilgili olarak, “TSK’nın bünyesinde mevcut demokratik rejime aykırı faaliyette bulunan kimse bulunamaz, barınamaz” dedi. Başbuğ’un bu sözleri, “Bugüne kadar gerçekleşen askeri darbeleri kim yaptı?” sorusunu akıllara getirdi.
BAZI SORULARA KIZDI
Başbuğ, Ergenekon iddianamesine eklenen “Özden Örnek’e ait olduğu dile getirilen günlüklerle ilgili sorular karşısında ise sinirlendi. “Günlükler konusunda Büyükanıt, 12 Nisan 2007’de ‘Konuyla ilgili hiçbir belge yoktur’ demişti, ben de aynısını söylüyorum” dedi. Fikret Bila’nın “Belgeler mi yok konu olan günlükler mi yok” sorusuna Başbuğ, “Belge bizde yok, tekrar etmek durumundayım” yanıtını verdi.
Mehmet Ali Birand söz alarak “Özden Örnek’in günlükleri yayınlandı. Genelkurmay bir şey yaptı mı? Ortada silah fışkırıyor” diye sorarken, Başbuğ araya girdi ve “Siz meslekte duayen bir isimsiniz. Fışkırtmak lafı doğru mu, kazmayı vurduğun yerden fışkırması demek” sözleriyle Birand’a tepki gösterdi. Başbuğ, “Aramaya asker izin verdi” haberleriyle ilgili olarak da şunları söyledi: “Yok öyle bir şey. Asker hukuka bağlıdır. Yürütülmekte olan yargı sürecine ilişkin yorumlar bizi cidden rahatsız ediyor. Haydarpaşa GATA’ya yapılan sevklerle bizim yetkimiz ve ilgimiz yok. Yalan ve çirkin iftira. Bu kişiler hastalar değil, yapılan tedaviler usulsüz deniyor. Tahliyeler asker kanalı ile yapılıyor deniyor. Olabilir mi? GATA’da yapılan her şey hukuk önünde yapılıyor. TSK’yı suçlamak ahlaksızlıktır, bunu da açık söylüyorum.”
ÖZKÖK’E HUKUK DANIŞMANLIĞI
Başbuğ, kısa bir süre önce İzmir’de ifadesine başvurulduğu belirtilen Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök ile ilgili olarak ise “Başsavcılık hangi sonuca gelir bunu tahmin edemeyiz. Sayın Özkök, konuyla ilgili bizden hukuk boyutuyla ilgili bilgi talep ettiler. Elbette büromuz hukuk bazında danışmanlık görevimizi yerine getirdik” diye konuştu.
HABERLERİ ELEŞTİRDİ
Poyrazköy’de bulunan silahlarla ilgili haberin bir televizyonda 50 dakika gösterildiğini belirten Başbuğ, “Gösterilen bant 6-7 dakika. 10 sefer haberi geçiyorsunuz. SAT ile ilişki kuruluyor. 50 dakika bunu göstermenin amacı nedir? Haksızsam sonra konuşalım. Şimdi soruyorum; masumiyet karinesine uyuluyor mu, ben cevap vermeyeceğim. Bunları baştan itibaren suçlu ilan etmeye kimsenin hakkı yok. Beraat ederlerse zararı kim karşılayacak?” diye sordu. Bazı olayların gizli tanık ve itirafçılara dayandığına da dikkat çeken Başbuğ, “Gizli tanığa dayanması insanı düşünme noktasına sürüklüyor. Onun dışında yargı süreci devam etmektedir, sabırla bu süreci takip edip izleyeceğiz” dedi. Kıbrıs’taki Ergenekon soruşturması ile ilgili soruya Başbuğ, “Onu da Kıbrıs’taki yetkililer değerlendirsin” diye cevap verdi.
‘TESLİM OLMAYI CAZİP KILMAK’
Başbuğ, Harp Akademileri’nde yaptığı konuşmada kullandığı ifadelerden hareketle, “af” konusundaki görüşünün sorulması üzerine ise “Mevcut yasal düzenlemelerin daha iyi şekilde uygulanması için bazı değişiklikler yapılmalıdır. İfadem bu. 221. madde yazılım olarak zor madde. Daha anlaşılır tarzda ailelere yansıtmamız lazım. Teslim olmayı cazip kılmamız lazım. Topluma kazandırma merkezleri oluşturmamız lazım. Benim söylemek istediğim buydu” dedi.
DTP’YE MESAJ
Orgeneral İlker Başbuğ, "ABD Başkanı için komuta kademesi Meclis'e gitti ama başka zamanlarda gelinmiyor" eleştirilerinin hatırlatılması üzerine ise şu yanıtı verdi: “Biz Türk Silahlı Kuvvetleri olarak hiçbir zaman ne TBMM’yi ne Türkiye’deki siyasi partilerimizi protesto etmek vesaire, böyle bir şeyimiz olmaz. Ancak Meclis içinde yer alan bir grup, siyasi parti olarak gözüküyor. Bu siyasi parti, terör örgütüyle olan ilişkisini, terör örgütüne bakışını açıklığa kavuşturmadan bizim onlarla aynı ortamda olmamız söz konusu değil. Bu sabah 9 şehit veren bir kurumun komutanıyım. Onların da terör örgütüyle ilgili konuşmaları ortada, burada tekrarlamamıza da gerek yok. Orada keşke bir milletvekilinin konuşmasını burada ifade etmeseydiniz.” (Ankara/EVRENSEL)

ERMENİSTAN AÇILIMINI KARABAĞ ŞARTINA BAĞLADI

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, Ermenistan ile ilişkilerin normalleştirilmesine ilişkin yol haritası konusunda, Azerbaycan’dan gelen ‘Karabağ’ şartına destek verdi.
Başbuğ, “Temel sorun Karabağ’ın işgalidir. Ermenistan’ın işgal etmiş olduğu topraklarlardan çekilmesi önemlidir.
Sınır kapısının açılması, Ermenistan’ın Karabağ’dan çekilmesiyle eş zamanlıdır. Başbakan Erdoğan’ın bu konudaki görüşlerine katılıyoruz” dedi.

IRAK YÖNETİMİYLE İPLERİ GERECEK AÇIKLAMA

Başbuğ, PKK’nin K. Irak’tan tasfiye edilmesi için birincil sorumluluğun Irak yönetiminde olduğunu savunarak, “Yerel yönetime ait peşmerge gücünün de bu sürece aktif olarak dahil olması lazım, bu zorunludur. Somut sonuçlar almak mecburiyetindeyiz” ifadelerini kullandı. Irak Cumhurbaşkanı Talabani de, Kürt sorununun silahsız çözümünden yana olduklarını dile getirmiş, ancak PKK’yi silah kullanarak Kuzey Irak’tan çıkarmalarının da kendilerinden istenmemesi gerektiğini söylemişti.

‘MÜHİMMAT EKSİĞİMİZ YOK’

“1986 yılına kadar TSK’nın Özel Kuvvetler Komutanlığı’na ait gömülü silah ve mühimmatı vardı” diyen Başbuğ, 1986’da alınan kararla bu silah ve mühimmatın tümünün toplatılarak depolara alınması emri verildiğini belirtti. “TSK’nın Türkiye sathında hiçbir yerde gömülü silah ve mühimmatı yoktur” diyen Başbuğ, şöyle devam etti: “Bizim kayıtlarımıza göre mühimmat eksiğimiz gözükmüyor” dedi. El bombaları ve law silahlarına silinmeyen numaralar verilmeye başlandığını da dile getiren Başbuğ, MKE’nin sadece TSK’ya silah üretmediğini, polise ve yurtdışına da üretim yaptığını belirtti.
Orgeneral İlker Başbuğ, Payrozköy’de ele geçen silahlarla ilgili olarak şu bilgiyi verdi: “Burada silahın önemli olan noktası şu; her silahın üzerinde ona ait stok numarası var. Silah, askeri malzeme olarak envantere girdikten sonra uzun süre kullanılan bir maddedir. Bu soruşturma kapsamında 45 adet silah var. Hiçbiri TSK envanterine ait değil, TSK’ya ait değil.”

ERGENEKON ADINI KULLANMAK YANLIŞ DEĞİL


Poyrazköy’de bulunan silahlar açıklandı

POYRAZKÖY’deki arazide bulunan mühimmatlar basına gösterildi. Kriminal incelemesi tamamlanan silahların üzerinde rastlanan parmak izlerinin kime ya da kimlere ait olduğunun araştırıldığı belirtildi. İzlerin, Ergenekon soruşturmasının 12. dalgasına kadar gözaltına alınan şüphelilerin parmak izleriyle karşılaştırıldığı öğrenildi. Öte yandan izlerin tutuklanan 1’i emekli 3’ü muvazzaf, 4 subayın parmak izleriyle uyuşmadığı belirtildi. Bulunan mühimmat listesi şöyle: “6’sı boş 21 adet lav silahı, 14 el bombası, 24 el bombası fünyesi, 450 gram C3 patlayıcı, 7 hakem bombası, 3 gösteri bombası, 2’si kullanılmış, 7 bubi tuzağı, 23 işaret fişeği, 45 sis bombası, 15 aydınlatma fişeği, 30 metre uzunluğunda infilaklı fitil (korteks), 38 metre uzunluğunda saniyeli fitil, 3 bin 17 adet fişek ile 1 siyah kamuflaj kremi tüpü.” İSTANBUL

Evrensel'i Takip Et