30 Nisan 2009 00:00

BAŞYAZI

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un dikkat çeken özelliklerinden birisi, söylediği şeyleri “net” söyleyen bir kişi olmasıdır dersek, bir abartı yapmamış oluruz.

Paylaş

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un dikkat çeken özelliklerinden birisi, söylediği şeyleri “net” söyleyen bir kişi olmasıdır dersek, bir abartı yapmamış oluruz. Başbuğ söylemek istediklerini “net” söylerken, bazen ve sıkça “Altını çiziyorum, tekrar ediyorum” diye vurgu yapmaktan da hoşlanmaktadır.
Ancak dün, basınla yaptığı sohbette; son günlerin en kritik konularında Orgeneral Başbuğ, muğlak bir tutum sergilemiştir. Örneğin Ergenekon soruşturmasında ele geçen silahlarla ilgili olarak “TSK envanterinden değil” derken “net”tir; bombaların ve mühimmatların “kafile numarasına” ilişkin söyledikleri ise anlaşılır olmamıştır. Bombaların ve patlayıcıların bir bölümünün evinden çıktığı subay ve astsubayların (kimisi muvazzaf, kimisi emekli) kimlikleri de ortadayken, Orgeneral Başbuğ’un yaklaşımı anlaşılır değildir. Çünkü bu yaklaşım kabul edilirse, bombaların menşelerinin asla bulunamayacağını şimdiden kabul etmek gerekir. Öyle ya; “MKE başkalarına da bomba ve mühimmat satmış”sa, “topraktan fışkıran bombaları ve silahları” (Genelkurmay başkanının ‘fışkırma’ya çok sert tepki göstermesi onun da yanıtından ikna olmuş olmadığının göstergesi sayılabilir) “yabancı ülkelerden” gelmiş kabul etmek en iyisi görünüyor. Başbuğ da Irak’ı işaret ediyor zaten!
Ancak Genelkurmay Başkanı Başbuğ’un yanıtındaki “net vurgu”lardan birisi de, ordu içindeki darbe hazırlıklarıyla ilgilidir.
Bir gazetecinin, “Ordunun darbe yapmaya hazırlanan bazı birimleri olduğuna dair bir soruşturma yaptırdınız mı? Bu konularda ordu içinde ayrı bir çalışma var mı” sorusuna Başbuğ’un verdiği yanıt “net” ama “yeterince anlaşılır değil”dir!
Çünkü Başbuğ yanıtında; “TSK’da mevcut demokratik rejime aykırı davranan kimse bulunamaz. Hukuk devletine bağlı ve saygılıyız. Dolayısıyla TSK bünyesinde farklı düşüncede olan kimse barınamaz. Dolayısıyla bu konulara ilişkin olarak TSK’nın kendi bünyesinde böyle bir sorun yoktur. Dolayısıyla araştırma ve inceleme de yoktur” demektedir.
Bu yanıt; elbette anlaşılır değildir. Çünkü, Genelkurmay başkanı, “TSK’da mevcut demokratik rejime aykırı davranan kimse bulunamaz” dedikten sonra, hangi askeri savcı ya da görevli bu tür suçları araştırabilir?! Böyle suçlar TSK’da mümkün değilse, zaten mantıksal olarak da orada bu suçların faillerini aramak abesle iştigaldir!
Ve bugün, son yarım yüzyılın “darbeler ülkesi” sayılan ülkemizde, manşetimizden sorulan; “Peki o zaman darbeleri kim yapmıştır” sorusu yanıtsız kalmaktadır. Bu yanıtı doğru kabul edersek, örneğin 12 Eylül darbesini “hukuk devletine bağlılık ve saygısızlık” olarak görmememiz gerekir.
Ve tabii; Özden Örnek’in “Darbe Günlükleri”, Mustafa Balbay’ın “notları” da ordu içinde bir darbe hazırlığı, en azından “soruşturmaya değer belgeler” olarak görülmez. Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök’ün zımnen kabul ettiği, “var olduğu”nu ima ettiği (herhalde savcılara ne demek istediğini açıkça söylemiştir) “hazırlıklar” soruşturma açmayı gerektirmez mi?
Başbuğ’un söylediklerine göre bu sorunun yanıtı “Hayır”dır. Çünkü o, “Böyle kötü niyetliler ordu içinde barınamaz” diyor zaten.
Demek ki, askeri kişiler sadece ordudan ayrıldıktan sonra yoldan çıkıyor!
Genelkurmay başkanı bu inanılmaz yanıtını, önceki Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın daha önce bu konuda “Genelkurmay Başkanlığı’nın elinde bu konuyla ilgili hiçbir belge yoktur” demesine dayandırıyor ve “Ben de aynı cümleyi tekrarlıyorum” diyor.
Oysa “hiç belge yoktur” demek başka bir şeydir, “TSK’da mevcut demokratik rejime aykırı davranan kimse bulunamaz. ...Dolayısıyla araştırma ve inceleme de yoktur” demek başka bir şey!..
“Net” konuşmaktan hoşlanan Genelkurmay başkanı, bu “netliği”ni askeri ilgilendiren konularda da göstermezse, “net”lik imajını da zedeler. Çünkü “netlik” çelişkili açıklamalar üstünde inandırıcılığını yitirir!..
İHSAN ÇARALAN
ÖNCEKİ HABER

Aile hekimliği 2010’da Ankara’da

SONRAKİ HABER

‘Mehmet Yeşiltepe serbest bırakılsın’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...