03 Mayıs 2009 00:00
Günebakanların 1 MAYISI
Meydandayız Ter sessizdir, kan kırmızıdır. Amma ve lakin terin sesleri, renkleri, gücü, duyguları vardır Canlıdır.
Meydandayız
Ter sessizdir, kan kırmızıdır. Amma ve lakin terin sesleri, renkleri, gücü, duyguları vardır Canlıdır.
Kan kırmızıdır amma ve lakin kırmızının renkleri vardır.
İnsanız, insanlığımız vardır.
Meydanlardayız
***
Meydandayız.
Hepimiz bir hiza değiliz, bütünün içindeyiz, ayçiçekleriyiz Van Goghun, Can Yücelin Günebakanlarıyız...
Şiirde ne varsa oyuz, ne varsa eylemde ve düşüncede
***
Buradayız, meydanda.
Bizden olana karşı güçlü, karşıtımıza karşı güçsüzüz Biz bize kol ve yeniz. Baltadır düşman ah! Gel gör ki sapı bizdendir
Güçlülerin gücünü yapanız Güçsüzlüğün gücüyüz Gücün Allahıyız
***
Yoksuluz.
***
Devrimciyiz.
***
Bir daha bakmalıyız Van Goghun Ayçiçeklerine Paris sokaklarında toplanmış o on iki dal çiçeğe Kimi ölmek üzere. Ölümü beklemek zordur Kiminin başı dik, havai kimi, kimi düşünceli, yorgun Yıkıcı bir ışık var toplamında. Kendiniz ve emeğiniz için yorumlarsanız: düzen insanlaşmalı diyorlar; doğallaşmalı
Bu yıl Türkiyede meydan bu vazodur
***
Buradayız bir ülke gibidir meydanlar.
Dehadır
Çıldırmışlık ve gerçekliktir Sessizlik ve kabullenmektir. Hayaldir ve hayalden ötesi
***
Meydanlardayız.
Doğaüstü bir parıltı ve yorgunluk içinde
Aşkız ve ötesindeyiz her şeyin.
***
Van Goghun fırçası, kavganın dehasıyız.
Sevgili ve kimsesiziz.
***
Ayçiçeklerinin içindeki siyah çekirdekçikler bitmekte olanın, boynunu bükmüş olanın içinde yeni bir yürek, yeni bir cesaret, yeni bir kalkışmanın, yeni bir aşkın ve dostluğun simgeleri gibi. Parıltılı, sağlam, delirmiş O yapmış onu, o insan Biz yapıyoruz meydanları
Övgü bilmeyecek denli küçük ama bir arada ve güçlü olmayı biz yapıyoruz
Doğanın bir bitki içinde bize gösterdiği diziliş, yan yana gelmenin, bir alanda yer almanın ve etkin olmanın biçimlerini terle ve kanla yapıyoruz
***
Meydandayız
Özsuyuyuz yaşamın.
***
Buradayız.
Korkunun cesaretiyiz.Hediye değiliz. Hiçbir güç ötekine sunamaz bizi.
***Halklarız
***
Burada açlığa, yasaklara, buna yol açan güç generallerine karşı ne yapacağımızı arıyoruz.
***
Buradayız
Saf ışık.
***
Buradayız.
Biz belkemiği gıcırdayarak yaşamın yükünü çekenler; bir iyice baksak belsuyumuzun/ ürememizin her halini Van Goghun vazosunda, göreceğiz.
***
Biziz yaşamdan başka yaşam bilmeyenlerle, saf ışığın karşılaştığı yerdeyiz.
Ah oyuz biz, onun ta kendisi
Ermeni ya da Türk, Rum ya da Kürt, Yezidi, Laz, Çerkez, Alman, Fransız, İspanyol, Katalan Ah tümüyüz Dünyayız
***
Biz yıkıp yeniden kuranlarız
***Özür dilerim. Özür dilerim bakmayalı çok zaman geçti Ah yeniden bakın Van Goghun vazosuna, oradayız.
Bir vazo, bir meydan, meydanlar; gösteri ve güç biziz/ Ayçiçekleriyiz
***
Bakın vazosuna Van Goghun. Size diyecek ki oradaki Ayçiçekleri: Biz bize uzak olmaktan sıkıntılıyız. Bundan çekiliyor özsuyumuz.
***
Meydandayız
Eşit olmak, kendi güçlerinin küçüklüğünü bilerek eşit olmak isteyenleriz. Küçücüklüğün büyüklüğü yarattığını göstererek eşitiz
Biziz ey!
Yeryüzünün büyüklüğüyüz
***
Bir kez daha bakın o dehanın dünyasına, bir vazoya bizi koymuş
Dünyanın ışığıyız Meydandayız üretmenin
***
Saldırgan, suskun ve öğrenebileniz yeni olan her şeyi
Yapanız, teoriyi ve tekniği Meydandayız
***
Bütün renk teorilerini bilen ve sorguya çekeniz. Bombanın, barutun, kanın ve savrulmanın renkleri; çiçek açmanın, işkence görmenin, balın ve çeliğin renkleriyiz; düzen dışına çıkmanın, başeğmezliğin elvanıyız
İsyanda olanız, anlayanız
***
1 Mayıs
Bağıran suskunluk Kendi gücünü bilmeyen dünya Sömürülen, ezilen dünya ve ayaklanan dünya
1 Mayıs
Öldürülen çocukların dünyası, kurşunlanan halkların dünyası; insanların böbreklerini ve çocuklarını sattığı dünya
***
Van Goghun Ayçiçeklerine bakıyoruz: Kendimize: Çaresizce Kendimize dert açmanın kendisi olarak; o derdi çözecek olarak
***
Mayıs göğünün kobalt mavisine bakıyor ve bağırıyoruz
Kardeşlik, yalnızlık ve yoksulluğuz
Özsuyumuzun buharlaşmasından ötürü, bizi ölüm üzerinde düşündüren; bizi yaşam üzerinde titizlenmeye iten her şey için
***Meydanlardayız.
Hayal gücünün gerçeklere bakan yüzüyle, ellerin devinimi, durgunluğu, yumruk haliyle Doğanın efendisi olduğumuzu sandığımız anda, doğanın kölesi olan çılgınlığımız, çaresizliğimizle.
***
Faşist diktatörlüğün tehdidine karşı, tedirginlik meydanındayız. Yıkıcıyız
***
Bir katliamdan/ Taksim Meydanından yaşama ölüm ve kan bulaştıktan sonrasını konuşuyoruz
Kazanmalıyız
Taksimi her yer kuşatmalı, Chicagoyu
Yeniden
***
Meydandayız.
Emeğim kölelik evrimini istemiyoruz Kanla kızılcık arasında, sevmekle yıkılmak arasında Ölülerimizin yattığı meydandır Van Goghun vazosu; ölülerimizin ahını duyduğumuz meydan
***
Her gün o meydanda geçenlerimizin unutkanlığıdır Savrukluğumuz, ertelememizdir o meydan Vazodayız Van Gogh bakıyor bize
***Bakın ressamın tablosuna: Savrukluğumuz, yalanı gerçek yapma arzumuz, gerçekten kaçmak için yalanın tabutunu kendimize ev yaptığımız anlar, anlar, anlar toplamıdır
***
Bir adam bir resim yapıyor
Devrimin ve devrimciğin özlemi, bütün bunların başa bela olan sahtesi arasında çiçek üstüne çiçek açmanın kendisini söylüyor bize.
***
Kötü müsünüz?
Az sonra meydan bitecek Bağırtılar, yapmadığımız işlerin hesabını ödemek için attığımız adımlar, sloganlar
Devrimci olarak vazoya bakın, bütün dengeleri sarsan devrimciliğe
***
Akşam eve gitmek Akşam gideceğimiz bir ev, evde bir kent, kentte bir ülke, ülkede bir dünya düşleme gücü bulmak Yarın sabah her günkü 1 Mayısa hazırlanmak, her günü devrimci bir 1 Mayıs yapmak
***
Yoruldunuz mu?
***
Ey Komünist Manifestoyu yazdıranlar kendinize bakın
***
Bayramınız barış olsun.
Göğe bakma durağı - Tevfik Taş