Asya-Pasifikte bu hafta (93)
Kıbrıslı Rum kökenli Avustralyalı Harry Nicolaides (d.1967), son zamanlarda Avustralya basınında dikkat çeken yazarlardan biri. Yazar, 31 Ağustos 2008de Bangkok Havaalanında, daha önce yazmış olduğu bir romanda Tay Kralına hakaret ettiği gerekçesiyle hücreye atıldı; ertesi sabah mahkemeye çıkarılıp kelepçelenmiş olarak, Bangkok Tutukevine götürüldü. Yokluğunda (gıyabında), kitabı nedeniyle yargılandığını, havaalanında gözaltına alındığında öğrendi. Avustralyanın bir avuç boyasız dergisinden biri olan the Monthlyde yazarın tutukluluk günceleri yayınlandı. Bu güncelerde dikkati çeken noktaları paylaşalım.
15 yıla dek hapis cezasıyla yargılanan ve kefalet istemi 4 kez reddedilen yazarın içeride tanıdıkları çok renkli: Ünlü Avustralyalı mafya babasıyla, Rus silah kaçakçısıyla (ki bu kaçakçı, yazara özgüç (moral) veriyor), Sri Lankalı sığınmacılarla, Taylanda geçişliksiz (pasaport) girip bir inşaatta çalışıp ay sonunda yasadışı göçmen olmalarını gerekçe gösteren işverenin aylıklarını ödememesi nedeniyle çıkan kavgada kolluk güçlerinin tutukevine tıktığı Burmalı göçmenlerle, yasal olan belgeleri yanlışlıkla sahte sanılan Afrikalılarla tanışıyor. Yazar, tutukevi görevlilerinin bacaklarını ovan mahkumlar gördüğü gibi, başarısız bir kaçış çabasına da tanık oluyor. Ölümler, öldürümler, özkıyımlar geçiyor hücrelerden...
Yazar, herşeye karşın, bir yabancı olarak, ayrıcalıklı. Dışarıdan yemek isteyebilmekte; Avustralya büyükelçisi ve Tay kız arkadaşı, kimi zaman, onu ziyarete gelmektedir. Yine de, duruşmalara çıkarken, diğer mahkumlara yapıldığı gibi, yazarın ayaklarına da pranga takılır. Pranga, gün boyu kalır.
Yazarın daha sonra geçtiği koğuş, zengin yabancıların koğuşu. Orada, güvenliğe parayı basan, istediğini aldırıyor; güvenlik, istenenleri çaktırmadan içeriye sokuyor. Bundan sonra yazar, her gün tavuk yiyebiliyor örneğin. Sonunda yazar, 6 yıl hapse çarptırılıyor; cezası, suçunu kabul ettiği için 3 yıla düşürülüyor. Ceza aldıktan sonra yazarın ailesi, Avustralya Büyükelçiliğinin desteğini alarak Kral için bir özür mektubu yazıyor ve Kralın, yazarı affetmesini rica ediyor. Mektubun, Krala ulaşmasının, aradaki bir sürü bakanlık birimi nedeniyle 3 yılı bulacağı düşünülüyor. Ceza aldığı duruşmaya yoğun bir yabancı basın ilgisi olduğu için dünyanın dört bir yanından mektuplar almaya başlıyor. Ama tanınırlığı, diğer mahkumların ona öfke duymalarına neden oluyor. Dünyanın dört bir yanında, adına vaazlar okunduğunu, mumlar yakıldığını, hatta bir kabile töreni bile yapıldığını öğreniyor. İnsanlar, dünyanın dört bir yanından, onun için, İngiltere Kraliçesi ve Tayland Kralına mektuplar gönderiyorlar. Sonunda, haber, Tayland Kralına basın nedeniyle hızlı ulaştığından; yazar, kısa sürede Kral tarafından affedilip serbest bırakılıyor. Tutukevinin özel odasında kendisine Kralın af mektubu okunuyor ve Kralın büyük resmi önünde diz çöküp ona teşekkür etmesi isteniyor, o da öyle yapıyor. Yazar, 6 ay hapis kaldıktan sonra, 21 Şubat 2009da bu biçimde salıveriliyor.
Yazarın tutuklanmasına neden olan sözlere bakalım: Kralın ve prensin aşk yaşamından söz ediyor; kralın ve prensin bolca kadını olduğunu; bir kadın, prense ihanet ederse ortadan kaldırıldığını yazıyor. Gerçekte, Harryye yazar demek herhalde, yazarlara haksızlık olurdu. Harrynin yargılandığı kitap, kendi bastırdığı ve yalnızca 7 tane satan bir kitap. Kimileri, Harrynin, Kral yasalarını bilmesine karşın, ilgi çekmek ve kitabını tanınan bir yayınevinde bastırabilmek için bu bölümleri özellikle koyduğunu söylüyor. Doğrusunu bilmek zor; ancak, kralın yarattığı çürümüş toplumla ilgili yazmak yerine, aşk yaşamına girerek belaltına vurmak, bir yazara yakışmıyor olsa gerek. Şimdi herkes Harryye yazar diyor; hapse girmeden önce kimse bilmiyordu onu.
Evet, Tayland, insanları karalamanın en kolay yolunun Krala hakaret etti demek olduğu; Krala hakaret var denilerek Youtubeun kapatıldığı, The Economist gibi dergilerin toplatıldığı; ülkenin parasına basarsanız Kralın paradaki resmine bastı diye dayak yiyebileceğiniz bir ülke. Gerçek yazar, Kralı, yurttaşlara alışveriş merkezi ve dilenmek ya da etini satmak dışında bir seçenek verilmediği için; gelir dağılımındaki adaletsizlik için; gökdelenlerin ve sarayların gölgesinde, barakalarda yatan yoksullar için eleştirmeli. Zaten Harry, aydın olsaydı; Tayland Kralını değil, ülkesi Avustralyanın hâlâ devlet başkanı olan İngiltere Kraliçesini eleştirirdi. Hindistan, İngilterenin boyunduruğundan çoktan çıkmışken; Avustralya, hâlâ İngiltere Kraliçesinin toprağı (bkz. Gezgin, 2008)... Haydi Harry, göster kendini!
(*) Aziz Nesinin Yaşar Ne Yaşar
Ne Yaşamaz yapıtına gönderme.
İlgilisine Kaynak
Gezgin, U. B. (2008). Asya-Pasifikte Bu Hafta (34): Bağımsız (!) Avustralyada yıl 1975. Evrensel Gazetesi Evrensel Hayat Eki, sayı 193, 16 Mart 2008. http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=27179
Nicolaides, H. (2009). The king & I. The Monthly, sayı 44, Nisan 2009.
Dr. Ulaş Başar Gezgin
Evrensel'i Takip Et