03 Mayıs 2009 00:00
ÖZGÜRLÜK YOLU
Irakta ve Afganistanda Amerikan kuvvetlerinin yarattığı tansiyon yükselirken, cevaplanmayan bir soru ortaya çıktı. Sadece Ulus nedir? değil, aynı zamanda Bu neden bir ulus? Biz hangi arada bir ulus olduk? diye de sormaya başladık.
Irakta ve Afganistanda Amerikan kuvvetlerinin yarattığı tansiyon yükselirken, cevaplanmayan bir soru ortaya çıktı. Sadece Ulus nedir? değil, aynı zamanda Bu neden bir ulus? Biz hangi arada bir ulus olduk? diye de sormaya başladık.
Iraktan Afganistandan ve hatta Pakistandan bahsettiğimizde bunların ulus devletler olduğunu görüyoruz. Gerçekten de, politik elitlerden, onların sermayelerinden ve henüz o ülkelerde bile kabul edilmemiş göreceli olarak yeni politik kimliklerden bahsediyoruz. Bu uluslardan çoğu sınırlarını kendi çizmedi. Onların sınırları Avrupalı diplomatlar tarafından çizildi. Ve tabii ki, bal tutan parmağını yaladı; o toprakların sakinlerinin yerine kendi çıkarlarını gözettiler.
Bırakın bir örnek vereyim: Pakistanın eski başkanı General Pervez Müşerrefi hatırlayın. Onun doğduğu yıllarda Pakistan diye bir yer yoktu. O, kuzey Batı Hindistanda sade bir vatandaş olarak doğmuştu. Bu ülkelerin birçoğunda milyonlarca insan kendilerini ilk önce asaletin saygı gördüğü eski klanların mensupları olarak görüyorlar. Puncabi ya da Tacikler gibi
Yeni Yazarlardan Ayaaan Hirsi Ali, Infidel adlı otobiyografisinde kendinin ve kız kardeşinin çocukluk anılarını hatırlıyor. Somalide bir evin arka bahçesinde klanlarının şölenlerini izlediklerini büyükannesinin de yanlarında olduğunu anlatıyor. Atalarını göz ardı eden ya da unutan çocukların vay haline! Büyükannesi ondan atalarını, Somalinin gerçek sahiplerini hatırlamasını istememiş. Fakat o zamanlar önemli olan, aşiret, klan tarih ve atalardı. Afrika ve Güney Asyadaki milyonlarca insan için klan çok önemli bir olgu, ulus ise ikinci planda.
Ulustan önce klan vardı. Acı içindeki biri ona sığınırdı. Tehlike altındaki biri ona sığınırdı. Ulus ise toplu halde yaşayan yabancılardan ibarettir. Ulus, sermayeden başka nedir ki? Ulus, hiç de istenmeyen askeri varlık için vergi ödemeye zorlayan baskıcı bir kuvvettir.
Obama yönetiminde Iraktan geri çekilmeye, Afganistana ise daha fazla askeri yığınak yapmaya hazırlanan ABD, Amerikalıların birkaç asırdır hesaba katmadığı bir güçle yüzleşiyor. Aşiretlerin gücüyle. Bu, yozlaşmış ve sallantıdaki ulusal hükümetlerin altında yatan sosyal ve politik güçtür. Kimlik yapılandırıcılar: Aşiretler. Bu, ABDnin bütün çabalarının, milyar dolarlarının ve büyük askeri gücünün üzerindeki parçalayıcı kaya olabilir.
MUMIA ABU JAMAL