03 Mayıs 2009 00:00
Futbolda Anadolu yürüyüşü
Bir dönemler Eskişehirspor, Adanaspor ve Samsunsporun yaşadığı başarılar Anadoluyu gururlandırırken, iki sezondur bayrak Sivassporun ellerinde.
Mithat Fabian
Sözmen
Tanıl Bora, geçtiğimiz Pazartesi günü Radikaldeki yazısına çok doğru ve güzel bir cümleyle başlamıştı: Bülent Uygunun dilinde hiç yakışmıyor ama!- ihtilâl, devrim Doğru söze ne hacet! Lakin ortada bir gerçek var ki 2 senedir hızı ha kesildi ha kesilecek diye her hafta dedikodusu yapılan Sivasspor adım adım şampiyonluğa doğru ilerliyor. Olabilir mi, olamaz mı ukalalığa kaçmadan bir şeyler söylemek güç! Zaten 18 yıllık futbol izleyiciliğimden öğrendiğim bir şey varsa o da tahminde bulunmaktan mümkün olduğunca kaçınmanın en makul yol olduğudur. Zira ömür boyu unutamayacağımız enstantaneler yaratma konusunda bir hayli becerikli olan sporcu milletinin ne yapıp ne yapamayacağını biz çokbilmişler asla tam olarak kestiremeyiz.
Tarih dersi vermek haddime düşmez ama gelin geçmişten birkaç ihtilalciyi anıverelim. 1968den 1989a, Anadolunun üç farklı köşesinden çıkıp İstanbula korku düşüren kulüplerimizi hatırlayalım: Eskişehiri, Adanayı ve Samsunu
KIRMIZI ŞİMŞEKLER
Yaşadıysanız zaten bilirsiniz de benim gibi yaşı tutmayanlar için diyorum: 70lerde Eskişehirspor bir başkaymış. Hala okumadıysanız Özgür Topyıldızın nefis Anadolu Yıldızı Eskişehirspor kitabını, ben size böylece özetleyeyim. Eskişehirsporun, 60ların sonunda başlayan ve 75/76 sezonuna kadar süren yürekli yürüyüşü, İzmiri saymazsak Anadoludan yükselen ilk isyan sesiydi. 3 ikincilik, 2 üçüncülük, 2 de dördüncülük sığdırmışlar 69-75 arasına. Bir Türkiye Kupası ve Avrupa zaferleri de cabası. Sıra dışı ve asi tavırları taraftarlarına da sirayet etmiş ve efsane amigoları Orhanın önderliğinde dönemin en ateşli ve renkli tribün hareketi oluşmuş. Fethi-Nihat-Ender/Filelere Gönderli naif tezahüratlardan, rakiplerine bir yandan korku bir yandan da ilham veren tribün şovlarına, futbolun hakikatinin her çeşidini yansıtmışlar spor kültürümüze. Eskişehirspor diyince Fethi Heperi unutmak olmaz. O sadece rekortmen bir golcü değil aynı zamanda Türkiye tarihinin futbolculuktan sonra profesörlüğe yükselen ilk ismidir. Brezilyalıların felsefe doktoralı Socratesi varsa bizim de Profesör Fethi Heperimiz var yani.
TURBEYLER
70lerin sonu ve 80lerin başında en şaşaalı günlerini yaşayan Akdeniz takımlarından bir tek Adanaspor şampiyonluğa yaklaşabilmiştir. 80/81 mevsiminin yenik, sıkılgan ve postallı havasında Fenerbahçe averajla küme düşmekten kurtulur, Trabzonspor aldığı 7 mağlubiyete rağmen şampiyon olurken güneyin en büyük şehrinin Turuncu tarafı neredeyse ipi göğüsleyen taraf olacaktı. Şampiyonluk umutlarını sonlandıran kaybın, 28. haftada komşu Mersinde gelmesiyse -ki Mersin İdman Yurdu o sene küme düşmüştü- Çukurovanın doğusu ve batısında farklı ruh halleri yaratmıştı doğal olarak. O günden bugüne Adanayı ve Mersini kaplayan spor sessizliği ise bir Akdenizli/Çukurovalı olarak en hayıflandığım hadiselerden biridir (Mersinin 83teki Türkiye Kupası finalini saymazsak).
GOLCÜLERİN ŞEHRİ SAMSUN
Her ölüm erken ölümdür demiş ya Cemal Süreya, ya böylesine ne denir? Samsunun 85ten 88e büyüklere korku salan armadasını, hiçbir şeyin değil ama 20 Ocak 1989daki o elim trafik kazasının parçalaması kadar acı ne olabilir? Zoolog Roberto Fontanarosa der ki: Nesli tükenen iki tür var biri panda ayıları, biri de golcüler. 80lerde Samsunun böyle bir sıkıntısı yoktu. Golcülerin şehridir Samsun ve kırmızı beyazlıların 85teki ilk yükselişinde Tanju Çolakın payı büyüktür. O, Hayatta üç hayalim var; biri Galatasaray, biri Hülya Avşar, biri de BMW deyip Samsunu terk ettiğinde geride hala taş gibi bir takım vardı, ta ki o canavar kazaya kadar. 80lerin unutulmaz Samsun takımı, iki lig üçüncülüğü bir de dördüncülük elde etmiş ama belki de en kıymetlisi kente renkli bir futbol ekolü miras bırakmıştır.
Adını anamadığım Göztepe, Altay, Ankaragücü, Kocaelispor, Gaziantepspor, Gençlerbirliği gibi camialar kusura bakmasın. Elbette daha nice takım vardı bizleri heyecana sürükleyen. Şimdiyse Sivasın Yiğidoları, Anadolunun yegâne muzaffer devrimcisi Trabzonsporun ardılı olarak tarihe adını yazdırma peşinde. Bol şans Sivas, Anadolu arkanda!..