05 Mayıs 2009 00:00

Mücadeleyle geçen otuz beş yıl…

Türkiye Yazarlar Sendikası, kuruluşunun otuz beşinci yılını önceki gün Bahçeşehir Üniversitesi’nin Beşiktaş Kampüsü’nde yer alan Fazıl Say Salonu’nda yapılan bir etkinlik ile kutladı.

Paylaş

Türkiye Yazarlar Sendikası, kuruluşunun otuz beşinci yılını önceki gün Bahçeşehir Üniversitesi’nin Beşiktaş Kampüsü’nde yer alan Fazıl Say Salonu’nda yapılan bir etkinlik ile kutladı.
Adnan Özyalçıner, Hıfzı Topuz, Tarık Günersel, Lütfü Kaleli gibi yazarların konuşmacı olarak katıldığı, TYS’nin otuz beşinci yıl etkinliğinde, Şair Sezai Sarıoğlu ve Müzisyenler Seyhan Karakaş, Mehmet Tekirdağ, Nevzat Karakış’dan oluşan Nar Sesleri, Ömer Özgeç, Gümüş Özgeç Yuğnak ve Karabey Aydoğan katılımcılara müzik dinletileri sundu. Pandomim Sanatçısı Ulvi Sarı da sergilediği kısa bir performansla sendikanın otuz beşinci yaş kutlamasına katkıda bulundu.
‘TARAFIZ AMA TARAFTAR DEĞİLİZ’
Gülsen Tuncer’in sunduğu gecenin ilk konuşması Türkiye Yazarlar Sendikası’nın başkanlığını yürüten Enver Ercan tarafından yapıldı. Enver Ercan konuşmasında TYS’nin kuruluşundan itibaren yaşadığı tüm zorluklara rağmen otuz beş sene boyunca ayakta durabildiğini hatırlatırken, 31 Mayıs günü on altıncı kongresine gidecek olan sendikanın önünde daha mücadele edeceği birçok konu ve uzun yıllar olduğunu belirtti. Ercan, TYS’nin Türkiye’de yazarları ve tüm halkı ilgilendiren konular üstünde her zaman taraf olduğunu ama kendisine yakın bulduğu ve görüşlerini benimsediği kişi ve kurumları da eleştiri süzgecinden geçirebildiğini vurguladı.
Enver Ercan’dan sonra söz alan, TYS’nin kuruluşundan beri kurumun içinde olan Adnan Özyalçıner ise Türkiye Yazarlar Sendikası’nın Türkiye’de aydınlara yönelik baskı ve kovuşturmanın oldukça yoğun olduğu bir dönemde halka ve düşünce özgürlüğüne yönelik baskılara karşı kurulduğunu, yazarların ekonomik ve özlük hakları ile kültür-sanatın tüm ülke insanları arasında yaygınlaşması için bugüne kadar mücadele ettiğini ifade etti. Özyalçıner, TYS’nin kurulduğu günden bugüne yaptığı en büyük hizmetlerden birinin ülkenin ilk kitap sergilerini organize etmesi ve bu sergilerin Türkiye çapında yaygınlaşmasına ön ayak olması olduğunu sözlerine ekledi.
Adnan Özyalçıner’in konuşmasının ardından katılımcılara Türkiye Yazarlar Sendikası’nın otuz beş yıllık macerasını konu edinen ve İlhan Gülek tarafından hazırlanan bir dia gösterisi sunuldu.
Dia gösterisinin ardından söz alan Hıfzı Topuz, tüm dünyada halkın politikayla ilgilenmesi ve kendi haklarını savunması mücadelesine devletlerin sunamadığı katkıyı yazarların sunduğunu açıklarken 12 Eylül askeri darbesinin ardından hızla apolitikleştirilen Türkiye toplumunu yeniden ayağa kaldırmak için yazarlara çok büyük görevlerin düştüğünü ve TYS’nin bu konulara önem vermesi gerektiğinin altını çizdi.
Cengiz Bektaş, Türkiye Yazarlar Sendikası’nın otuz beş yıllık macerasını anlattığı konuşmasında Aziz Nesin’in sendikanın başkanlığını üstlendiği dönemde özverili ile çalışmasının, hatta bu çalışmalar dolayısıyla bir süre kitap yazmak için vakit bulamamasının üstünde durdu. Cengiz Bektaş, ayrıca Türkiye’de yetişen yazarların diğer ülkelerdeki yazarlara oranla çok daha açık görüşlü olabildiğini ve düşünce özgürlüğüne önem verdiğini belirtti.
(İstanbul/EVRENSEL)

‘ŞİMDİ TYS’NİN İŞİ DAHA ZOR’

Ataol Behramoğlu TYS’nin kurulduğu günlerde birçok zorlukla karşılaştığını ve bu zorluklarla yılmadan mücadele ettiğini söyledi. Behramoğlu, bugün sendikanın çok daha çetin bir mücadele vermesi gerektiğini belirtti. Yazar, Türkiye’de sendikanın kurulduğu dönem ile bugünün farkını “O gün bugünkülerden daha onurlu, daha şerefli, daha ahlaklı günler yaşıyorduk. Her şey ortadaydı. Türkiye’nin değerlerinin ayaklar altına alınacağını tahmin bile edemezdik. Şimdi TYS’nin işi çok daha zor” sözleri ile ifade etti.
Tarık Günersel ise konuşmasında başkanı olduğu Türkiye PEN’in, üyesi olduğu TYS’nin bu ülkeye getirdiği birikimler üzerinde yükseldiğini söyledi. Günersel, “Eğer bugün Türkiye PEN dünyadaki diğer kardeş şubelere 1 Mayıs’ı kutlama önerisi sunabiliyorsa bu TYS’nin ruhu ve birikimi ile olmuştur” dedi. Günersel, Türkiye’deki yazarların üç önemli örgütü olan TYS, PEN ve Edebiyatçılar Derneği’nin bütün toplumu ilgilendiren konularda ortaklaşa hareket ettiğinin altını çizdi.
Gecenin son konuşmasını yapan Sennur Sezer ise aslında Türkiye Yazarlar Sendikası’nın tarihinin otuz beş yıldan daha fazla olduğunu belirtirken, köklerinin 1971’de feshedilen Türkiye Edebiyatçılar Derneği’ne dayandığını hatırlattı. Sennur Sezer ayrıca Türkiye Yazarlar Sendikası’nın sadece edebiyat alanında değil her dalda yazan insanların örgütü olduğunu belirtti.
ÖNCEKİ HABER

Yargılanan çocuklara destek filmi

SONRAKİ HABER

tabela yazılar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa