05 Mayıs 2009 00:00
Basın özgürlüğü unutuldu
Gazeteci örgütleri , 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Gününün kutlanabilir bir gün olmaktan çıkarıldığını belirtilerek, basın özgürlüğü olmayan yerde demokrasiden bahsedilemeyeceğini vurguladılar
Gazeteci örgütleri , 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Gününün kutlanabilir bir gün olmaktan çıkarıldığını belirtilerek, basın özgürlüğü olmayan yerde demokrasiden bahsedilemeyeceğini vurguladılar. Açıklamada, Dünya Basın Özgürlüğü Gününde Türkiyede gazetecilerin yaşadığı fiziki ve psikolojik saldırılara da dikkat çekildi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Parlamento Muhabirleri Derneği, Foto Muhabirleri Derneği, Ekonomi Muhabirleri Derneği, Diplomasi Muhabirleri Derneği, Profesyonel Haber Kameramanları Derneği, Turizm ve Çevre Gazetecileri Derneği, Avrupa Gazeteciler Birliği Türkiye Temsilciliğinden oluşan G-9 Gazeteci Örgütleri Platformu tarafından dün yapılan yazılı açıklamada, Basın Özgürlüğü Gününün gazeteciler için kutlanabilir bir gün olmaktan çıkarıldığı belirtildi.
MUHABİRLER SOKAK ORTASINDA DÖVÜLDÜ
Gazetecilerin yaşadığı psikolojik ve fiziki saldırılara dikkat çekilen açıklamada, Gazetecilerin yıpranma payının da kaldırıldığına değinildi. Türkiyede gazetecilerin pek çok sorunla karşılaştığı ifade edilen açıklamada, atv-Sabah grubundaki greve çıkan gazetecilerin grevin bir haftası dolmadan yasa dışı bir greve katıldıkları gerekçesiyle işten çıkarıldığı, pek çok kamu kuruluşunun akreditasyon uygulamasıyla beğenmedikleri gazetecilere kapıların kapatıldığı, kameramanların, muhabirlerin sokak ortasında dövüldüğü, yüzlerce gazetecinin işini kaybetme endişesi yaşadığı belirtildi. Açıklamada, bu ortamda Basın Özgürlüğü Gününün kutlanabilir bir gün olmaktan çıkarıldığı vurgulandı.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 19. maddesinin, Herkesin düşünce ve ifade özgürlüğüne sahip olduğu; bu hakkın, hiçbir müdahale olmaksızın düşünce sahibi olma özgürlüğünü, bilgi ve kanaatleri herhangi bir iletişim aracıyla ve sınır tanımaksızın araştırma, elde etme ve yayma hakkını içerdiği ifade edilen açıklamada Ne yazık ki, gerek fiili ve fiziki saldırılar, gerek antidemokratik yasalar gerekse de medya sahiplik yapısının gazetecileri mahkum ettiği iş güvencesinden yoksun çalışma koşulları bu hakkın kullanılmasını ciddi ölçüde engelliyor denildi.
GAZETELER BASILDI, TOPLATILDI, YASAKLANDI
Öte yandan İnsan Hakları Derneği Genel Merkezi tarafından da dün yapılan yazılı açıklamada hükümetin Türkiyede 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü gününü unuttuğu belirtildi. Açıklamada, Türkiyede 2008 yılı içerisinde toplatılan gazetelere, yasaklanan bildiri, kitap ve şarkılara dikkat çekildi.
Açıklamada TCK, TMY basın kanunu gibi kurumlarda basın özgürlüğünü yasaklayan ve sınırlayan hükümlerin bulunduğu müddetçe basın özgürlüğünden bahsetmenin mümkün olmayacağı ifade edildi.
İHDnin Dünya Basın Özgürlüğü Gününe grevle giren Sabah- atv basın çalışanlarının yanında olduğu dile getirilen açıklamada, basın özgürlüğünün sınırlı olduğu bir ülkede basının da özgür olamayacağı vurgulandı.
Açıklamada 2008 Yılı basın yayın ihlalleri bilançosu da belirtildi. 2008 yılı içerisinde İnsan Hakları İhlal Raporu verileri şöyle; 13 gazete, 11 dergi, 8 afiş, 5 kitap, 1 takvim ve 2 bildiri toplatıldı. 38 gazete, 7 dergi ve 1 TV kanalının yayını duruldu. 3 afiş, 3 pankart, 3 kitap, 2 şarkı, 1 el ilanı, 1 dergi, 1 bildiri ve 1 albüm yasaklandı. 11 gazete, dergi ve TV kanalı polis tarafından baskına uğrandı. 46 erişim sitesine yasak getirildi.
Çok sayıda sorumlu yazı işleri ve haber yapan gazeteciler hakkında dava açıldı. 2008 yılı başbakanlık tarafından akreditasyonu iptal edilen 6 gazeteci, ile internet siteleri erişimine getirilen mahkeme yasakları ve Kürt ve sosyalist muhalif kesimlerin yayınlarına tahammülsüzlüğün öne çıktığı bir yıl oldu. (ANKARA)