06 Mayıs 2009 00:00
Jandarma, sergilenen fotoğrafları tutukladı!
Bursada açılan, 8 Mart ve yerel seçim fotoğraflarından oluşan sergi, jandarmanın ve Uludağ Üniversitesi yönetiminin müdahalesiyle karşılaştı. Görüşlerine başvurduğumuz fotoğrafçılar, Fotoğraftan korkulmaz dediler.
Bursada açılan, 8 Mart ve yerel seçim fotoğraflarından oluşan sergi, jandarmanın ve Uludağ Üniversitesi yönetiminin müdahalesiyle karşılaştı. Görüşlerine başvurduğumuz fotoğrafçılar, Fotoğraftan korkulmaz dediler.
Fotoğraf Akademisi Belgesel Fotoğraf Seminerleri katılımcılarının 6. Uludağ Üniversitesi Fotoğraf Amatörleri Topluluğu (UFAT) Fotoğraf Günleri kapsamında açılan 8 Mart Kadınlar Günü ve Yerel Seçimler temalı belgesel fotoğraf sergisine, emniyet görevlileri tarafından müdahale edildi. Sergide yer alan 32 fotoğraftan 11ini sakıncalı gören jandarma görevlileri, fotoğrafları panolardan indirerek incelemeye aldı.
30 Nisanda yapılan bu müdahalenin ardından Uludağ Üniversitesi yönetimi, festivali düzenleyen öğrencileri uyararak sergideki diğer fotoğrafları da indirtti. Festivalin web sayfasında, sergiye ayrılan bölüm de aynı gün yayından kaldırıldı.
Belgesel Fotoğraf Semineri Koordinatörü Yücel Tunca, emniyet görevlilerini rahatsız edenin Kürt kimliğini ifade eden renkler olduğunu söyledi. Seminer eğitmeni Özcan Yurdalan, fotoğrafları sakıncalı bulmanın ve el konulmasına izin vermenin, üniversite yöneticilerinin ayıbı olduğunu ifade etti.
Galata Fotoğrafhanesi tarafından Fotoğraf Vakfının desteğiyle yürütülen Fotoğraf Akademisi Belgesel Fotoğraf Seminerlerine katılan 16 fotoğrafçının öğrenim sürecindeki ilk pratikleri olan 8 Mart Kadınlar Günü Kadıköy Mitingi ve 29 Mart Yerel Seçimlerini kapsayan fotoğraflarından Yücel Tuncanın yaptığı seçki, 30 Nisan-3 Mayıs 2009 tarihleri arasında Uludağ Üniversitesi Fotoğraf Topluluğunun düzenlediği 6. UFAT Fotoğraf Günleri kapsamında sergilenecekti.
FOTOĞRAFLARIMIZI GERİ İSTİYORUZ
Galata Fotoğrafhanesi ve Fotoğraf Vakfı yaptığı açıklamada, Anlamak ve anlatabilmek için muhalif bir yolculuk denemesi olarak tanımladığımız belgesel fotoğraf seminerlerinde üretilen fotoğraflarımıza ve genel olarak herhangi bir yol ve yöntemle yapılan düşünceyi ifade eden üretimleri sınırlandırmayı hedefleyen yasakçı zihniyetlere karşı sessiz kalmamız mümkün değildir. Gerek emniyet güçleri, gerekse üniversite yönetiminden kaynaklanan bu türden baskıcı anlayışlara karşı kamuoyunu dayanışmaya davet ediyor; alıkonulan fotoğraflarımızı geri istiyoruz denildi.
RAHATSIZLIK KÜRT KİMLİĞİNE
Belgesel Fotoğraf Seminerleri Koordinatörü Yücel Tunca gazetemize yaptığı açıklamada, karşı karşıya kaldıkları durumun her şeyden önce garip olduğunu söyledi. Tunca, Fotoğrafa suç atfedilmesi birinci gariplik, ikincisi ise bu fotoğrafların tamamı legal alanlarda çekildi; 8 Martta Kadıköyde gerçekleşen mitingin ve yerel seçimlere katılan legal adayların seçim çalışmalarının fotoğrafları. Asıl rahatsızlık veren, duvarlarda ve insanların üzerinde Kürt kimliğini ifade eden renkler. Biz 8 Martın sadece Kürt kimliğiyle ifade edilemeyeceğini düşündüğümüzden, 12 fotoğraftan sadece 4ünde Kürt kadınların görüntüleri yer alıyordu diye konuştu. Tunca, asıl trajik olanın, jandarmanın 11 fotoğrafa el koymasından daha çok üniversite idaresinin el konulmayan diğer fotoğrafları indirtmesi olduğunu belirtti.
ÜNİVERSİTE YÖNETİCİLERİNİN AYIBI
Belgesel Fotoğraf Seminerleri eğitmenlerinden olan gazetemizin yazarı Özcan Yurdalan, totaliter dönemlerden alışkın olduğumuz bu tür davranışlar, militarist zihniyetin, özgür olması gereken üniversite atmosferindeki yansımasıdır dedi. Yurdalan şöyle devam etti: Meşru ve yasal olan 8 Mart eylemlerinde ve yerel seçimlere katılan adayların çalışmalarında çekilen fotoğrafları sakıncalı bulmak ve bunlara el konulmasına izin vermek, üniversite yöneticilerinin ayıbıdır. Akademik çatı altında bu ayıbı yapanların bilim, özgürlük, ifade, demokrasi, vicdan konularında neler düşündüklerini merak ediyorum doğrusu. Belgesel fotoğrafların fotoğrafçının gördüklerini gösterdiğini belirten Yurdalan, Gördükleri karşısında gözlerini kapatanlar gerçeği değiştirmez, sadece kendilerini kandırır. Serginin müsadere edilmesine izin verenleri şiddetle ayıplarken, fotoğrafların ne nesne olarak ne de içindeki bilgiler itibariyle korkulacak şeyler olmadığını belirtmek isterim. Oradaki fotoğrafların sadece akıllarımızı daha çok çalıştırmaya yardım ettiğini, başka bir zararları olamayacağını belirterek yürek çırpıntılarını, korkularını yatıştırmak isterim şeklinde konuştu.
(İstanbul/EVRENSEL)
Devrim Büyükacaroğlu