07 Mayıs 2009 00:00

JÎN Û JİN

Mardin’de gerçekleşen katliamın herkesin kanını dondurduğu, insanlık dışı, kabul edilemez bir eylem olduğu tartışmasız.

Paylaş

Mardin’de gerçekleşen katliamın herkesin kanını dondurduğu, insanlık dışı, kabul edilemez bir eylem olduğu tartışmasız. Bütün Türkiye ve dünyada yankı yarattığı da biliniyor.
Şimdi bu yaşananları, “vahşet”, “ilkel”, “insanlık dışı”, “terör”, “katliam” nitelemeleriyle anıyor basın organları, yetkililer.
Bu nitelemelerin hepsi doğru olmakla birlikte, katliam için yalnızca bunları söylemek, hiçbir şey söylememekle eş değer.
Katliamın arkasındaki sorumlular kim, hangi yapı? Bu sorulara cevap vermeden, bunu tartışmadan durum saptaması yapmak ve ağıt yakmak, hiç inandırıcı ve çözüm üretici değil.
Önce, bütün TC hükümetlerinin, bölgedeki feodal-aşiret düzenini çözmemek, tersine bu feodal yapıyla uzlaşı içinde yönetmekle, bu sonuçta sorumluluğu var. Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca kapsamlı bir toprak reformu yapılmamış ve köylünün toprak ağasına, aşiret beyine kişisel bağımlılığı kırılamamıştır.
Devletin yapmadığını, 1940, ‘60 ve ‘80’li yıllardaki sosyalist aydınlanma ile 1990’lı yıllardan itibaren Kürt demokratik hareketinin mücadelesi yapmaya çalışmış, feodal-aşiretçi yapının etkisi kısmen kırılabilmiş ve bir modernleşme yaşanmıştır.
Ama sosyalizm ve demokrasi mücadelesi, askeri güvenlik bürokrasisinde bir kontra örgütlenme geleneği ile devam etmiştir. Yandaş aşiret-düşman aşiret fişleme geleneği, son yirmi beş yıllık çatışmalı süreçte “korucu aşiret” olgusuyla devam etti ve nihayet bu rezaletle bir kez daha tartışılması gerekiyor.
Bir modern devlette koruculuk gibi bir milis örgütlenmesinin olamayacağı açık. Doğrusu demokratik bir devletin vatandaşıyla hiçbir çatışma içine girmemesidir, ama velev ki çatıştı, bunu ancak kendi düzenli orduları ile yapabilir. Bunun da siyasi literatürde “isyan” olan bir adı olur, parlamento tarafından verilmiş bir savaş yetkisi olur ve bir hukuku olur; devlet de, isyancı da bu hukuka tabi olur. Ama gayrinizami harp teknikleri kullanılınca, her türlü hukuk dışı yöntem kullanılabiliyor ve bunlar demir bir örtü arkasında gizleniyor.
Bir demokratik devlette, aşiret yapısını temel alan ve yandaş aşireti silahlandıran bir uygulama kabul edilemez. Koruculuk sisteminin bugüne kadar binlerce yeni suç ve suçlu ürettiği; korucuların silahın üstünlüğüne ve devlet desteğine güvenerek tecavüz, adam kaçırma, cinayet, uyuşturucu vb. bir dizi suça karıştığı ve yargılandığı biliniyor.
Koruculuk sistemi, silaha ve devlet otoritesine sahip olanların, ekonomi dışı zor yöntemleri kullanarak bölgesel egemenliğini güçlendirmiştir. Koruculuk sisteminin toprak mülkiyetinin korucu aşiretlerinde birleşmesi, mülkiyetin zor yoluyla el değiştirmesi gibi sonuçları da var. Nitekim, katliam yeri Mazıdağı Bilge köyünden gelen bilgilere göre korucular, köyü terk edenlerin topraklarını aralarında paylaşmışlar.
AKP ve tüm gerici partilerin, devlet yetkililerinin geleneğe ve aşiretçi yapıların desteğine dayanan siyaseti, Mazıdağı katliamında bir kez daha çökmüştür. Basına yansıyan katliam sorumlularının ilk ifadelerine göre katliamın bir sebebi toprak paylaşımına itiraz, diğer sebebi de kadınlar üzerindeki aşiret egemenliğinin soncu. Saldırgan aileden bir genç kız tecavüze uğramış, sorunun çözümü için karşı aileden kız istenmiş, ancak kız verilmemiş ve rakip bir aşirete verilmiştir. Berdel isteği yerine gelmeyen aile, bu korkunç planı yapmış ve kendilerinden öç alınmasını engellemek için de karşı taraftaki aile, en küçük ferdine kadar yok edilmiş, katliam yapılmıştır.
Her şey geleneğe uygun; berdel geleneğine, kan davası geleneğine. Ama bu gelenek, özellikle kadını, çocuğu, bir kelimeyle insanı boğuyor, yok ediyor. Şimdi herkesin yeniden cevap vermesi gerekiyor: Kan davası, berdel, kadınlar üzerinde aşiret egemenliği geleneğinden yana mısınız? Çünkü katliam da bu feodal aşiretçi geleneğe dahildir. Koruculuk sisteminden yana mısınız? Çünkü silahın üstünlüğü de bu sisteme dahildir. Kürt sorununun demokratik çözümünden yana mısınız? Çünkü “koruculuk sistemi” de savaşa dahildir!..
Yıldız İmrek Koluaçık
ÖNCEKİ HABER

Türkiye diplomalı işsizler cenneti!

SONRAKİ HABER

İzmir’de açlık grevi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...