10 Mayıs 2009 00:00

GÖZLEM

Hafta başında Devlet Personel Başkanlığı’nın kamu personel sisteminde “esnek çalışma”ya dayanan bir düzenleme hazırlığında olduğu basına yansıdı

Paylaş

Hafta başında Devlet Personel Başkanlığı’nın kamu personel sisteminde “esnek çalışma”ya dayanan bir düzenleme hazırlığında olduğu basına yansıdı. Her ne kadar yeni bir gelişme gibi sunulsa da, her yıl bu aylarda bu tür haberlerin gündeme getirildiği hatırlanacaktır. Ancak gelen haberlerin içeriğine bakılırsa bu sefer hükümet, kamu personel sisteminde esnek çalışmayı yasal bir zemine oturtmak için daha kararlı bir tavır sergileyecek.
Kapitalizm, sınıf mücadelesinin şiddetine göre hemen her alanda kimi zaman mecburen korunmacı, ama çoğunlukla esnek ve kolaylıkla değişebilecek bir sistem yaratmayı hedeflemiştir. Çünkü kurallar ve güvenceler kaçınılmaz olarak sermaye birikimi üzerinde kısıtlayıcı bir etki yaratır. Kapitalist üretim ilişkileri içinde devlet aygıtının tarihsel varlık nedeni ve faaliyetlerinin temel amacı, sermaye birikiminin sorunsuz olarak devamını sağlamaktır. Dolayısıyla sermaye birikimi süreci sadece teknik değil, aynı zamanda toplumsal ilişkiler alanının bütününü kapsayan sosyal bir süreçtir. Bu çerçevede, kapitalist devletin bölüşüm ilişkileri üzerindeki etkisi, özü aynı kalmakla birlikte, sermaye birikim sürecinin içinde bulunduğu tarihsel koşullara göre değişimler gösterebilir.
Kapitalizmin tarihsel gelişimine bakıldığında sermaye birikimine engel olan katılıkları aşmak için her türlü yolu denediği, bunun için özellikle emek mücadelesinin zayıf olduğu dönemleri tercih ettiği görülür. Bu anlamda emeğin, tarihsel olarak kendi ürünü olan sermayenin (sermayenin birikmiş emek olduğunu hatırlayalım) denetimi altına daha fazla girmesi, tam da kapitalizmin tarihsel olarak esnek olması ile ilgili bir olgudur. Öyle ki, sermaye bugünkü koşullarda hem emek yerine teknoloji ikame ederek, hem de teknolojinin yardımıyla pahalı emek yerine ucuz emek ikame ederek (yedek işçi ordusu) kendisine geniş bir hareket alanı yaratmış durumda.
Esnek çalışma, emekçilerin çalışma biçimi, sayısı, çalışma koşulları, ücreti, çalışma süresi ve çalışma yetenekleri bakımından “piyasa koşulları” neyi gerektiriyorsa o koşullarda çalıştırılmasını ifade eden bir kavram. Eğer “piyasa koşulları” emekçilerin sayısının azaltılmasını, ücretlerinin düşürülmesini ya da çalışma saatlerinin arttırılmasını gerektiriyorsa, işveren ya da patron, hiçbir yasal engel ile karşılaşmaksızın çalışan emekçi sayısını azaltabilmeli ya da çalışma saatlerini arttırabilmelidir. Bu haliyle oluşturulacak olan yeni personel sistemi, kapitalizmin kriz nedeniyle sermaye birikiminde yaşadığı tıkanıklıkları aşması için önemli bir “can simidi” olarak düşünülüyor olsa gerek.
Esnek çalışmada önemli olan kaç kişinin istihdam edildiği ya da kaç kişiye “ekmek verildiği” değil, üretim süreci içinde “piyasada” oluşan arz ve talep dalgalanmalarına “nasıl” ve “ne şeklide” yanıt verebileceğidir. Bugüne kadar çoğunlukla işçileri ilgilendirdiği sanılan “esnek çalışma ilişkileri”, artık sadece maddi mal üreten atölyeler ya da fabrikalarda çalışan işçileri değil, hizmet üreten işyerlerinde çalışan emekçileri, özel-kamu ayrımı yapmaksızın tüm istihdam alanlarını kuşatmış durumda. Anlaşılan o ki, kamuda belli bir süredir fiilen gerçekleştirilen esnek çalışma uygulamalarının (taşeronlaştırma, sözleşmeli-ücretli istihdam vb) artık yasal bir düzenleme olarak kalıcılaştırılması için önümüzdeki dönemde daha somut adımlar atılacak.
Esneklik, ilk ortaya atıldığı günden bu yana özellikle kriz dönemlerinin her şeyi çözen sihirli kelimesi olarak benimsenmiş. Kamuda esnek çalışma uygulama ve düzenlemelerinin bugün yeniden ve daha güçlü bir şekilde gündeme getirilmiş olması bu nedenle tesadüf değil ve bu durum emek mücadelesi için ciddi tehditler içeriyor.
Konunun bu yönünü ve yaratacağı muhtemel olumsuzlukları haftaya değerlendirelim.
ERKAN AYDOĞANOĞLU
ÖNCEKİ HABER

EMEP İsdemir işçilerinin yanında olacak

SONRAKİ HABER

Liman işçisine polis saldırısı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...