29 Mayıs 2009 00:00

Patronlar da ellerini taşın altına koysun

Mevlana Mahallesi’nde sorunlar arttıkça gençlerde umutsuzluk da artıyor. Madde bağımlılığı ve çeteleşme yaygınlaşıyor ancak dayanışma bu sorunların nasıl gözülebileceğine dair ipuçları da veriyor. Mahalleliler, krizi yaratanların da kendi çıkarlarından feragat etmesini istiyor.

Paylaş

Haydar Sağdıç

İstanbul’un çiçeği burnunda ilçelerinden Sancaktepe’ye bağlı Mevlana Mahallesi sorunları her geçen gün biraz daha artan yerleşim bölgelerinden biri durumunda.
Ekonomik sorunlar ve bunların yol açtığı sosyal sorunlar olabildiğince artmış durumda mahallede. Üstelik bu sorunlar nedeniyle özellikle gençlerde umutsuzluk hakim duruma gelmiş. Türkiye’nin her bölgesinden göç edenlerin bulunduğu mahallede çoğunluğu tekstil ve inşaat sektöründe çalışan 11 bin kişi yaşıyor. Son bir yıllarda yükselen binalar bile yaşam standartlarının düşüklüğünü gizleyemiyor.
Mahalle sakinleri, işsizliğin yanı sıra imarda yapılan yolsuzluklarla da boğuşmak zorunda kalmış durumda. İnsanların en büyük endişesi, işsiz ve gelecekten yoksun bırakılmaya çalışılan gençlerin içine düştüğü umutsuzluk. Bu umutsuzluk ise çeteleşme ve uyuşturucu madde bağımlılığının artması şeklinde kendini gösteriyor.
GENÇ OLMAK BU MU?
Mahalle sakinleri ise tüm bu sorunları dayanışma ve komşuluk ilişkileri ile aşmaya çalışıyor. Hasan Bahadır 29 yaşında bir metal işçisi. Kriz Türkiye’yi de etkisi altına almadan önce tekstil sektöründe çalışmış ancak artık o sektörde iş bulamadığı için metalde çalışmaya başlamış. “Bence krizi bahane göstererek insanları işten çıkartıyorlar ya da daha az maaşlara çalıştırıyorlar” diyerek özetliyor durumu.
Ferhat Celep ise 28 yaşında bir tekstil işçisi. 23 senedir Mevlana Mahallesi’nde oturuyor. “Krizin etkisiyle yaşam zorlaştı, önceden mesleğimiz değerliydi, kendi maaşımı kendim belirlerdim. Mesela, 2003 yılında 500 TL maaş alırken, 2008 yılında 950 TL’ye çıktı, fakat şu anda 700 TL’ye çalışmak zorundayım” diyen Celep, genç olmayı ‘sabahtan akşama kadar çalışmak, iş bitiminden sonra kahvehaneye gitmek ya da eve gidip dinlenmek’ olarak tanımlıyor.
ZENGİNİ DAHA
ZENGİN FAKİRİ
DAHA FAKİR YAPTI
10 yıldır aynı bölgede oturan Serkan Uzunhan 39 yaşında. 25 senedir sarraflık yapıyor. Günü birlik işlere gittiğini anlatan Uzunhan, arta kalan zamanını kahvede arkadaşlarıyla geçiriyor. “Bu kriz zengini daha zengin fakiri daha fakir yapmıştır” diyen Uzunhan, gençlerin liseyi bitirdikten sonra ne iş olsa yaptığını söylüyor.
“Niye burasının yaşam koşulları iyi olmasın, yeni fabrikalar, çalışma alanları oluşturulmasın” diyen Nazmi Ak, bunu kendisinin de arkadaşlarının da istediğini belirtiyor. Ak’ın soyadından dolayı, bu krizin sorumlusu olarak gördüğü Ak Parti’ye dava açacağını söylemesi gülüşmelere neden oluyor.
PATRONLAR ELLERİNİ TAŞIN ALTINA KOYSUN
30 yaşındaki elektrik ustası ise “Bu ekonomik bunalımda bir aile boşluğu oluşuyor ve gençler serseri mayın gibi ortalıkta dolaşıyor. Bence patronların, bu dönemde ellerini taşın altına koyup fedakarlıkta bulunmaları gerekiyor. Yoksullar zaten krizin diyetini ödüyorlar. Bence insanların din,dil,ırk,renk gözetmeksizin bir yumruk olmalarının zamanı gelmiştir, geç bile kalınmıştır. Böylesi kötü şartlarda gençlerimiz toplumu çürütecek alışkanlıklardan uzak durmalıdır, çünkü onlar bizim geleceğimizdir” diyerek duygularını dile getiriyor. (İstanbul/EVRENSEL)
ÖNCEKİ HABER

Kadınlardan ‘tecavüze sessiz kalmayın’ çağrısı

SONRAKİ HABER

BAŞYAZI

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...