30 Mayıs 2009 01:00

İşsizliğin yoksulluğun arttığı, milyonlarca insanın işsiz kaldığı, evine yiyecek ekmek götüremediği, birilerinin fabrikalarda iskelelerden düşerek öldüğü, birilerinin yoksulluktan kendi hayatlarına son verdiği, 15-17’sinde gençlerin hayatlarının ablukaya alındığı, 3 saatlik bir sınava mahkum edildiği, kadınlarınsa hiç söz konusu bile edilmediği bir dönemde karanlığın artık gökyüzü şemalini aldığı ve saydıklarımızın bir ülkenin yüz akı olarak görüldüğü böylesine köhne bir zaman da aslında birileri vardı.
İşlerin öyle olmadığını gerçeklerin aslında hiç de sistemin aktardığı gibi olmadığını haykıran ve onları kucaklayan. Bu Hayat Televizyonu’ydu. Kadınların artık yeter biz de varız dediği, gençlerin artık bizim de bir kürsümüz olmalı dediği, bizler artık kobay olmak, arkadaşlarımızı rakip olarak görmek istemiyoruz dediği. İşçilerin zincirlerimizden başka kaybedecek neyimiz kaldı, bizler de insanca yaşamak istiyoruz dediği. Dillerini konuşamayan halkların anadil haklarını ifade ettikleri ve kendilerinin de var olduğunu, kültürlerinin olduğunu ve motiflerini taşıyabildiği. Başıbüyük halkının yıkım zorbalığına karsı gösterdiği örnek mücadeleyi ekrana yansıtan ve yalnız olmadıklarını hissettirebilen. İşte Hayat Televizyonu görmediklerimizi gösteren, duymadıklarımı duyuran veya bilip de elimizin ulaşamadığı yerlere kollarını kollarımızı uzatan bir dost oldu.
İstanbul Bahçelievler’de liseli gençlerin işte tam da böylesi bir süreçte kendilerine, onların kaygılarına ve taleplerine sahip çıkan Hayat Televizyonu’nu kitlelere tanıtarak Hayat Televizyonu’na yardım topladıklarına tanık oluyoruz. Nasıl ki Hayat Televizyonu işçilerin, emekçilerin, kadınların, öğrencilerin, halkın emeği ile var olduysa şimdi Hayat Televizyonu’na sahip çıkacak olan yani yarattığına sahip çıkacak olanların Hayat Televizyonu’na destek olma sahip çıkma zamanı. Çünkü insanlar ürettikçe özgürleşir; çünkü ürettiği kendisinindir. Hayat Televizyonu halkın televizyonudur. Hayat Televizyonu Bahçelievler’deki liselilerin, Çukurova’daki pamuk işçilerinin, tersane işçilerinin, Başıbüyük halkının, Zonguldak’taki maden işçilerinin dillerini konuşamayan, kültürlerini yaşayamayan ulusların; kısacası bu yeryüzünün televizyonudur. Şimdi yeryüzü, ürettiğimize sahip çıkma zamanı...
Onur Öncü (İstanbul Yenibosna Lisesi Öğrencisi)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Bütün toplum heybede

Bütün toplum heybede

Emekçileri bastırmak için grevler yasaklandı. “İç cepheyi tahkim” denilerek her kesimden siyasetçi, gazeteci ve aydına yönelik sabah operasyonları, tutuklamalar ve akılalmaz gerekçelerle açılan davalar sürüyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen sendikacılık yaptığı için tutuklandı.

Evrensel'i Takip Et