31 Mayıs 2009 00:00

Ölümüne serinlik

Sarı sıcak, toprağı turuncu Adana. Yaz ayları bir başkadır Adana’da. Sıcakların başlaması ile beraber kent boşalmaya başlar. Adana’da aşırı sıcakla beraber yüksek oranda nem, yaşanmaz hale getirir kenti.

Paylaş

Sarı sıcak, toprağı turuncu Adana. Yaz ayları bir başkadır Adana’da. Sıcakların başlaması ile beraber kent boşalmaya başlar. Adana’da aşırı sıcakla beraber yüksek oranda nem, yaşanmaz hale getirir kenti. Adanalı kendine göre yöntemler geliştirir sıcaklardan korunmak için. Kimileri serin deniz kenarlarında bulunan yazlıklarında alır soluğu. Kimi dağ serinliğini tercih eder yayla evlerinde. Adana’da kalan için sıcaktan korunmak biraz daha zorlaşır. Yoktur gidecek bir yayla evi veya yazlığı, çareyi bütçesi oranında arar. Adana sokaklarında aşlamacılar dolaşır, yaz aylarında soğuk aşlama ile insanları serinletmek için. Çare değildir, serinlemek için Adana’da gölgede oturmak. Gölgede bile bir başka sıcaktır Adana. Bir başka serinleme yöntemi de meşhur buz gibi bici yemektir.

Onlarca kent sulama kanallarında öldü
Sıcak olur da yüzmemek olur mu? Adana’da soğuk suya girmeden dayanmak zordur sıcağa. Ekonomik durumu iyi olan ya arabası ile ya dolmuş ile hafta sonu Karataş sahilinde alır soluğu. Akdeniz’in sularına bırakır kendini. Veya gösterişli ama bir o kadar da pahalı havuzlardır serinlemenin bir başka durağı. Mahalle aralarına yapılan, girişin ücretli olduğu belediye havuzları da tercih edilmeye başlandı son yıllarda. Ama yıllardan beri Adana’da en vazgeçilmez serinleme yöntemi, sulama kanallarında serinlemek. Mahalle aralarından geçen sulama kanalları mahallede yaşayan çocukların serinleme yöntemi haline gelmiş. Çok tehlikeli olmasına rağmen gençler bu serinleme yönteminden bir türlü vazgeçmiyor. Aslında çoğu yukarıda saydığımız yöntemleri uygulamak için paraları olmadığından tercih ediyor kanallarda yüzmeyi. Ama kimi bunu söylüyor kimi ise çekingen bir tavırla ‘Ben ne yapayım denizi? Kanallarda serinlemek daha zevkli, daha güzel’ diyor. Sulama kanalları her yıl Adana’nın bereketli topraklarında yetişen binlerce bitkiye hayat verirken, onlarca gencin hayatını alıyor.

Her köprüde suya balıklama atlayan çocuklar
Adana’da yaz aylarının gelmesi ile beraber sıcaklar da kendini hissettirmeye başladı. Ve tabii ki yukarıda bahsetmeye çalıştığımız Adanalının serinleme çabaları da... Merak ediyoruz, tehlikeli olmasına karşın neden sulama kanalları tercih ediliyor diye. Bu merakımızı gidermek için Adana’nın 19 Mayıs Mahallesi’ne gidiyoruz. Mahallenin içinden büyük bir sulama kanalı geçiyor. Bahar aylarının yağmurlu geçmesi ile barajlardan bırakılan sular kanalda bütün şiddeti ile akıyor. Kanal üzerine kurulmuş köprülerde çocuklar, gençler görülüyor. Kimi şortla, kimi iç çamaşırıyla kimi de kıyafetleri ile Adana’nın sıcağından bir nebze olsun kurtulmak için kendini sulama kanalının serin sularına bırakıyor. Uzaktan kamera ve fotoğraf makinesini görünce ‘Abi bizi çek’ diyenler, ‘Kız arkadaşım görmesin’ diyenler sarıyor etrafımızı.

Mecburiyetten kanala giriyoruz
Sulama kanalının üzerinde araç ve yaya trafiği için yapılmış birden fazla köprü var. Belirli mesafelerle kurulmuş köprüler üzerinde suya atlayan gençler görmek mümkün. Gençlerin yanına yaklaşıyoruz. İlk olarak sohbetimize Ersin Ceylan ile başlıyoruz. Ersin bir kebapçıda çalışıyor. Günlük az denebilecek bir ücret karşılığı çalışan Ersin’e neden sulama kanalında serinlemeye çalıştığını soruyoruz. Ersin, sıcaklardan kurtulmanın tek yolunun suya girmek olduğunu söylüyor. Suya girmek tamam da neden deniz değil, havuz değil de sulama kanalı, diye soruyoruz. Ersin başlıyor konuşmaya: “Ben kendimi bildim bileli sulama kanalında yüzüyorum. Denize gitmek, havuza gitmek bizim için lüks. Burada suya giren gençler, düşük ücretlerle çalışan ve ailelerine maddi yardımda bulunan gençler. Lükse ayıracak paraları yok. Çocuklar da hep emekçi çocukları, onların 1 YTL’lik havuza girmeye verecek paraları da olmuyor çoğu zaman...” Sulama kanalının tehlikeli olduğunu belirttiğimiz Ersin, “Evet tehlikeli ama ne yapalım, imkanımız olsa biz de denizde, havuzda serinlemek isteriz. Ama geçim derdi önce geliyor” diyerek mecburiyetten sulama kanalına girdiklerini ifade ediyor.

Neyleyim denizi havuzu?..
Mehmet Baykurt ise bir tornacıda kalfa olarak çalışıyor. Mehmet, su kanalında serinlemekten zevk aldığını ifade ederek, deniz ya da havuzda serinlemenin sulama kanalı kadar zevkli olmadığını iddia ediyor. Kanalın tehlikesi ne olacak dediğimiz Mehmet, “Biz yüzmeyi bu kanallarda öğrendik. Yıllardan beri yazlarımız bu kanallarda geçiyor. O yüzden tehlikesi yok bizim için. Hem mahallede yaşayan gençlerin ne denize ne de havuza girecek paraları var. Ya sıcağa katlanacaksın ya da kanalın akıntısına karşı kulaç atacaksın” diyor.

Ölüme kulaç atıyorlar
Biz gençler ile konuşurken yanımıza gelen bir genç, kanalın onlarca gencin hayatını sulara katıp götürdüğünü söylüyor. Ölümlere karşın herhangi bir önlem alınmadığını belirten genç, önlem alınmazsa genç bedenlerin sulama kanalında yok olmaya devam edeceğini ifade ediyor. Genç, mahalle gençliğinin sulama kanallarında ölüme kulaç attığını sözlerine ekliyor.
Cumali Akkaş
ÖNCEKİ HABER

Onların bıraktığı yerden...

SONRAKİ HABER

Bilgisayar dünyasında bir öncü kadın: Ada Augusta Byron Lovelace

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...