31 Mayıs 2009 00:00
Asya-Pasifikte bu hafta (96)
Hindistan Seçimleri (2)
16 Mayıs 2009da açıklanan seçim sonuçlarına göre, Kongre Partisi, 262 milletvekili çıkartarak, Meclisteki koltukların yüzde 48ini almış oldu. Bu, Kongrenin bu seçimde 43 koltuk daha aldığını gösteriyor. Bu, Kongre için büyük başarı. BJP ise, 23 koltuk yitirerek 158 koltukta kaldı. Bu, BJPnin yüzde 29a gerilediğini gösteriyor. Bu sonuç, şaşırtıcı; çünkü Mumbai saldırıları nedeniyle, seçmenin, Hindu faşisti BJPyi oy sağanağına tutacağı bekleniyordu. Dünyanın her yerinde, iktidardaki parti yeniden seçildiğinde, aynı gerekçe sunulur: Halk, istikrarı oyladı. Belki bu yorum, Hindistan seçimleri için de geçerli olabilir.
Sonuçlar, Hindistan solu için tam bir hezimet! Bir önceki 2004 seçimlerine Sol Cephe ile giren HKP(M), toplam 43, Sol Cephe ise toplam 59 milletvekili çıkarmıştı. 2009 seçimlerinde HKP(M) önderliğindeki Sol Cephe, yerel partileri de içeren 3. Cepheye önderlik etti. Sol Cephenin koltuğu, 24e kadar geriledi. HKP(M)nin 30-40 yıldır meclis seçimlerinde değil altbirlik seçimlerinde sürekli kazanıp yönettiği iki kalesinde durum daha da kötü: Kerala Altbirliğinde, 2004te, Hint solu, 20 koltuktan 15ini almıştı (HKP(M) (12), HKP (3)); 2009da yalnızca 4 koltuk aldılar. Batı Bengal Altbirliğinde, 2004te, Hint solu, 41 koltuktan 34ünü almıştı (HKP(M) (26), HKP (3), Tüm Hindistan İleri Bloğu (2), Devrimci Sosyalist Parti (2)). 2009da ise yalnızca 15 koltuk aldılar. HKP(M)nin üçüncü fakat yeni kalesi Tripura Altbirliğinde ise sonuçlar aynı: Parti, 2004te de 2009da da tüm koltukları (yalnızca 2 koltuk) aldı. Yeri gelmişken, küçük bir anımsatma: Batı Bengalin nüfusu, 80 milyon; Keralanın nüfusu, 32 milyon; Tripuranın nüfusu, 3 milyon. Yani Hindistanın ortakçıları, Türkiyedekinden daha büyük bir nüfusu yönetiyor. HKP(M)nin Batı Bengalde oy yitirmesinin nedeni, HKP(M) yönetiminin, hep Partiye oy vermiş köylülerin toprağına yapımevi (fabrika) yapmak üzere el koyması olarak görülüyor. Keralada ise, oy kaybının nedeni, parti içindeki anlaşmazlıklar.
Temmuz 2008de, HKP(M)nin başı çektiği Sol Cephe, Hindistan ile ABD arasında yapılan sivil amaçlı nükleer enerji kullanımı anlaşması nedeniyle, hükümetteki Kongre Partisinden desteğini çekince, hükümet, çökme tehlikesi geçirmiş; güvenoylamasını kılpayı kazanmıştı. Temmuz 2008den bu yana geçen bir yıldan kısa sürede, Kongre Partisinin, seçimleri açık arayla kazanması, yukarıda belirtildiği gibi, beklenmedik bir sonuç.
Seçimlerin 2004ten beri, ikinci kez, elektronik makinelerle yapılması da bir diğer dikkat çekici nokta. Seçmen, oyunu, makinede tuşlara basarak atıyor. Seçim için, 828 bin 804 seçim merkezinde, 1 milyon 368 bin 430 seçim makinesi kullanılması, seçimin sayısal büyüklüğünü bir kez daha gözler önüne seriyor. Ormanlık bir bölgede, seçim merkezinin, yalnızca tek seçmeninin (bir Hindu rahip) olması, haber bültenlerinde sık sık yer aldı. Partilerin ortak sözverisinin (vaat), ucuz pirinç ve ücretsiz elektrik olduğu seçimlerde, Kongre Partisi, seçim kampanyası için Kenar Mahalle İti Milyoner filminin anaşarkısını kullandı. Partinin savsözü (slogan) şu idi: Sokaktaki adam ilerliyor. Ve onun her adımıyla Hindistan gelişiyor.
Bu, Türkiyedeki dindarlar için, şaşırtıcı gelebilir; ancak, Hindistanda laiklik, Hint Muhammedcilerinin yaşam güvencesi. Kongre Partisi gibi laik bir parti olmasa (gerçi, laikliği CHPninki kadar tartışılır; ama en azından, Muhammedcilere yapılan saldırıları el altından desteklemiyor), Muhammedcilere saldırılar, Hindu faşistlerinin yönetiminde doruğuna varırdı. Hint Muhammedcileri Keşmir dışında- bunun bilincindeler. Bu nedenle, 150 milyonu bulan (toplam nüfusun yüzde 13.4ü) Muhammedciler, Kongre Partisi için oy deposu oluyor. Kongre Partisinin güçbirliğinde, Tüm Hindistan Meclis-ül-İttihad-ül Müslimin gibi Muhammedci partiler de yer alıyor. Hatta Muhammedciler, kimi bölgelerde HKP(M)ye oy veriyor.
Temel olarak, Hindistan seçimlerini boykot eden iki hareket var: Birincisi, Keşmirdeki bağımsızlık yanlıları. İkincisi, 40 yıl önce HKP(M)den koparak yeraltına çekilmiş Maocu Naksallar. HKP(M), Naksalları kıyasıya eleştiriyor ve onların eylemlerinin, sınıf savaşımını olumsuz etkilediğini ileri sürüyor. Naksallar, oy kullanımını engellemek için, birçok bölgede, seçim merkezlerine saldırılarda bulunup seçim makinelerini yaktılar. Hindistan halklarının, seçimden umutlarını kesmeleri için çokça nedenleri var aslında. Ortalama seçmen eleştirilerini aşağıda sıralayalım.
- Hindistan milletvekillerinin yüzde 24ü ya adli suçlar için yargılanıyor ya da ceza almış durumda.
- HKP(M), sınıf partisi değil kast partisi olmakla eleştiriliyor. Bu eleştiriye göre, ortakçılar da diğer tüm partiler de, kast partileri; birbirini tutmaktan öte bir işlevleri yok.
- Bir başka eleştiri, okumaz-yazmazların kararlarının ne kadar doğru olacağını sorguluyor. Okumaz-yazmazlar, birçok bölgede, kendi sınıf çıkarlarına aykırı olmasına karşın, Hinducu partilere ve yerel partilere oy veriyor. Kimi bölgelerde, Türkiyedeki benzerleri gibi, pirinç, para ve kadınlar için bindi (Hint kadınlarının alınlarının ortasına yapıştırdıkları nokta) dağıtarak, oy patlaması yapan siyasetçiler var.
- Seçmenler, kötünün iyisini seçmeye çalışıyorlar. Seçim düzeni, Türkiyede de olduğu gibi, parayı verenin düdüğü çalmasına engel olmu-yor.
- Seçim düzeni, Hindistanın 300 milyon yoksulunu, İsviçrede toplam 1.5 trilyon Dolarlık banka hesapları olduğu düşünülen Hint varsılları karşısında boynu bükük bırakıyor.
- Mecliste kadınlar için koltuk ayrılması gündeme bile getirilmiyor. Oysa Bangladeşte, 300 koltuklu Mecliste, kadınlara ayrılan 45 koltuk var (Gezgin, 2008).
- Hindistanın haramileri, siyasal konumları, hizmet götürmenin değil daha fazla zengin olmanın aracı olarak görüyor.
- Yine Türkiyede olduğu gibi, parti-içi demokrasi işlemiyor.
İşte bu nedenlerle, HKP(M), temiz hükümet isteyenlerin umudu; Naksal hareketi ise, seçim düzeniyle hiçbirşey değiştirilemeyeceğini düşünenlerin buluşma noktası. (sürecek)
Dr. Ulaş Başar Gezgin