01 Haziran 2009 00:00

Gün doğumundan, günbatımına kadar...

“Çalışmak zorundayız. Çalışmazsak acımızdan ölürüz” diyen mevsimlik işçiler, insanca koşullarda yaşamak istiyorlar.

Paylaş

Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinden her yaz Manisa’nın Turgutlu ilçesine çalışmaya gelen binlerce mevsimlik işçi oldukça kötü koşullarda yaşıyor.
Kendilerine gösterilen çöplük bir alanda susuz, banyosuz ve tuvaletsiz sağlıksız şartlarda kurdukları çadırlarda barınmak zorunda kalan mevsimlik işçiler, 20 TL karşılığında gün doğumundan günbatımına kadar çalıştırılıyorlar. Mevsimlik işçiler, her tür ayrımcı ve sömürü uygulamalarıyla karşı karşıya kaldıklarını belirterek, yetkililerden çalışma ve barınma koşullarında düzenleme yapmasını istiyorlar.
UMUT YOLCULUĞU
Umut yolculuğuna çıkan mevsimlik işçiler baharla birlikte, meydana gelen kazalarla da gündeme geliyor. Yerlerine sağ salim ulaşanlar için ise zorluklar yeni başlıyor. Yasal güvenceden yoksun, 12-13 saat güneş altında çalışanlar kendini şanslı hissediyor. Manisa’nın Turgutlu ilçesine bağlı Çampınar köyüne tarla işlerinde çalışmak üzere gelen işçilerin, sosyal güvenceden yoksun, az ücretle çok çalışmanın yanı sıra barınacak bir yerleri bile yok. İkinci sınıf insan muamelesine tabi tutulduklarını dile getiren işçiler, ücrette de ayrımcılık yapıldığını aktarıyor. Zira yerli gündelikçiler 25 TL karşılığında, sigortalı ve günde 8 saat çalışıyor.
Mardin’in Derik ilçesinden tarla işlerinde çalışmak üzere Turgutlu’nun Çampınar köyüne gelen Sıdık Kıran, tüm sosyal haklardan yoksun sabahın erken saatlerinden günbatımına kadar 20 TL karşılığında çalıştıklarını söylüyor.
AYRIMCILIK VE SÖMÜRÜ
Torunları ile birlikte tarım işlerinde çalışmak için Mardin’in Derik ilçesinden Çampınar köyüne gelen Adule Avinç (67) ise, korucuların baskılarından dolayı köylerine gidemedikleri için zor koşullar altında, batı illerine gelip çalışmak zorunda kaldıklarını ifade etti. Her türlü ayrımcılığa maruz kaldıklarını belirten Avinç, “Buralara kadar gelip köle gibi çalışıyoruz. Her türlü ayırımcı ve sömürücü uygulamalarla karşı karşıya kalıyoruz. Jandarma baskıları, yerel halkın bize karşı tutumları ve işverenlerin bize uyguladığı çifte standart uygulamalara karşın buralara kadar gelip çalışmak zorunda kalıyoruz” diye konuştu.
İNSANCA YAŞAMAK İSTİYORLAR
Hevidar Geyikoğlu ise, işçilerin çalışma ve barınma şartlarına dikkat çekerek, insanca bir yaşam istediklerini ifade etti. Güneş altında gün boyu çalışmalarına karşın, emeklerinin karşılığını alamadıklarını dile getiren Geyikoğlu, “Biz her mevsim buralara kadar gelip çalışmak zorunda kalıyoruz. Başka çaremiz yok, olsaydı asla bu şartlarda çalışmazdık. Çalışma koşullarının yanı sıra, barınma sorunu da başlı başına bir sorun, çadırlarda kalıyoruz, su yok, tuvalet ve banyosuz bu çadırlarda kalıyoruz. Normal şartlarda insan bir gün bile burada dayanamaz, ama yapılacak başka bir şey yok, çalışmak zorundayız” dedi.
ÇALIŞMAZSAK ACIMIZDAN ÖLÜRÜZ
Bacakları tutmayan ve bir böbreği olmayan iki yaşındaki Zilan Başaran’ın annesi Muazez Başaran ise Mardin’in Derik ilçesinden çalışarak çocuğunu doktora götürmek için mücadele veriyor. Çocuğunu tedavi edecek parası olmadığı için tarla işlerinde çalışmak zorunda kaldığını söyleyen Muazez Başaran, sözlerine şöyle devam etti: “Eşim de hasta yatakta, çalışacak kimsemiz olmadığı için çocuğumun tedavisi için bu koşullarda çalışıyorum. Burada çalışan işçilerin durumu da benzerdir. Mecbur oldukları için 5 TL deseler de çalışacağız, ne yapalım yoksa acımızdan ölürüz. Bunu fırsat bilen işverenler ise tüm sosyal ve sağlık koşullarından uzak şartlar altında bizi köle gibi çalıştırıyorlar.” (Manisa/DİHA)
Haci Güneş
ÖNCEKİ HABER

Devletin sözü bu kadar olur

SONRAKİ HABER

Saldırılar KESK’i durduramayacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...