1 Haziran 2009 00:00
EVRİM/DEVRİM
Cumhurbaşkanı Gül tarihsel fırsattan söz edeli epey oluyor. Hasan Cemalin Karayılan söyleşisiyle zamandaştı, fırsat açıklaması. Hatta ondan da önceydi.
Son günlerde CHP lideri Baykalda bile bir tutum değişikliği görülüyor. Bir yumuşama Aftan söz ediyor örneğin. Mardine gidiyor. Anadil hakkından bahsediyor. Bir yıl öncesiyle karşılaştırıldığında, inanılmaz gibi görünüyor. Erdoğan Ya sev ya terk et demeyi terk etti.
Bir şeyler oluyor! Devletin zirvesinde, kapalı kapılar ardında, hükümeti ve muhalefetiyle bir gelişme var. Birileri birileriyle görüşüyor. Görüşülenler arasında Öcalan var mı bu kez? Bilinmiyor. Ama biliniyor ki, önceleri MİT Müsteşarı Taner ve Genelkurmay cenahından bazı rütbeliler Öcalanla görüşmüşlerdi. Şimdi de görüşülüyor mu? Görüşülüyorsa, konuşulanlar nelerdir?
Ya da daha genel konuşulursa, sözü edilen ve hükümet ve muhalefet sözcülerinin tutumlarında bir türden yansıyan şu tarihsel fırsat nedir? Fırsatı fırsat ve üstelik tarihsel yapan ne mene bir şeydir?
Ve bir adım daha atılarak asıl soru sorulmalıdır: Tarihsel fırsat neyse, böyle bir tarihsel dönemde şimdi atılması düşünülen adım nedir? Net olmakta fayda vardır. Cumhurbaşkanını kimi Kürt, kimi Güneydoğu sorunu diyor diye konuşturan Kürt sorununda, öyleyse, bu tarihsel dönüm noktasında, bugüne kadar olandan farklı olarak, ne tür bir çözüm düşünülmektedir?
Herhalde aynı eski çözümde ısrar edilmiyor olmalıdır. Çünkü o çözümün çözüm olmadığı görülmüştür. Neredeyse 30 yıldır sürmektedir savaş ve eski çözüm yoluyla çözülememektedir Kürt sorunu. Hatta eski Genelkurmay Başkanı Büyükanıt, bütün TSKyı bile Kandile göndersek yetmez demiştir. Öyleyse, fırsat tarihselse, şimdi ne düşünülmektedir? Nasıl bir çözüm vardır devletlûnun kafasında?
Cumhurbaşkanı herkes el ele vermeli demektedir, tamam da, nasıl bir çözümde el ele verilecektir?
Eskisinden farklı olan kafalardaki çözümün ne olduğu, hiç değilse ipuçlarıyla ortaya konmalıdır ki, inandırıcı olunabilsin.
Zaten olan-biten karşısındaki tutumlara ve söylemlere bakıldığında tarihsel olana denk düşecek bir yeni yaklaşımdan eser yok gibidir. Yine mi ezerek, kökünü kazıyarak, aman vermeyerek çözüm? Böyleyse, yenilik nerededir? Böyleyse, sözü edilen tarihsellik ve fırsat nerede kalıyor?
Örnekse DTPliler, önemli sayıda yönetici içeri alınmıştır. En son KESK basılıp, buradaki DTP eğilimli yöneticilere sıra gelmiştir. İyi tarihsel fırsattır bu!
A. Türk başta, çok sayıda DTP milletvekili yargılanıp içeri alınmak için bastırılmaktadır. Yine boyunlarından bastırılarak TBMMden alınıp götürülmek istenmektedirler. Haydi, bunları zorlayanlar Ergenekon kalıntılarıdır diyelim. Peki, tarihsel fırsatta operasyonlara mek parmak ara vermemek, üstelik PKK hareketsizlik kararı almışken, dağ-tepe operasyonları sürdürmek neyin nesidir? Neden beş kuruş nefes almak için durulmamaktadır. Neden yalnızca PKKnin durmasında ısrar sürdürülmektedir? Bu, eski, çözüm olmayan çözüm de ısrar değil midir? Öyleyse tarihsellik nerededir?
Bir yandan Suriye sınırına TSKnın döşediği mayınların temizlenmesine ilişkin tartışma sürdürülmektedir.. Bir yandan da tarihsel fırsattan söz eden Cumhurbaşkanı Mayın terörün en kalleş yöntemidir demektedir. Asıl tartışma ise, Türkle Kürdün silahla, tabancayla, mayınla, topla, uçakla birbiriyle kavga etmemesine, kavgayı durdurmalarına ilişkindir. Ve eskisi gibi terördü, anarşiydi, bölücülüktü gibi nitelemelerle yetinerek Kürt sorununun çözümü yolunda beş kuruşluk ilerlenemediği yılların dersidir.
Soru hâlâ ortada durmaktadır: Tarihsel fırsat nedir? Eskisinden farklı nasıl bir çözüm öngörülmektedir? Yoksa yine eskisi mi? Sadece bir kandırma mı?
MUSTAFA YALÇINER
Evrensel'i Takip Et