02 Haziran 2009 00:00

İnsanlık sınırında kapı açılsın!

Bu sınır meseleleri tartışılırken konuşulanlara yabancı kalmamak elde değil.

Paylaş

Bu sınır meseleleri tartışılırken konuşulanlara yabancı kalmamak elde değil.
Sınırlara duymanızın öğretildiği saygıya ideolojik nedenlerle kırıntı oranında bile sahip olmayınca, onun yerine tek bir dünyayı savununca sınırların şekillendirdiği siyasetlerin tartışmalarına “Fransız” kalıyorsunuz, ister istemez. Biri, sonu faydalı olur, açılsın diyor. Öteki tam tersini.
Oysa durum daha farklı.
“Ermenistan sınırında kapı açılsın mı?”
O sınır orda niye var ki?
Kimin ne işine yaramış bugüne kadar? İnsanların mutluluğuna, refahına ne gibi bir katkısı olmuş? Toplumları, pazarı, iletişimi bölmek dışında kime ne fayda sağlamış?
Dünyanın kaynaklarının bölünmesine ve insanlık için değil bir takım kişilerin cebi için kullanılmasına katkı sağlamaktan başka neyi çözmüş?
Kim ile kimi ayırmış o sınır? İyi ile kötüyü mü? Melek ile şeytanı mı? Gerçekten sınırın erdemlerle ilgili herhangi bir durumu belirlediği görülmüş mü?
Sınırın bir tarafındakiler “übermensch” diğer tarafındakiler rezil rüsva insanlar mı? Kapının açılmasından bu yüzden mi korkuluyor?
İşin kötüsü; bu sınırın varlık nedeni, birinci dünya savaşı sonrası sermayelerin kendi sınırlarını çekmesinden ibaret olmasına rağmen; orada öyle var olmasının yarattığı psikolojik sonuç; “erdem ayrımı yaptığı” düşüncesidir. Sermayelerin, “siyah elbiseli efendilerin” oyun alanını belirlemek için çizilen sınırlar, o sınırların içinde yaşayan insanlar tarafından “iyi olan ‘biz’ ile kötü olan ‘onları’ ayırmak” olarak anlaşılmış.
Ya da “öyle bilsinlercilik” yapılmış. İnsanın en temel arayışı olan adalet, erdemlilik, ahlak gibi kavramlar sınırla ilişkilendirilmiş, sınırın ötesi bu kavramların da bittiği yer olarak anlatılmış; neticede iyiliğin tek formu olarak sınırın beriki yanını gören düşünceler türemiş.
İnsanların ve hatta edebiyatçıların, düşünürlerin bile zihin dünyasına çit örmüş o sınırlar.
Gencecik insanlar ellerinde silahla o sınırın başında bekliyor. “Düşman” geçmesin diye.
Bugün o sınırı düşman geçmesin diye bekleyen kişinin ataları, dün o sınırı geçmesin diye gözlenen düşmandı.
Binlerce yıl geçti. Ne değişti?
Dünyanın ve dolayısıyla bütün insanlığın olan toprağa sınır koymak hangi insani erdemle uyuşuyor? Yoksa bu sınır meselesi aslında insanın erdemle arasına koyduğu şeyin tezahürü mü?
İnsanlıktan uzaklaştıkça, bunu örtmek için mi sınırlarını kalınlaştırıyor?
Söylenen, bu sınır açıldığında, karşı tarafın ciddi maddi kaynak bulacağı. Korkuluyor bundan. Karşı tarafın milliyetçileri de, “sınır fetişistleri” de, bu sınırın açılmasının sınırın iki tarafındaki insanlar arasında kültürel bir köprü oluşturup “yüzyıllık düşmanlığı” bitireceğini düşünüyor. Onun da korkusu bundan.
Türkiye Cumhurbaşkanı Ermenistan’a giderken, burada “gitmesin” diyen Türk milliyetçileriydi. Orada da “gelmesin” diyenler Ermeni milliyetçileri oldu.
Niye korkuyorsunuz bu kadar birbirinizden? Kime fayda sağlıyor bu düşmanlık? Bugüne kadar ne gibi bir hayrını gördünüz o sınırın? Sınırın öte yanındakiler uğursuz, pespaya, şıllık insanlardı da girmesini engelledin diyelim. Ne geçti peki eline, suç oranı mı düştü?
İnsana dair kavramların evrenselliği daha iyi anlaşılmaya muhtaç bir kavram. Zaten modern insan bunu keşfettikçe sınırlara olan itibarını yitiriyor.
Bireyselleşme arttıkça; doğuştan önce gelen toplumsal kimliklerin yerini doğumdan sonra kişinin kendi elde ettiği kimlikler alıyor. Bir Ermeni genci ile, dünyanın herhangi bir yerindeki bir Fransız, İngiliz ya da Türk genci aynı müzik türünü dinliyor, saçlarını aynı şekilde tarıyor, ikili ilişkilerini aynı biçimde şekillendiriyor.
“Ötekinin kötülüğünü” sadece okulda duyuyor. Bir de evde ikinci dünya savaşından kalma yarısına kadar sarkmış büyük ebeveynlerinden.
Onun dünyasında yok sınır. Böyle olduğu için de bencillikle, “değerlerini yitirmiş olmakla” suçlanıyor. O değerler, binlerce insanın canını yitirmesine neden oldu, ama yine de her şeyden önemli. İnsandan bile.
Ermenistan sınırında kapı açılmasın.
İnsan, erdemleriyle kendi arasına koyduğu sınırı kaldırsın, yeter.
HASAN RUA
ÖNCEKİ HABER

Takla atıyorlar

SONRAKİ HABER

Aahh şu engelli rampaları

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa