04 Haziran 2009 00:00

Sorumlular istifa etsin

Ankara Yüksel Caddesi, 2 gündür ‘polis destekli ülkücü saldırılara’ ev sahipliği yapıyor.

Paylaş

Ankara Yüksel Caddesi, 2 gündür ‘polis destekli ülkücü saldırılara’ ev sahipliği yapıyor. Önceki gün ÖSS’ye karşı imza toplayan Dev-Lis üyelerinin standına yönelik ülkücü saldırıyla başlayan olayların başrollerinde, her zamanki gibi polis oynuyor. Yaratılan tablonun sorumlularının ise istifa etmesi veya görevden alınması isteniyor.
Yüksel Caddesi Konur Sokak’ta önceki akşam imza toplayan gençler, art arda ülkücülerin ve polislerin saldırısına maruz kaldı. Polis, yine bildik polisti. Olaya müdahale etmedi, üstüne üstlük ülkücüleri yanına alarak panzerle, çevredekilere ve mağdur gençlere su sıktı. Yüksel Caddesi savaş alanına döndü.
BİR GENÇ BIÇAKLANDI
Önceki akşam 15-20 kişiden oluşan bir ülkücü grup, stant açan gençlere bıçak, sopa, satır ve sallamalarla saldırdı. Saldırıda Dev-Lis üyesi bir genç bıçaklandı. Ülkücüler, Devrimci 78’liler Federasyonu’nun “Darbeciler yargılansın” talebiyle açtıkları imza standına da saldırdı. İyice karışan ortam, çevredekilerin müdahalesiyle sakinleştirildi.
ATEŞ AÇTI, TELSİZİ DÜŞTÜ
Ancak bu sırada olay yerine gelen polis, ortalığın iyice karışmasına yol açtı. Ülkücü saldırganlar, standın karşısındaki pazara saklanmışlardı, polisler ise saldırganlara müdahale etmek yerine, gençlerle tartışmaya başladı. Bir anda, biri beyaz gömlekli iki kişi grubun içine daldı ve bellerindeki silahları çekip havaya ateş açtılar. Fotoğraflarda da görülen beyaz gömlekli kişi, belindeki telsizi yere düşürdü.
SALDIRGANLARA DEĞİL, ÇEVREDEKİLERE SALDIRDILAR
Silahların konuşmasıyla Konur Sokak, savaş alanına döndü. Defalarca havaya ateş açılan sokağa polis panzeri girdi. Panzerin arkasına geçen eli sopalı 15-20 kişilik grup, panzer eşliğinde sokakta bulunanlara saldırdılar. Polis, panzerin yanında yürüyen saldırgan grup yerine, saldırıya uğrayanlara, yani mağdurlara su ve gaz sıktı. Bu sırada kafede oturan bir kişi gazdan etkilenerek fenalaştı. Astım olduğunu belirtilen kişi, ambulansla hastaneye kaldırıldı.
GAZETECİLERE DE SALDIRDILAR
Saldırganlar İhlas Haber Ajansı ve Dicle Haber Ajansı muhabirlerini de sopalarla darp ettiler. Bütün bunlar polisin yanı başında yaşandı, saldırganların gazetecilere yönelmesine karşı polis, kılını bile kıpırdatmadı.
Olaylar sırasında 3 kişinin yaralandığı, 21 kişinin de gözaltına alındığı öğrenildi. Ancak gözaltına alınanlar arasında saldırganların bulunmaması dikkat çekti.
‘SORUMLUSU ANKARA EMNİYETİ’
Olayın duyulmasının ardından çok sayıda kitle örgütü, sendika, meslek odası ve siyasi parti üyesi, Yüksel Caddesi’ne geldiler. Burada bir açıklama yapan İHD Ankara Şube Başkanı Gökçe Otlu, emniyetle ülkücü saldırganların bir olduğunu söyledi ve “Dev-Lis’li bir genç bıçaklandı ancak, bıçaklayan gözaltına alınmadı. Olayın sorumlusu Ankara Emniyetidir” diye konuştu. Daha sonra aralarında Eğitim Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç’ın da olduğu bir heyet, gözaltına alınanların serbest bırakılması için Çankaya İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne giderek yetkililerle görüştü.
İKİNCİ GÜN SUÇ ALETİ SALLAMA
Saldırının ardından durulmayan Yüksel Caddesi’nde Dev-Lis, Devrimci 78’liler Federasyonu ve Liseli Genç Umut, dün de imza stantlarını açtı. TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı ve KESK Basın Yayın Sekreteri Hüseyin Gölpunar’ın da katıldığı stant açılışında, 3 kişi ellerindeki sallamalarla kalabalığın arasına girdi. Kitle bu kişilere tepki gösterince polis, ‘bu kişileri korumak’ bahanesiyle stant açmak isteyenlere saldırdı.
SALDIRGANLAR GÖZALTINA ALINMADI
Kitleyi dağıtmaya çalışan polis, göstericilere Yüksel ve Meşrutiyet Caddesi’nde gaz bombası ve tazyikli suya boğdu. Kitleye saldıranlardan birinin gözaltına alındığı, diğer saldırganların ise gözaltına alınmadığı kaydedildi. Saldırının ardından kitle örgütleri temsilcileri, Yüksel Caddesi’ndeki stantlarını yeniden açtılar. Saat 18.30’da yapılan basın açıklamasıyla yaşananlar kınandı. (Ankara/EVRENSEL)

YANIT BEKLEYEN SORULAR

*Stantlara saldıran ve bir genci bıçaklayan saldırgan neden gözaltına alınmadı?
*Gerginlik yatıştığı sırada grubun arasına giren ve havaya ateş açan beyaz gömlekli kişi kim?
*Belinden telsizi düşen kişi polis memuru mu?
*Havaya ateş açanlar polis ise, yüksek binaların olduğu dar bir sokakta havaya ateş açan bu kişiler hakkında ‘İnsanların can güvenliğini tehlikeye attıkları’ için soruşturma başlatıldı mı?
*Polis panzeri, neden saldırganlara değil de sokaktaki vatandaşlara su ve gaz sıktı?
*Saldırganların yoldan geçen herkese bıçak ve sopalarla saldırmasına neden göz yumuldu?
*Olayları görüntüleyen gazetecilere yönelik saldırıya polis neden müdahale etmedi?
*Ankara Emniyet Müdürlüğü olayda saldırgan grubun içinde yürüyen resmi kıyafetli polisler hakkında işlem başlatacak mı? Sorumlular hakkında soruşturma açılacak mı?

Ablukaya alınmış bir bölge istemiyoruz

Yüksel Caddesi esnaflarından oluşan ‘Yüksel Caddesi ve Çevresini Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği’, panzerlerle abluka altına alınmış bir bölge istemediklerini söyledi. Saldırılara ilişkin açıklama yapan dernek, ‘kentin aydınlık yüzünün timsali’ diye tanımladıkları Yüksel Caddesi ve çevre sokaklarının daha da güzelleşmesi için yürüttükleri faaliyetleri sekteye uğratan üzücü olaylar yaşandığını belirtti. Yaşananların kimi basın grupları tarafından çarpıtıldığına dikkat çekilen açıklamada, çeteleşme içerisine giren kimi grupların bölgenin kültürel dokusunu bozmaya yönelik tavır ve davranışlar sergiledikleri ifade edildi.
‘SOKAKLARIMIZDA ŞİDDETE İZİN VERMEYİZ’
Açıklamada, olayın kesinlikle esnaf ve ‘sokak sakinleri’ ile ‘sol gruplar’ arasında yaşanmış bir çatışma olmadığının vurgulandı. Bölgede yaşanacak her türlü provokasyon karşısında yıllar süren uğraşlarla var edilen cadde ve sokaklara asla çatışmaya ve şiddete neden olabilecek durumlara izin verilmeyeceği belirtildi. Sokak sakinleri kadar polislerin de duyarlı davranması gerektiğine dikkat çekilen açıklamada, panzerlerle abluka altına alınmış bir bölge istemedikleri vurgulandı. (ANKARA)

‘KENDİLERİNİ GÖZDEN GEÇİRMELİLER’

Yüksel Caddesi’nde çıkan olaylara sert tepki gösteren siyasi partiler, insan hakları örgütleri ve sendikalar, yaşananların ‘provokasyon’ olduğunu vurguladı, yetkililere istifa çağrısı yapıldı.

İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan: Görevi can güvenliğini sağlamak olan emniyet güçlerinin uyarı amaçlı dahil olmak üzere silah kullanması mevcut yasalara aykırıdır. Türkiye’de yaşanan son gelişmeler; insan hakları temsilcilerinin ve KESK üyelerinin tutuklanması ile polisin uygulamaları, devlet içindeki antidemokratik yapılanmanın kitle hareketine yöneldiğini gösteriyor.
Polis görevini yaparken ayrım yapıyor. Polis amirleri ve müdürleri, burada da siyasal bir tutum takındı. Polis müdahalelerini toplumsal olaylarda sık sık yaşıyoruz, bu müdahaleler de hükümetin politikaları doğrultusunda gerçekleşiyor. Bu durum, Türkiye açısından ciddi bir problem. Göz göre göre binlerce insanın geçtiği yere gaz bombası atılıyor ve halkın sağlığı tehlikeye atılıyorsa, sorumlu makamlarda bulunanlar kendilerine gözden geçirmelidir.

TİHV Genel Sekreteri Metin Bakkalcı: Haziran ayında ülkemizde şiddet, gündelik hayatın içine nüfuz etmiştir. Yapılan saldırı, siyasi iktidarın gayri insani tutumunun bir uzantısıdır. Saldıranlar için ortam müsaittir, çünkü iktidar kendinden farklı düşünen herkesi “yok edilmesi müstahak, hain” olarak kabul etmiştir. Olayın sorumlusu Başbakan ve İçişleri Bakanı istifa etmelidir.
Eğitim Sen Genel Sekreteri Mehmet Bozgeyik: Halka açık bir sokakta, kitle örgütlerine yönelik saldırı yapılması, emniyet güçlerinin yeterince tedbir almadığını gösteriyor. Emek ve demokrasi güçlerinin sürekli açıklama yaptığı bir alan da olan Yüksel’de böylesi bir saldırıya izin verilmesi, bilinçli ve planlı yapılmış bir saldırı olduğunu kanıtlıyor.

Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay: Saldırganların yakalanmaması, tam aksine saldırıya uğrayanların gözaltına alınması, emniyet güçlerinin yaşanan olaya tarafsız yaklaşmadığını gösteriyor. Bu taraflı tutumun sorumluları hakkında soruşturma açılmalıdır. Aksi takdirde ‘esnaf’ adı altında saldıranlara da cesaret verilmiş olacaktır.

Türkiye Gazeteciler Sendikası Ankara Şube Başkanı Turgut Dedeoğlu: Yüksek binaların olduğu ve insanların camlardan izlediği bir sokakta defalarca havaya ateş açılması çirkin bir tutumdur. Oysa yaşanan olaya emniyet, değişik bir yöntemle müdahale edebilirdi. Söyleyecek bir sözü olan her kesim birilerini rahatsız ediyor.
Emek Partisi Ankara İl Örgütü: İşine sahip çıkan, iş ve ekmek isteyen, örgütlenmek isteyen, sendikalaştıkları için işten atılan ve meşru direnme hakkını kullanan işçilere, DTP üye ve yöneticilerine, ekonomik ve demokratik haklar için mücadele azmini ortaya koyan KESK’e ve son olarak ÖSS karşıtı kampanya yürüten liseli öğrencilere yöneltilen saldırılar aynı merkezlidir, aynı zihniyetin ürünüdür.

TKP Ankara İl Örgütü: Saldırı krizin etkilerine, yoksulluğa, emperyalizme ve AKP’ye karşı çıkanlara yönelik bir saldırıdır. Provokasyon sırasında binaların ve insanların yoğun olduğu bir sokakta, polisin havaya ateş açması, polisin niyeti konusunda kuşku uyandırıyor.

SDP İl Yöneticisi Yeşim Ergün: Saldırıların nedeniyle mücadeleden vazgeçmeyeceğiz, saldırıya uğradıkları için gözaltına alınan üyelerimiz serbest bırakılmalıdır.
ÖNCEKİ HABER

İnsanca yaşanacak ücret ve sağlık hakkı için grev yaptılar

SONRAKİ HABER

İlköğretime kayıtlar otomatik yapılacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...