10 Haziran 2009 00:00

‘Çözümsüzlük şiddeti artırır’

Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Fuat Keyman, Prof. Dr. Cengiz Güleç, TİHV Başkanı Şebnem Korur Fincancı....

Paylaş

Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Fuat Keyman, Prof. Dr. Cengiz Güleç, TİHV Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Kürt sorununun çözülmesi ile Türkiye’nin demokratikleşeceğini belirterek, çözümsüzlük geliştikçe şiddetin artacağı uyarısında bulundu. Aydınlar, somut bir adımın atılmasının en önemli koşulunun toplumdaki barış iradesi olduğuna dikkat çekti.
Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Fuat Keyman, Türkiye’nin en temel sorununun Kürt sorunu olduğunu ve sorunun çözüm sürecine girdiğini ifade etti. Sürecin artık devlet katı başta olmak üzere siyasi partiler, entelektüeller arasında tartışmalarla devam ettiğini söyleyen Keyman, Kürt sorununun çözülmemesini demokrasi, birlikte yaşama ve ekonomik kalkınmanın önündeki en büyük engel olarak gördü. Sorunun çözümü ile ilgili uluslararası konjonktür olduğunu da ifade eden Keyman, “Bunu Obama’nın başkanlıktan sonra Ankara’da yaptığı konuşmada gördük. DTP lideri dahil muhalefet ve hükümetle yaptığı konuşmalarda gördük. Demokratik temelde şiddet içermeden çözülmesi ile ilgili uluslararası konjonktüre dönük de bir gereklilik var” dedi. Türkiye’nin bölge içinde bir aktör olması için Kürt sorununu çözmesi gerektiğinin altını çizen Keyman, sorunun siyasal ve şiddetsiz çözülmesi gerektiğini söyledi. Türkiye’deki gelişmeler ve dış konjonktüre göre sürecin bu sorunun çözümüne dönük şiddet temelinde değil siyasal temelde olacağını gösterdiğini savunan Keyman, Kürt sorunun çözümüne dair bir gerekliliğin söz konusu olduğunu belirterek, “Devlet katında bu algılama her zaman hızlı bir şekilde olmuyor. İkircikli durumları da içeriyor” dedi.
GÜLEÇ: BARIŞ YASAL GÜVENCEYE ALINMALI
Prof. Dr. Cengiz Güleç, çözüm arayışının bir süreç olduğunu belirterek, sürecin hep birbirine anlamlı adımlar eklenerek ilerleyemeyeceğini söyledi. Toplumsal muhalefet konularının çözümünde zikzaklar olabileceğini ifade eden Güleç, yaşanan olumlu gelişmelere dikkat çekti. Somut bir adımın atılmasının en önemli koşulunun toplumdaki barış iradesi olduğuna dikkat çeken Güleç, “Özellikle Türk kanadından bahsediyorum. Yani Kürt kesiminin artık ciddi ölçüde onurlu adil bir barış istediğinden benim kuşkum yok. Ama önemli olan bu barışın, özelilikle anayasal vatandaşlık temelinde güvenceye alınması için Türk tarafının da artık elini taşın altına koyması lazım” diye konuştu. Fırat’ın batısında barışın istek ve iradesini harekete geçirecek etkinlikleri anlamlı bulduğunu belirten Güleç, şöyle konuştu: “Yani biz evlatlarımızı bu kirli ve anlamsız ve kardeşi kardeşe düşman eden savaşa göndermek istemiyoruz şeklindeki bir düzeye gelmesi lazım. En sağlam şey budur. Bunun dışındaki diğer demokratik açılımlar, hukuki temeller, daha çok entelektüel, aydın ve akademisyenler tarafından tartışılır. Ama bence barış aktivistlerinin yapacağı bu çalışmalar önemli ama yeterli değil.”
Vicdan sahibi, Türkiye meselelerine duyarlı insanların birbirini dinlemesi, anlaması ve ortak çözümde buluşması gerektiğini dile getiren Güleç, iktidarı dönüştürebilecek, toplumun talebi olacak siyasi iradenin buna cevap vermesini istedi. Güleç, tek taraflı bir ateşkesin barış süreci anlamına gelmeyeceğini dile getirdi.
TSK KARAR SÜRECİNDEN ÇIKARTILMALI
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un Amerika’da yaptığı açıklamaları barış karşıtı olarak değerlendiren TİHV Başkanı Şebnem Korur Fincancı, “Savaşın sürmesinden rant sağlandığı kaygısı uyandırıyor” dedi. Savaşı bitirmek istemeyenlerin savaştan bir kazancı olması gerektiğini kaydeden Fincancı, bütçenin önemli bir kısmının milli savunmaya gittiğini hatırlatarak, “TSK’nın karar mekanizması dışına çıkarılmasının mutlaka şart olduğunu söyleyerek bence öncelikle belirtmek gerekiyor” dedi. Halkların çözüm arayış içinde olması ve sivil iradenin kararlı olması gerektiğini belirten Fincancı, “Her şeye rağmen çözümsüzlük için ellerinden gelen yapılırken karşıt taraflarca, sivil irade sonuç olarak başarılı olacaktır. Çünkü çok örselenmiş ve yaralı halklarınız var. Onların bu sürecini hızlandırmak, toplumsal travmayla baş etmenin yollarını aramak gerekiyor. Hep birlikte var olan durumu görerek mücadele etmemiz gerekiyor” diye konuştu. . Silahsızlanma çağrısının çok önemli olduğunu belirten Fincancı, “Silahsızlanmak ve sonrasında tüm tarafların birlikte çözüm aramanın yollarını aramak lazım. TSK hariç çözümsüzlüğü dayatan tarafları da bu konudaki tartışmalarda yer almaya çağırmak lazım. Burada yürütmeyi elinde bulunduranların dışarıda kaldığı bir ortamda barış aramak çok mantıklı olmaz. Mutlaka bir af sürecinin yaşanması gerekiyor. Koşulsuz ve sınırsız. Bununla birlikte toplumun onarım sürecinde de birlikte adım atmak lazım. Çözümsüzlük geliştikçe şiddet artar.”
(İstanbulDİHA)
Uygar Gültekin - İsmail Yıldız
ÖNCEKİ HABER

Bilge köyü katliamında devletin silahları kullanıldı

SONRAKİ HABER

UFUK

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...