10 Haziran 2009 00:00

Erzin halkı termik santrallere karşı

Doğu Akdeniz’de 16 adet termik santral yapımı planlandı. Bunların 4 tanesinin Erzin ilçesi sınırlarına yapılması karar altına alındı.

Paylaş

Doğu Akdeniz’de 16 adet termik santral yapımı planlandı. Bunların 4 tanesinin Erzin ilçesi sınırlarına yapılması karar altına alındı. İlk etapta 1 tanesinin Erzin Burnaz sahillerine doğal gaz çevrim santrali olarak yapılması için çalışmalar başlamıştır.
Fosil yakıtların yanması sonucu oluşan gazların insan ve doğaya verdiği zararlar bilinmektedir. Doğal gaz çevrim santrallerinin kömür santrallerinden farkı küllerinin olmamasıdır. Bu santrallerde yapılacak teknik değişiklikler ile kömüre dönüştürülemeyeceğinin garantisi de yoktur. Doğal gaz yakılsa dahi asit yağmurları da dahil gaz santrallerinin de çevre felaketlerine yol açtığı bilinen başka bir gerçektir.
Fosil yakıtlarının yanması sonucu oluşan zehirli gazlar örneğin; karbon, karbonmonoksit, karbondioksit, kurşun, bakır, kükürtdioksit, azotoksit, uranyum ve diğer zehirli gazların ve metallerin; kanser, solunum yolları hastalığı, kalp hastalığı, kronik akciğer hastalıkları, bronşit, kalp krizi, hamilelerde düşük ve erken doğumlara neden olduğu bilinmektedir.
Bu termik santrallerin yapılmasına izin verenlerin acaba bu santrallerin yaydığı gazların neden olduğu hastalıkları bilmiyorlar mı? Çok iyi biliyorlar!!! Ama onlar için bölgede yaşayan on binlerin yaşamı önemli değildir. Onlar için önemli olan üç beş kişinin kazanacağı milyon dolarlar önemlidir.
Yanı başımızdaki Yumurtalık, Sugözü termik santralinin çevresinde yaşayan insanlarda kanser vakaları hızla çoğalmaktadır. Termik santrallerin kurulmasından sonra bölgemizdeki insanların da aynı hastalıklara yakalanması kaçınılmazdır.
Bu santrallerin yapacağı diğer tahrifatlar ise tarım alanları, bitki örtüsü, yer altı suyu ve denize yaratacağı olumsuz etkiler olacaktır. Özellikle nefes almamızı sağlayan bölgemizin akciğeri konumundaki 251 çeşit ülkemize özgü endemik ve 1580 tür bitki örtüsü çeşitliliği olan Amanos Dağlarındaki bitki örtüsü yok olacaktır. Türkiye’de üretilen narenciyenin yüzde 15’i bölgemizde üretilmektedir. Termik santrallerin kurulmasından sonra narenciye bahçelerinde verim düşecek, bir süre sonra tamamen verimsizleşecektir. Yani bölgemizde tarım bitecektir. Bu santraller dışa bağımlıdır. Santralleri çalıştıracak bölgede ne doğal gaz ne de kömür vardır. Özellikle ülkemizdeki pahalı elektriğin en önemli nedeni ithal doğal gaz ve elektriğin özelleştirilmesidir. Enerji demek ekonomi demektir. Ekonomi ise yaşamımızı, geleceğimizi yani her şeyimizi belirlemektedir. Doğal gaz fiyatının sürekli artması enerji maliyetini de arttıracaktır. Elektriğin pahalı olduğu bir ülkede ise sanayinin gelişmesi mümkün değildir. Çünkü pahalı elektrikle, pahalı ürün ortaya çıkacaktır.
Doğal gaz kesildiğinde bu santrallerde kömür ve fueloil kullanılamayacağının garantisi de yoktur. Geçmişte doğal gaz santrallerinde fueloil kullanıldığı hafızalardadır. Ülkemize doğal gaz satan ülkeler doğal gazı kestiğinde ne olacak? Ki geçen kış Rusya ve İran’ın ülkemize akan doğal gaz vanalarını kıstıkları unutulmamalıdır. Sonuçta dışa bağımlı olan ülkemiz tamamen bağımlı hale gelecektir. Bize doğal gaz satan ülkelere ve uluslararası tekellere teslim olacağız. Tüm bu nedenlerden dolayı kendi ülkemizdeki kaynaklara yönelerek güneş, rüzgar gibi enerji kaynaklarından elektrik üretmek zorundayız.
Türkiye güneş, rüzgar ve jeotermal gibi doğa ile barışık yenilenebilir enerji kaynakları konusunda önemli potansiyele sahiptir. Yapılan araştırmalara göre 2 bin saat güneş alan bölgelerin güneş enerjisinden yararlanmak için uygun olduğu bilinmektedir. Bu rakam göz önüne alındığında toplam güneş enerjisi potansiyeli, 380 bin MV olan ülkemizin yılda ortalama 2 bin 600 saat ile enerji cenneti olduğunu söyleyebiliriz. Bu rakam Güney Doğu Anadolu bölgesinde 3 bin 20 saat iken, ülkemizin en fazla güneş alan kenti Diyarbakır’da ise 3 bin 300 saattir.
Erzin halkı 26 Mayıs 2009 Salı günü yapılan 300 kişinin katıldığı bilgilendirme toplantısında ÇED raporunu hazırlayan sözde bilim insanlarını ve çevrim santralini yapacak olan Egemer firmasını protesto ederek, santrali yaptırmama konusundaki kararlılığını göstermiştir. Bilgilendirme toplantısı boş koltuklara yapılmıştır.
Özellikle bu santrallerin yapılmasına müsaade edenler ile bu santralleri yapanlar için, on binlerce insanın yaşamının ve geleceğinin hiçbir önemi yoktur. Onlar için üç beş kişinin kazanacağı milyon dolarlar önemlidir. İşte egemen olan bu kapitalist emperyalist düzen değil midir dünyamızı yaşanmaz hale getiren. Bu nedenle çevreyi kirleten, doğayı hızla yok eden dünyamızı yaşanmaz hale getiren onların kapitalist düzenlerine karşı çevre günü kutlama günü değil mücadele günü olmalıdır.
MEHMET ÖZASLAN - Erzin Termik Santral Karşıtı Platform Üyesi
ÖNCEKİ HABER

Fransa sokaklarında esen rüzgar

SONRAKİ HABER

Kapitalizmin zeytin kurnazlığı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa