12 Haziran 2009 00:00
KiM DUR DiYECEK?
Polis şiddeti ne meslek dinledi, ne de şehir. Üzerindeki üniformanın gücünü ve kendisine verilen yetkiyi sonuna kadar kullanan polis, yeri geldi sopalarla dövdü, yeri geldi küfretti, yeri geldi gasp etti.
Yer mekan değişse de polis şiddeti durmak bilmiyor. Dün de İstanbul ve Hatayda biri mimar, biri öğretmen ve ikisi basın mensubu 4 kişi polis şiddetinden nasibini aldı. Bu 4 kişi, sadece bilinenler; adresler değişse de polisin tavrı değişmiyor. Bu olaylar da yetkililerin yaptığı münferit açıklamalarını boşa düşürüyor. Yaşanan 4 olay da Bu polise kim dur diyecek sorusunu gündeme getiriyor.
İLK DURAK: HATAY
Hatayın Reyhanlı ilçesi, polis vahşetine tanıklık etti. Mimar Berkan Abseyi ile akrabaları Murat Apseyi ve Uğur Abseyi, 15 polis tarafından hastanelik edildi. Önce sözlü saldırıya uğrayan Berkan Abseyi, sonra da olay yerine gelen polislerin sopalı saldırısından nasibini aldı.
Berkan Abseyi, Hatay Mimarlar Odasının verdiği resepsiyonun ardından Reyhanlıya dönüyordu. Yenişehir Gölü kenarındaki bir büfeden sigara almaya gitti. Abseyi, bu sırada arabada duran iki kişi tarafından sözlü saldırıya uğradı.
HADİ OĞLUM GİT
Bu iki kişiyle tartıştıklarını söyleyen Abseyi, şöyle anlattı: Polisler olay yerine geldi. Polis Hadi oğlum git deyince, ben de Bana oğlum diyemezsiniz dedim. Polisler tartaklamaya başladı ve sağ gözümü morarttılar.
Polislerin Abseyinin dövdüğü sırada akrabaları Öğretmen Murat Abseyi ile Uğur Abseyinin yardımına koştu. 15 polis bu defa hepsini birden sopalarla dövdü.
Darp raporu alan mağdurlar polisler hakkında suç duyurusunda bulundu.
GASP ETTİLER
Adanada ise özel bir iş yerinde bekçilik yapan Yılmaz Tümenci (43), 3 polis hakkında suç duyurusunda bulundu. İddiası ise hayli çarpıcı: 3 polis sakallı olduğum için şakağıma silah dayayıp dövdü, 100 liramı gasp etti.
2 Haziran akşamı yaşanan olayı Tümenci, polisler K.B, T.S. ve A.C hakkındaki şikayet dilekçesinde şöyle anlattı:Yanlarına gittiğimde Sakallı ihbarı aldık, burada oturma kalk git dediler. Küfür ederek evini de sat, git buradan dediler. Kendilerinden şikayetçi olacağımı söyleyince beni yaka paça arabaya bindirerek tenha bir yere götürdüler. Dövüp, kafamı ezerek tabancalarını şakağıma dayadılar. Şikayet etmem halinde beni öldüreceklerini söyleyerek tehdit ettiler. Kabahatli olduğumu söyleyip 100 liramı gasp ettiler.
ÇEVREYİ RAHATSIZ
ETME CEZASI
Karakolda ise çevreyi rahatsız ettiği gerekçesiyle 69 liralık para cezası kesilen Tümenci, avukat isteyince ise küfür ederek sana da avukatına da başlatma dediklerini iddia etti. Karakoldan çıktıktan sonra yolda bayılmışım diyen Tümenci, Adli Tıp Kurumundan rapor aldı. 2 gün kusan ve nefes almakta zorlanan Tümenci, baş dönmesi şikayetlerinin de bulunduğuna dikkat çekti. Polisler hakkında soruşturma başlatıldı.
CEZA YAZMAYIN DEDİ...
Volkan Gül, İzmirde taksi şoförü olarak çalışıyordu. Yasak olan yerde beklediği için trafik ekipleri kendisine ceza yazmak istedi. Gül ekiplerle tartışırken, takviye olarak olay yerine istenen ekip tarafından dövüldü. İddiaları yalanlayan İzmir Emniyet Müdürlüğü ise, Gül gözaltına alınıyordu, kelepçe takılırken direndi demekle yetindi.
KELEPÇELİ YERDE
SÜRÜKLEDİLER
Yanına gelen trafik ekiplerine parasının olmadığını söyleyen Gül, ceza yazmamalarını isteyerek evraklarını polislere vermedi. Bunun üzerine polisler, anons edip telsizle yardımcı ekip çağırdı. Ekiplerin hiçbir şey sormadan kendisine saldırdığını söyleyen Gül, birçok kişinin önünde 50 metre boyunca elleri kelepçeli olarak sürüklediğini iddia etti. Gülün olay yerine gelen asayiş ekiplerine de direndiği ileri sürüldü ve kelepçelenerek karakola götürüldü. Polislerle Gül, burada birbirlerinden şikayetçi oldu.
Adli Tıp Kurumunda muayene olan Gülün vücudunda 24 bölgede darp izi tespit edildi. Gül, suç duyurusunda bulundu. (HABER MERKEZİ)
Polis dayağının mağduru ama sanık
POLİS dayağıyla hastanelik edilen Yahya Satılmış, olaydan 8 ay sonra hâlâ sanık. Sultançiftliğinde takıldığı rutin kimlik kontrolünde 9 polis tarafından dövülen Satılmış, polisler hakkında şikayetçi bile olamıyor.
2008in Ekim ayında yaşanan olayın ardından tutuklanarak Metris Cezaevine götürülen Satılmışın 4 kaburgası kırılmış ve nefes alamaz hale gelmişti; nisan ayında ise yeniden Yedikule Göğüs Hastanesine kaldırılmıştı. Nefes almakta hâlâ zorluk çeken ve çene ekleminin çıkması riski bulunan Satılmışın, polisler hakkındaki dava açma girişimi reddedildi. İtiraz etmeye hazırlanan Satılmış, dün de polise mukavemet gerekçesiyle hakim karşısındaydı. Satılmışı döven ve şikayetçi olan polislerin katılmadığı duruşma, ekim ayına ertelendi. Rahatsızlığı nedeniyle 8 aydır çalışamayan ve eldeki avuçtakini tüketen Satılmış, adalet istiyor.
CİHAN EKİBİNE KÜFÜR VE GÖZALTI
Boğaziçi Köprüsü'nde eylem takip eden Cihan Haber Ajansı (CİHAN) ekibine küfürler savuran polisler, muhabir ve kameramanı gözaltına aldı. Kameramanın kamerasını da alan polisler, küfürlerin yer aldığı kasete el koydu.
Bir grup öğrencinin Boğaziçi Köprüsü'nde zincirli eylem yaptığı yönünde polis telsizinden anons geçmesi üzerine bölgeye hareket eden CİHAN ekibi, polislerin saldırısına uğradı. Küfürler savurup gazetecileri darp eden biri komiser 10 polis, Muhabir Uğur Öztürk ve Kameraman Muharrem Özder'i, Köprü Koruma Şube Müdürlüğü'ne götürdü.
Bu arada öfkeli polisler, bölgeye giden ikinci CİHAN ekibinin küçük kamerasına da el koydu. Muhabir ve kameramanların polislerden şikayetçi olma talebi reddedilirken, Öztürk ve Özder'in karakoldaki sorgusu saatler sürdü. (İSTANBUL)
EMNİYET TBMMYİ BİLE TAKMADI
TBMM İnsan Hakları Komisyonu, Beyoğlu İlçe Emniyetini inceleyip rapor tuttu. Emniyet Müdürü Yusuf Yükselin, kötü muamele ve işkence yapan personelini gizlediği ve bilgi vermekten kaçındığına ilişkin rapor, oy birliği ile kabul edildi.
Alt komisyonun hazırladığı rapora göre, Mehmet Aras ve oğlu Serhat Aras Beyoğlu Emniyetinde görevli polisler tarafından Taksim-Dolapdere arasında dövüldü ve polis aracında işkence gördü, ayrıca Hakim Adlığın dövülmesinin de Beyoğlu Emniyet Müdürlüğünde görevli sivil polislerce gerçekleştirilmesi olasılığı yüksek. Raporda, Polis, asayişi sağlamak yerine, kendi intikam duygusunu tatmin etmek için asayişi yok etmeye çalışan biri haline gelmemelidir denildi.
CEZASIZLIK POLİTİKASI
Beyoğlunda meydana gelen olaylarda, ihlal polisten kaynaklansa da, idare tarafından etkin bir soruşturma yapıldığını söylemek mümkün değildir denilen raporda, Aras ve oğlu ile Adlığı gözaltına almak yerine, hukuka aykırı olarak polis araçlarına bindirerek sorgulandığına, hatta cezalandırdığına dikkat çekildi. Raporda, Aras olayından 7 ay, Adlığ olayından ise 2 ay geçmesine rağmen, soruşturmaların bitirilmediği ve bir cezasızlık durumuyla karşı karşıya kalınabileceği vurgulandı.
BİLGİ VERMEDİ
Raporda şöyle denildi: Beyoğlu Emniyetinde bir yönetim zafiyeti kendini göstermektedir. Emniyet Müdürü Yusuf Yüksel, bölgesinde olan olayları ve insan hakları ihlallerini araştırmak bir yana, bilgi isteyen komisyonumuza bile, bilgileri ancak tekrar tekrar telefon veya yazılarından sonra göndermiştir. Olayları etkili bir biçimde araştırmamış; ancak hiçbir görevlinin bu olayları kabul etmediğini söylemiştir. (ANKARA)