12 Haziran 2009 00:00

Köle pazarından ölüm kampına!

Tuzla tersanelerinin girişinde bulunan İçmeler Köprüsü, sabah saat 07.00’den itibaren işçilerle doluyor. Tersanede iş bulabilmek umuduyla buraya gelen işçiler, taşeronların gelip kendilerini seçmelerini bekliyorlar.

Paylaş

Tuzla tersanelerinin girişinde bulunan İçmeler Köprüsü, sabah saat 07.00’den itibaren işçilerle doluyor. Tersanede iş bulabilmek umuduyla buraya gelen işçiler, taşeronların gelip kendilerini seçmelerini bekliyorlar. 07.30’dan itibaren köprüye gelmeye başlayan taşeronlar, yapacağı işe göre işçi seçiyor. Önce günlük yevmiye konuşuluyor. Ama sadece konuşuluyor; söylenen fiyat kabul edilmezse diğer işçiler seçiliyor.
Yapılacak işin ne kadar bilinip bilinmediğinin de önemi yok. Buradan çalışılacak tersaneye götürülen işçiler, gittikleri yerlerde hiçbir önlem alınmadan çalıştırılıyor. İş güvenliğini almak işçinin kendi elinde. Eğer işçinin iş güvenliği malzemesi varsa kullanıyor. Yoksa kimsenin ilgilendiği yok. Köprüde gelip taşeronların kendisini seçmesini bekleyen Ali isimli işçi, “Sabah gelip bizi alıyorlar. Akşam buraya bırakıyorlar. Ne verirlerse onu alıyoruz. İş kıyafeti vermiyorlar. Önlem alıyoruz diyorlar ama alan yok, denetim yok” diye konuşuyor. Aldıkları işlerin 15-20 günlük olduğunu söyleyen Ali, krizle birlikte zor durumda kaldıklarını ifade ediyor.
EKMEK PARASI İÇİN ÖLÜME GİDİYORLAR
Kriz gerekçesiyle 1.5 ay önce işten atılan Murat isimli işçi de her sabah İçmeler Köprüsü’nde. İşten atılmadan önce günlük 60 lira yevmiye alan Murat, şimdi 40 ya da 50 liraya çalışmak zorunda; eğer taşeronlar onu seçerse... Gittikleri yerlerde iş güvenliği önlemi alınmadığını söyleyen Murat, “Boya yapılan yerde gaz birikir. Ölçüm yapılmadan sana gir derler. İtiraz edersen evine ekmek götüremezsin. Mecbur kalırsın içeri girmeye. Ya da maske takmadan girersin içeriye” diye kendilerine verilen değeri anlatıyor. Sabah 08.30’a kadar köprüde bekleyen Murat, iş çıkmayınca evine gitmek zorunda kaldı.
EĞİTİM
VERİLMEDEN GEMİYE
İsmet Usta isimli işçinin anlattıkları ise işçilerin eğitilmeden nasıl çalıştırıldığını gözler önüne seriyor. İnşaat işçisi olan Usta, 8 ay önce işsiz kalınca tersanede çalışmaya karar vermiş. 8 aydır İçmeler Köprüsü’ne gelen Usta, taşeronlar iş verdikçe çalışıyor. Gittiği yerlerde eğitim alıp almadığını ya da bunun araştırılıp araştırılmadığını sorduğumuz Usta, “Hayır” yanıtını veriyor. Urfa’dan tersanelere gelen Abdurrahim Can da aynı şeyleri anlatıyor. Onun tek isteği, ekmek parası kazanmak. Bu zorunluluk, taşeronların onu alıp istediği gibi çalıştırması için yeterli sayılıyor.
Görüştüğümüz birçok işçinin anlattıkları aynı. Köle pazarına geliyorlar ve hiçbir önlemin alınmadığı tersanelere götürülüyorlar. Şansları varsa kaza geçirmeden evlerine geri dönüyorlar. 124 işçinin hayatını kaybettiği ve ölüm kampı diye anılan Tuzla tersanelerinde ölümlerin neden meydana geldiği, İçmeler Köprüsü’ndeki köle pazarlarında belli oluyor. İşlerini taşeronlara yaptıran tersane patronları, işçilere köle muamelesi yapan, kurallara uymayan taşeronlar ve onları denetlemeyen yetkililer... İşçileri eğittiklerini söylen GİSBİR’i de yine işçiler yalanlıyor. Taşeronların denetim altına alındığı söylemini, İçmeler Köprüsü’nde yaşananlar yalanlıyor. Yapıldığı iddia edilen denetimlerin ne kadar etkili olduğu ise iş cinayetlerinin devam etmesinden anlaşılıyor. (İstanbul/EVRENSEL)
Ercan Karakaya
ÖNCEKİ HABER

Akman’a sahip çıktı, eleştirenlere namert dedi

SONRAKİ HABER

‘Halkların kardeşliği’ mesajına beraat

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...