12 Haziran 2009 00:00

BAŞYAZI

Bugün ilk ve ortaöğretim okulları eğitim yılını tamamlıyor. Öğrencilerin eline bir yıllık çalışmalarının muhasebesi olan, olduğu iddia edilen karneler verilecek. Televizyon ve gazetelerde üzülen öğrencilerle sevinenlerin duygularını, düşüncelerini yansıtan haberler izleyeceğiz.

Paylaş

Bugün ilk ve ortaöğretim okulları eğitim yılını tamamlıyor. Öğrencilerin eline bir yıllık çalışmalarının muhasebesi olan, olduğu iddia edilen karneler verilecek. Televizyon ve gazetelerde üzülen öğrencilerle sevinenlerin duygularını, düşüncelerini yansıtan haberler izleyeceğiz. Öğrenci döven “anlayışsız” baba, evden kaçan öğrenci haberlerini okuyup, eğitim ve töre eleştirisi muhabbetleri yapacağız! Uzmanlar, “Çocuklara iyi davranın. karne her şey değil!” diye öğütler verecekler. Milli Eğitim, eğitimci sendikaları ve uzmanlar, bir yıl değerlendirmeleri yapacaklar.
Sendikalar (Bugün Evrensel’de Eğitim Sen’in bir raporu var) eğitimin ticarileştirilmesinden, özelleştirilmesinden, Milli Eğitim’in masrafları velilere yıkmasından, hükümetin yandaşlarıyla kadrolaşarak eğitim sistemini tahrip etmesinden; derslik, öğretmen ve araç-gereç eksikliğinden yakınacaklar.
Geçen yıl, önceki yıl, ondan önceki yıl ve daha önceki yılların gazetelerini karıştırsak; bu yakınmaların, eksiklik tespitlerinin, öğütlerin bir farkını bulabilir miyiz?
Herhalde küçük kimi ayrıntıdaki farklılıklar dışında, geçtiğimiz yıllarla bugünkü sorunlar arasında esasa ilişkin bir fark bulmak mümkün değil. Sadece sorunlar nicel olarak büyümüştür.
Son birkaç yıldır, Milli Eğitim Bakanlığı, varlıklı öğrencilere avantaj tanımak amacıyla ortaöğrenimi de sınav sistemine açmıştır. Bakanlık, “eğitimde ilerleme” adına eğitimdeki adaletsizliğe bir düğüm daha atmıştır. Yine Milli Eğitim bakanı; önceki gün, 32 ilde eğitim yaşının 5’e indirildiğini, ilköğretimin de 9 yıl olacağını ilan etmiştir. Bu da bir “ilerleme” olarak sunulmuştur. Ama 8 yıl ilköğretim okuyan öğrenciyle dokuz yıl okuyanlar aynı sınavlara sokularak, lise için seçme yapılacağı düşünüldüğünde; eğitimde adaletsizlik yolunda yeni bir adımdan başka bir şey olmadığını söylemek de gerçekçi bir belirleme olacaktır. Elbette ki, ne yakınmaları büyüterek ne daha çok rapor hazırlayarak, hükümeti ve egemenleri girdikleri yoldan geri çevirmek olanaklı değildir. Ama parasız, eşit, demokratik (özgürlükleri savunan ve anadilde eğitim hakkını savunan) ve bilisel bir eğitim mücadelesini ciddi bir biçimde ele alarak bu gidişatı tersine çevirmek; sorunları azaltmak, yukarıdaki şikayetlerin önemli bir bölümünü gidermek; geri kalanı, hatta müfredatın içeriğini demokratik ve bilimsel bakımdan yükselten bir noktaya çekmek olanaklıdır.
Eğitime ilişkin talepler, bazı özel günlerde edilmiş laflar olmaktan çıkarılıp; elde edilmesi gerekli talepten çıkarı olan kesimleri bir araya getirip mücadeleye çeken bir hatta yürünürse, her yıl önceki yıla göre sorunların daha da azaldığı bir eğitim yılı yaşanabilirdir.
Krizle birlikte sorunların daha da büyüyeceğini; hükümet ve kapitalistlerin, eğitimden, sağlıktan tasarruf ederek bu tasarrufları büyük firmalara aktaracağını artık kimse saklamıyor. Bu eğitimin sorunlarını daha da büyütecektir. Bu durum, parasız, demokratik, bilimsel eğitim için mücadeleyi daha da önemli hale getirecektir.
Kuşkusuz burada en başta eğitimci sendikalarının, öğrencilerin, velilerin, üniversitelerin, ilerici demokrat çevrelerin, sendikaların ve emek örgütlerinin…toplumun örgütlü kesimlerinin temsilcisi olan tüm diğer örgütlerin de bu mücadele içinde yer alması gerekir. Çünkü; sorun tüm emekçi sınıfların, onların eğilmesi gereken geçliğin sorunudur ve demokratik ve bilimsel bir eğitim sorunu, gençliğin nasıl yetişeceği ile yakından ilgilidir.
Çocukların, gençlerin toplumun geleceği olduğu göz önüne alındığında, onların nasıl eğitildiğinin toplumun geleceği ile ilgili olduğu apaçıktır.
Öyleyse; ilk ve ortaöğretim okullarında eğitim yılının sonu vesilesiyle; parasız, demokratik ve bilimsel bir eğitim için mücadeleyi gerçek bir mücadeleye dönüştürmeyi gündeme alırsak, şikayetler, raporlar, incelemeler anlam kazanacaktır.
Ancak o zaman, yakınma hattından kazanma hattına geçebiliriz.
Eylülde yeni eğitim yılına başlarken, bu konuda daha ileride olmak dileği ile!..
İHSAN ÇARALAN
ÖNCEKİ HABER

A’DAN Z’YE

SONRAKİ HABER

Bu paraya yeni bir kanal kurulurdu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...