15 Haziran 2009 00:00

Devlet malı hâlâ deniz

MİLYONLARCA İNSAN YOKSULLUK İÇİNDE KIVRANIRKEN BİRİLERİ DEVLETİ SOYMAYI VE SOYDURMAYI ALIŞKANLIK HALİNE GETİRDİ

Paylaş

Kendi başınıza yapmanızın mümkün olmadığı ticari bir işi bir başkasına yaptırmak zorunda kaldığınızda nelere dikkat edersiniz? Hiç şüphesiz ilk akla gelen, o işin mümkün olan en az maliyetle yapılmasını sağlamaktır. Bütün sistem bunun üzerine kuruludur zaten. Yani elinizdeki bir malı nasıl en ucuza mal edip en yüksek fiyata satmaya çalışıyorsanız, satın alacağınız bir mal ya da hizmet için de en az maliyete katlanmak istersiniz. Sistemin işleyişi açısından rasyonel olan, başka bir deyişle klasik iktisat derslerinde ‘homo economicus*’ olarak tanımlanan yaklaşım budur.
DEVLET SÖZ KONUSU OLUNCA...
Türkiye gibi ülkelerde ise bunun bir istisnası vardır. ‘Devlet malı deniz yemeyen keriz’ gibi ‘özlü’ sözlerin de halk arasında yaygınlaşmasına neden olan bu istisna, devletin hizmet alımlarındaki hiç de ekonomik olmayan uygulamalarıdır. Özellikle taşeronlaşmanın artmasıyla birlikte bu uygulamalar yüzünden kamu bütçesi, yani halkın çalışıp didinerek, emek harcayarak devlete verdiği vergilerden oluşan bütçe, bu yolla trilyonlarca zarara uğramaktadır. Daha doğrusu çarçur edilmektedir.
EN DÜŞÜĞE DEĞİL EN YÜKSEĞE
Devlet, son yıllarda artan biçimde birçok mal ve hizmeti dışarıdan almaya başladı. Bu, kuşkusuz yeni bir olgu da eğil. Eskiden beri çok sayıda firmanın ya da kişinin ihya olmasına neden olan bir uygulama bu. Ve devlet, dışarıdan alacağı bu mal ya da hizmetler için ihaleler açar. Burada amaç, kamu bütçesinden mümkün olan en düşük miktarda paranın dışarı çıkmasını sağlamaktır. Ama bunu engelleyen öylesine bir ‘ihale kültürü’oluşmuştur ki, bu işi devletin değil de mafyaların düzenlediği dönemler bile olmuştur. İhale Kanunu’ndaki açıkları da kullanan şirketler, devlet bütçesini neredeyse bir arpalığa çevirmekten çekinmemiştir. En ucuza alınması gereken ihaleler, en yüksek teklif verenlere kalmış ya da ucuza alınsa bile birçok şirket süreç içinde çeşitli yeni masraflarla alması gerekenin kat kat fazlasını devletten almıştır. Buna sayısız örnek verilebilir.
TAŞERONLAŞMAYLA ARTTI
Özelleştirmelerin ve taşeronlaştırmanın yaygınlaşmasıyla birlikte bütün kentlerde daha önce TEK-TEDAŞ gibi kurumların yaptığı hizmetler, dışarıdan hizmet ya da mal alımı şeklinde açılan ihalelerle yapılmaya başlandı. İstanbul’da da daha önce Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ (BEDAŞ) tarafından verilen bu hizmetler, taşeron firmalardan alınmaya başlandı. Birçok kamu ihalesinde olduğu gibi, bunda da devlet kurumu olan BEDAŞ, ihaleleri en ucuz hizmeti verecek olandan değil de neredeyse en pahalısından almaya başladı.
Son olarak 2 Haziran 2009’da kesinleşen toplam 4 ihalede de, kamu yaklaşık 1 milyon TL zarara uğratıldı.
SAYAÇ SÖKME-TAKMA İHALESİ
‘10 yıllık damga süresini doldurmuş sayaçları sökme takma hizmeti’ alımı işlerine ait ihalelerde, en düşük fiyatı veren firmaların teklifleri ve ihaleyi kazanan şirketlerin teklifleri karşılaştırıldığında, yaklaşık 1 milyon TL’nin çöpe atıldığı ortaya çıktı.
Bayrampaşa-Silivri-Sarıyer bölgelerine ait ihale 7’nci en düşük teklifi veren Ünka İnşaat Yat. San. AŞ’ye verildi. En düşük teklifi veren Can Enerji adlı firma, birim fiyatı 8.10 TL’den toplam 1.145.040.30 TL keşif bedeli önermesine rağmen ihale, 9.86 TL birim fiyatından 1.393.839.18 keşif bedeli öneren Ünka İnşaat’a verildi. Üstelik Ünka İnşaat’tan daha düşük teklif veren 6 firma daha ihaleye katılmıştı. Ancak BEDAŞ, kimi firmaların teklifini aşırı düşük bularak reddetti. Sadece bu ihale yüzünden kamunun zararı 248 bin TL oldu.
Sefaköy-Bakırköy-Beyazıt bölgeleri ihalesini ise 5. en düşük teklifi veren Sistem Enerji kazandı. En düşük teklifi veren Mona Enerji 8.66 TL birim fiyatıyla toplam 1.730.363.26 TL keşif bedeli önerirken, ihaleyi alan Sistem Enerji’nin önerisi 9.89 TL birim fiyatıyla 1.976.130.80 oldu. Bu ihaledeki kamu zararı ise yaklaşık 246 bin TL.
Beyoğlu-Çağlayan-Güngören bölgelerini kapsayan bir diğer ihalede de sonuç farlı olmadı. Burada da 8.19 TL birim fiyatı ve toplam 1.537.750.31 keşif bedeli öneren Beypınar Tic. Ltd. Şti. yerine ihale 6. en düşük teklifi veren Sezen Yavuz firmasında kaldı. İhaleyi alan firmanın önerdiği birim fiyatı 10.24 TL olurken keşif bedeli ise 1.922.657.28 TL oldu. Yani yaklaşık 400 bin TL daha pahalı teklif veren firma aldı ihaleyi.
Son olarak Gaziosmanpaşa-Avcılar-Kumburgaz bölgelerini kapsayan ihale de 9.69 TL birim fiyatı ve 1.423.504.61 TL ile Sistem Enerji’de kaldı. Oysa Sel İnşaat’ın teklifi yaklaşık 200 bin TL daha ucuzdu.
Sonuçlanan ihalelerle ilgili imzaların önümüzdeki günlerde atılması bekleniyor. Duyurulur!..
(İstanbul/EVRENSEL)
(*) Klasik İktisat Teorisi’nde kendisine maksimum fayda sağlayan seçeneği tercih eden, rasyonel davranan ve kendi çıkarlarını düşünmesi gereken insan modeli.

1 MİLYON TL İLE NE YAPILABİLİRDİ
* Bin BEDAŞ işçisinin aylık ücreti yaklaşık 100 TL artırılabilir.
* 10 bin abonenin faturası 10’ar TL azaltılabilir.
* 200 aileye her ay 500 TL yardım yapılabilir.
* En az 1 milyon ekmek ücretsiz olarak halka dağıtılabilir.
* 10 bin kişi bir ay boyunca ulaşıma para ödemeden işine gidip gelebilir.
Nurettin Öztatar
ÖNCEKİ HABER

Yeni kuralsızlık dönemi

SONRAKİ HABER

Göz kırparak kitap yazdı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...