15 Haziran 2009 00:00

Valilik bizim haklılığımızı ispat etmiş oldu

Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, kendisi hakkında çok dilli belediyeciliği savunduğu için dava açılırken, Diyarbakır Valiliği’nin Kürtçe bilen personel çalıştırmasını, ‘Valilik haklılığımızı ispat etmiş oldu’ sözleriyle değerlendirdi.

Paylaş

“Çok dilli” belediyecilik yapmak istediği için görevinden alınan ve tekrar belediye başkanlığına seçilen DTP’li Abdullah Demirbaş, çok dilli belediyecilik için yeniden çalışmalara başladı. Hakkında yine soruşturma başlatıldı. Demirbaş hakkında, başkanı olduğu Diyarbakır’a bağlı Sur Belediyesi’nde çok dilli belediyecilik yaptığı için soruşturma açılırken, Diyarbakır Valiliği ise çağrı merkezinde Kürtçe bilen eleman çalıştırmaya başladı.
Demirbaş ile, son dönemde Kürt sorunuyla ilgili olarak yaşanan tartışmaları ve hakkında açılan soruşturmayı konuştuk.
Son dönemlerde bir yandan Cumhurbaşkanı tarafından Kürt sorununda iyi şeyler olacağı söylenirken, diğer taraftan DTP ve KESK’e yönelik operasyonlar düzenlendi, tutuklamalar oldu. Son olarak da, Günlük gazetesi kapatıldı. Bu tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
85 yıldır derinleşerek bugüne gelen sorunların çözülmesi gerektiği halk tarafından bu seçimlerde bir kez daha ortaya konulmuştur. Ama halkın bu irade ve kararlılığını hazmedemeyen sistem, DTP’ye, onun şahsında halk iradesine şu mesajı vermiştir: Ben bu sorunu çözmek istemiyorum. Çözmek istesem de sen bunun çözüm iradesi değilsin. Çözeceksem de kendi mantığım ve çözüm şeklimle çözerim.
DTP, siyaseten en aktif muhalefeti yapan ve diğer muhalefet kesimlerini bir araya getirmeye çalışan en önemli demokrasi dinamiğidir. KESK de sendika ve demokrasi mücadelesinde en önemli dinamiktir. Bütün bu olanlara rağmen ben artık çözüm konusundaki halk iradesini kimsenin engelleyemeyeceğine inanıyorum. Çünkü halk iyi şeyler olmasına karar vermiştir. Dolayısıyla, belki biraz zahmetli geçecek ama çözüm konusunda halkın kararlılığı çözümü getirecek.
Geçen dönem ‘çok dilli’ belediyeciliği hayata geçirmek istediğiniz için belediye meclisi ile birlikte görevden alındınız. Seçimlerde oy oranınızı artırarak tekrar seçildiniz. Hakkınızda yine aynı gerekçelerle süren bir dava var. ‘Çok dilli’ belediyecilik dışında hakkınızda süren kaç dava var?
2004 seçimlerinde yüzde 56.6 ile seçilmiştim. 2007 Haziran ayında, çok dillilik konusundaki tutumumuz nedeniyle ben ve belediye meclis üyelerimiz görevden alındık. Ama halk bizi görevden almadığı için Sur içinde bir tarihi mekanda alternatif belediyemizi oluşturarak halkla bağımızı koparmadık. AKP seçim öncesi birçok seçim “hediyesi”dağıttı halka. Halk kendi hakkı olan bu “hediyeleri” aldı, ama çözüm konusunda ve diline kültürüne sahip olma konusunda kararlılığını gösterdi. 2009 yılında yapılan seçimlerde yüzde 65.4 alarak yeniden seçildik. Bu da şunu gösteriyor ki, halk çok dilliliği onaylamıştır. Ayrıca Türkiye’nin farklı dil ve kültürlerden oluştuğunu bir kez daha sisteme ifade etmiştir. Hakkımda açılan 24 tane dava var, toplam 93 yıl hapis isteniyor. Bunların bir kısmı dille ilgili. Bunlardan 15’e yakını dille ilgili davalardır.
Diyarbakır Valiliği, açtığı çağrı merkezinde Kürtçe bilen eleman çalıştırmakta. Valilik böyle bir uygulamaya geçerken, siz benzer bir uygulamada bulunduğunuz için görevden alındınız. Tekrar belediye başkanı seçildiniz. Yine aynı uygulamayla belediyeyi yöneteceğinizi açıkladınız. Hakkınızda tekrar soruşturma açıldı. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Öncelikle valilik bizim haklılığımızı ispat etmiş oldu. Her şeye rağmen bu gelişmeyi olumlu bir adım olarak görüyorum. Beni görevden alan anlayışın bu projemizi alıp kullanması, bizim ne kadar önemli ve tarihi bir şey yaptığımızı gösterir. Biz kendimiz de gerçekleştirerek ancak sistemi dönüştürebiliriz. Çünkü hiçbir zaman sistem hiçbir hakkımızı vermeyecektir ve adım atmayacaktır. Hakların yasalardan önce geldiğine inanıyoruz. Bu temelde adım atıp sisteme de adım attırmalıyız. Belki ağır bedeller ödeyeceğiz ama demokrasi bedelsiz gelişmez. Tabii valiliğin kendine serbest edip bize yasaklaması, aslında bir çifte standardı ve çelişkiyi de ifade ediyor. Biz uygulamaya devam edeceğiz. Bu ülkede, “Komünizm gerekirse onu da biz getiririz” anlayışına sahip bu sistem. (İstanbul/EVRENSEL)
Şerif Karataş
ÖNCEKİ HABER

‘Tam gün’ değil ‘tam sömürü’

SONRAKİ HABER

Hükümet sözünü tutsun

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...