18 Haziran 2009 00:00

EMEK GÜNLÜĞÜ

Dün gazetemizde, Hak-İş’e bağlı Hizmet-İş Sendikası’nın, “Bolu’da sendika nasıl değiştirilir?” adı altında bir toplantı gerçekleştirmek istediğine yönelik bir haber vardı.

Paylaş

Dün gazetemizde, Hak-İş’e bağlı Hizmet-İş Sendikası’nın, “Bolu’da sendika nasıl değiştirilir?” adı altında bir toplantı gerçekleştirmek istediğine yönelik bir haber vardı. Toplantıyı haber alan işçilerin toplantıyı protesto ettiklerini ve gelenlerin Memur-Sen sendika binasından polis eşliğinde gittiklerini yazdı. Haberle ilgili bilgisine başvurduğumuz Hizmet-İş Sendikası’nın genel başkan danışmanı, böyle bir şey olmadığını, kimi işçilerin daveti üzerine oraya gittiklerini belirterek, yanlış anlaşıldıklarını söyledi.
Farz edelim işçiler Hizmet-İş’i çağırdı. Örgütlü ve sendikalı bir işyerine gitmek ve onların sendika değiştirmesini istemek ne kadar doğru? Sendikal ilkelere ne kadar uyuyor? Öncelikle bu soruların cevaplanması gerekiyor. Sadece soruları cevaplamak yetmez, bunlara uygun davranmak lazım.
Sendikaların toplam üye sayısı yarım milyondan biraz fazla. Memlekette toplam çalışan işçi sayısı on milyona yakın. Nedense sendikasız ve kötü çalışma koşullarıyla karşı karşıya kalan işçileri örgütlemek yerine, çantada keklik olanı seçmek tercih sebebi oluyor. Yani kendilerine yakın belediye başkanı, patron varsa tamamdır. Devreye siyasiler sokuluyor, işçiler zorla ikna ediliyor, ‘ya işiniz ya da yeni sendika’ denerek zorla sendikalarından istifa ettirilip, patronun tercihi sendikaya götürülüyorlar. Bunun adı işçinin kendi tercihi oluyor. Eğer gerçekten işçinin tercihi olsa buna fazla diyecek bir şey olmaz, fakat gerçeğin böyle olmadığı açıktır.
Bir tarafta tarihi işsizlik rekorları kırılırken; insanlar açlık, yoksulluk ve sefalet içinde yaşarken; intiharlar peşi sıra gelirken, şu yapılan üye kapma, başka sendikanın üyelerini alma ne anlama geliyor? Sermayeye gerek kalmadan, sendikalar birbirleriyle uğraşıyor. Gidilen yol doğru değildir, işçi sınıfının ve sendikal hareketin ilerlemesine hizmet etmiyor. Yakın zamanda yine Hizmet-İş’in, Kocaeli Belediyesi’nde çalışan işçiler üzerinde, belediyenin zorlamasıyla sendika değiştirme çalışmaları oldu. Süreç devam ediyor. Daha önce de böylesi örnekler yaşandı. Her seferinde işçinin kendi tercihi dendi, fakat işçiye soran çıkmadı. Hep işçi adına konuşuldu.
Artık böyle bir sendikal anlayışın emek mücadelesinde yeri yoktur. Sendikal hareket içerisinde yeri yoktur ve bu anlayışı her yerde teşhir etmek, yalnızlaştırmak gerekmektedir. Çünkü işçi sınıfının ve sendikal hareketin yeterice sorunu var; bunlara karşı mücadeleyi örgütlemek için sendikal hareketin içinde bulunulan zaaf ve sorunlardan arınarak ilerlemesi gerekiyor. Bunu başaramadığı koşullarda iş birlikçi tutum ve uzlaşmacı sendikal anlayış, gelip mücadele etmek isteyenlerin ayağına dolaşacaktır. Haber üzerine Hizmet-İş Sendikası ve Belediye-İş Sendikası birer açıklama yaptılar. Bunları değerlendirmek gerekiyor. Ancak Hizmet-İş Sendikası’nın kendi web sitesindeki yazılar bazı meseleleri tartışmasız ortaya koyuyor.
Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu ve Hizmet-İş Başkanı Mahmut Aslan’ın, Kocaeli Belediyesi’ne yaptıkları ziyaret ve belediye başkanıyla aralarında geçen diyalog* her şeyi açıklamaya yetiyor.

(*) Hizmet-İş Sendikası’nın web sitesinden kısaltarak yayınlıyoruz: “Kocaeli’ndeki değişim, dönüşüm ve gelişime dair bir değerlendirme yapan konfederasyonumuz Hak-İş Genel Başkanı Uslu, Başkan Karaosmanoğlu’nun, belediyecilik vizyonuyla Kocaeli’ni Avrupa kenti konumuna taşıdığını söyledi. Büyükşehir işçilerinin son dönemde yaptığı sendika tercihine de değinen Uslu, ‘Sendika değiştirmek işçinin demokratik hakkıdır’ dedi. Başkan Karaosmanoğlu, ‘Ben ortaya çıkıp şu sendikaya gideceksiniz diye bir şeyle hayatım boyunca uğraşmadım, uğraşmam da. Ama Hizmet-İş’le de, Hak-İş’le de daha güzel, barış içinde, işçimizin hakkını hukukunu, alın terini, iş barışını, üretimi, kalkınmayı ve gelişmeyi en güzel şekilde sağlayacağımıza inanıyorum. Ben herhangi bir olumsuzluk görmüyorum’ şeklinde konuştu.” Aralarında böyle bir diyalog geçiyor, al gülüm, ver gülüm fazla diyecek bir şey yok sanıyorum.
SEYİT ASLAN
ÖNCEKİ HABER

Alper: Kürt sorununun çözümü samimiyete bağlı

SONRAKİ HABER

JÎN Û JİN

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...